Darbelere de Otoriterleşmeye de Hayır

Darbelere de Otoriterleşmeye de Hayır
Hak ve özgürlükler, hukuka aykırı müdahaleler ve keyfi yasak kararları ile kullanılamaz hale getirildi İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz halde.

12 Eylül darbe rejimi tekçi rejimle iç içe sürüyor

MERSİN – BEKİR ŞAHİN: Türkiye, 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 44 yıl geçmesine rağmen halen 82 tarihli darbe Anayasası ile yönetildiğine dikkat çeken insan hakları savunucuları, “12 Eylül darbe rejimi temel unsurlarıyla siyasi tutumla sürüyor. Darbeci “devlet ruhu” ve davranışı ile sürüyor” diye ifade ettiler.

Mersin emek ve Demokrasi Platformu tarafından 12 Darbe rejimi yıl dönümü nedeniyle ortak açıklama yapıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi 12 Eylül darbe rejimi yıl dönümüne ilişkin yaptığı açıklama şöyle:

“İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı gibi temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getiren yasak ve baskılar, nefret saldırılarının ve ırkçılığın desteklenmesi, tüm itirazların susturulması amacıyla işkence ve kötü muamelenin yaygınlaştırılması, hukuki dayanaktan yoksun tutuklama ve cezalar, her yıl yenileri eklenen yüzlerce hapishane, sistematik tecrit, ağırlaştırılmış müebbet, infaz yakma, işkence ve kötü muamele ve benzeri infaz uygulamaları ile ölüme terk edilen mahpuslar, güvenlik soruşturması bahanesi ya da asılsız suçlamalarla muhaliflerin iş akitlerinin feshi ve benzeri devasa sorunlar ile, 12 Eylül zihniyeti halen iş başında.

KÜRT MESELESİ

Kürt Meselesinin politik olarak gündeme geldiği dönemde gerçekleşen 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi başta Diyarbakır Hapishanesi olmak üzere, siyasi mahpusların tutulduğu pek çok hapishanede insanlık dışı işkenceler ve idam tehditleriyle Türkiye’nin en temel meselesi olan Kürt Meselesini şiddet ve güvenlik sorunu haline getirmiştir. Darbeden sonra kurulan altmış yedi kez kurulan hükümetler döneminde de ne yazık ki bu politikada ısrar edilmiş ve halen Kürt Meselesi bu coğrafyanın en temel demokrasi ve insan hakları sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır.

OHAL DEVAM EDİYOR

İktidar bununla da kalmadı, “15 Temmuz darbe girişimi” sonrasında ilan ettiği ve iki yıl süren OHAL, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği, 31 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren ve OHAL yetkilerinin devamını sağlayan 7145 sayılı torba kanun, 25 Ağustos 2018 den başlayarak Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray buluşmalarına getirilen yasaklar ve devamında 2020 yılında çıkarılan yeni Bekçiler Kanunu, Çoklu Baro Yasası, Sosyal Medya Sansür Yasası, Ceza İnfazında eşitsizliği derinleştiren ve işkenceye zemin hazırlayan, sivil toplum örgütlerine kısıtlamalar getiren yasal düzenlemeler, 20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, ulusal ve uluslararası yargı organlarının kararların tanınmaması ve hak ve özgürlüklere getirilen yasak uygulamaları ile 12 Eylül’ü daha da pekiştirdi ve hükümetin OHAL yetkilerini 3 yıl süreyle yeniden uzatan yasanın 18 Temmuz 2021 tarihinde kabulü ile rejim, OHAL koşullarının ötesine geçtiğini ve rejimin otoriter tarzda yeniden yapılandırılması amacıyla hareket ettiğini de göstermiş oldu.”

ANAYASA VE YASALAR YOK SAYILIYOR

Hak ve özgürlükler, hukuka aykırı müdahaleler ve keyfi yasak kararları ile kullanılamaz hale getirildiğini kaydeden İHD Mersin Şubesi’nin ortak açıklamasında, “Anayasa Mahkemesinin Cumartesi Annelerinin haftalık Galatasaray buluşmalarının toplantı ve gösteri hakkı bağlamında hukuka uygun ve meşru olduğunu ısrarla belirttiği Şubat 2023 tarihli iki ihlal kararına rağmen bu kararlar uygulanmamış, polis şiddeti ve kaymakamlık yasakları ile hukuk dışılık yerleştirilmiş, anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri hakkı ihlal edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu ve tahliye edilmesini belirttiği ihlal kararları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın derhal tahliye edilmelerini belirttiği kararlar uygulanmamaya devam edilerek Anayasa ve yasalar dahil, hukuk normlarının bağlayıcılığı yok sayılmıştır.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ YOK SAYAN YENİ DÜZENLEMELER

Anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı, hak ve özgürlükleri yok sayan yeni düzenlemeler yapılmış, hak ve özgürlüklerin ihlaline karşı siyasi iktidarı durduracak, denetleyecek mekanizmalar tamamen ortadan kaldırılmış, halk hukuk güvenliğinden yoksun bırakılarak hak ihlalleri, keyfiyet/ hukuk dışılık adalet ve emek mücadelesi alanına, ekoloji mücadelesine, LGBTİ’lere ve kadınlara genişletilerek devam ettirilmiştir.” diye ifade edildi.

Darbeleri önlemek için yapılması gereken belli olduğunu kaydedilen aıklamada, “Darbe kurumlarını kapatmak, hak ihlallerine neden olan yasaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırmak, darbecileri ve darbe sürecinde işlenen suçları cezalandırmak, darbe nedeniyle doğan zararların giderimini de kapsayacak şekilde onarıcı adaleti sağlamak, hak ve özgürlükleri evrensel ölçülerde genişletmek ve baskıdan kurtarmak, demokratik ve özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa yapılması, demokratikleşme yanında çatışma çözümü ve pozitif barışı sağlamak ve kurumsallaştırmak. Otoriterleşme yolundaki ısrarına rağmen, darbe karşıtı olduğunu söylemekten vazgeçmeyen hükümeti; 12 Eylül’e ve darbelere karşı olduğunu ispata çağırıyoruz.” Şeklinde konuştu. www.yenicizgihaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.