Gaziantepli kadınlar: Failler en ağır cezayı almalı, adalet tarafsız işlemeli”
GAZİANTEP- ANIL ŞAHİN: Gaziantep Demokratik Kadın Platformu, Kilis’te polis kocası tarafından hastane önünde öldürülen hemşire Fatma Solak’ın ölümünden özgün ama aynı zamanda da öfkeli olduklarını belirterek, “Tüm kadınlar bu şiddet sarmalından sıranın ne zaman kendisine geleceği kaygısı ile tedirgin, korku, kaygı ve belirsizlikle yaşamda var olmaya çalışmaktadırlar” diye ifade ettiler.
Gaziantep Demokratik Kadın Platformu tarafından kadına şiddet ve katledilen kadınlara tepki amaçlı düzenlenen basın açıklamasında, platform adına ortak açıklamayı Dr. Gökçe Altunay Kolağası yaptı. Kadın yaşamı, kadının geleceği, kadınların varlığına yönelik her gün tehdit arttığını ifade eden Dr. Gökçe Altunay Kolağası şöyle devam etti:
“Artık her güne bir kadın cinayeti ile hatta güne birden fazla kadın cinayeti ile uyanıyoruz. Geçen ay (şubat) 23 kadın cinayeti işlenmiş, 21 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 23 kadından 11’inin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi.
Türkiye'de 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Türkiye’de 2008 ile 2021 yılları arasında 3 bin 719 kadın katledildi. 2021 verilerine göre cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'nde Türkiye 156 ülke arasında 133. sıraya geriledi.
Türkiye'de kadınların %38'i hayatlarında en az bir kez partnerlerinin şiddetine maruz kalıyor. İçinde bulunduğumuz COVID-19 ve ekonomik kriz sürecinde yoksulluğu ve iş yükü daha da artan kadınların, bu süreçte şiddete daha çok maruz kaldığı tüm dünyada istatistiklerle ortaya konmuştur. Kadına cinsiyet, kimlik ve farklılıklarından dolayı şiddet uygulamak ayrımcılık, nefret suçu ve insanlığa karşı işlenmiş suçtur.
Kadınları daha çok geleneksel bir yapının içine zorlayan görüş, her gün yeniden siyaset eliyle dozajını artırırken kadın hakları ve cinsiyet eşitsizliğine yönelik hak gasplarını meşrulaştırmaktadır .” www.yenicizgihaber.com
Kilis’te bir kadın hemşire Fatma Solak çalıştığı hastanenin önünde, eşi tarafından katledildiğini belirten Dr. Gökçe Altunay Kolağası, “Fatma Solak yalnızca bir erkek tarafından öldürülmedi. İstanbul Sözleşmesi’ni feshedilmesini sağlayanlar, ekranlarda cinsiyet eşitsizliğini savunanlar, erkek yargı, kadın düşmanı politikalar, okullarda toplumsal cinsiyet eğitimini kaldıranlar, Fatma’nın katliama uğramasının zeminini yaratmışlardır.
Kadınlar artık kendi çalıştıkları iş yerlerinde ve hatta evlerinde bile güvende değil ve erkek şiddeti ile karşı karşıya kalmakta. Kendi çalıştığı hastanenin önünde kaybettiğimiz Fatma Solak’ın eşi, polis memuru olmasından dolayı taşıdığı silahı kendi eşine karşı kullanarak ölümüne sebep olmuştur. Ayrıca Fatma’nın yanında bulunan arkadaşı da polis memuru Hasan S.’nın kurşunlarından yaralanarak, şiddetten nasbini almıştır. Yaralanan arkadaşımızın da bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyoruz.
Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor. Bizler biliyoruz ki, böyle devam ettikçe bu gün Kilis’te yarın başka bir kentte kadınlar ölüme, şiddete, taciz ve tecavüze, cinsiyet ayrımına uğrayacaklarıdır.
Kadınların, maruz kaldığı şiddeti önlemek ve kazanımlarını geliştirmek yerine, defalarca ve her yerde “İstanbul sözleşmesi yaşatır” diye haykırmamıza rağmen İstanbul sözleşmesi uygulanmıyor, caydırıcı cezalar verilmiyor ve yeni şiddet olaylarının ve kadın cinayetlerinin önü açılıyor.” dedi. www.yenicizgihaber.com
Şiddeti uygulayan fail, yaptığı şiddetle ilgili ceza almadığı müddetçe kadın cinayetleri artacağına dikkat çeken Dr. Gökçe Altunay Kolağası, “Önlem alınmadıkça cinayetler azalmaz. Diğer taraftan, vahşetin boyutu her geçen gün artacaktır.
Failler en ağır cezayı almalılar, adalet tarafsız işlemeli, anaokullarından başlayarak toplumsal cinsiyet eğitimleri sağlanmalı, eşitlikçi politikalar kamu kurumları başta olmak üzere tüm alanlarda uygulanmalı, cinsiyetçi söylemler suç sayılmalı ve İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır.
Türkiye’de kadın cinayetlerinin temelinde de kadınların daha fazla hak ve özgürlük arayışlarına tahammülsüzlüğün de olduğunu biliyoruz. Hayatları hakkında verdikleri kararlar veya kendi hayatlarını yönetme çabaları bir türlü kabul göremiyor. Türkiye’nin dört bir yanında bize benzeyen ya da benzemeyen kadınlar inanılmaz bir mücadele yürütüyor. Hayatın her alanında, her konuda. Bu çok olumlu bir uyanış dinamiği. Kadınların haklarını arama dinamiği şiddetle bastırılmaya çalışılıyor” diye ifade etti. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.