Eğitim Sen: 5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!

Eğitim Sen: 5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Eğitim Sen: 5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!

 

KİLİS- ANIL ŞAHİN: 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, 1994’ten beri yeryüzü ölçeğinde 100’den fazla eğitim sendikası Dünya Öğretmenler Günü’nü kutladığını ifade eden Kilis Eğitim Sen Temsilcisi Mustafa Kandemir, “Türkiye’de Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı emeğimizi, onurumuzu ve çalışma barışımızı korumaya çalışırken 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ni önümüze örnek bir belge olarak koymaktadır” dedi.

 

Kilis Eğitim Sen Temsilcisi Mustafa Kandemir, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeniyle yazılı açıklama yaparak günün anlam ve önemiyle ilgili açıklaması şöyle:

 

“1994 yılından beri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı ne 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü resmi olarak kutlamaktadır ne de Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye’sine uygun politikalar geliştirmektedir. 3 Şubat 2022’de çıkarılan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ne aykırıdır. Bu kanunla ilgili olarak öğretmenlerin ve tüm eğitim emekçilerinin eleştirilerinin ve itirazlarının hemen hemen her gün konuşulduğu ve tartışıldığı günleri yaşamaktayız.

Türkiye hiperenflasyona doğru giderken “geçinemeyen”, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar yüzünden “nefes alamayan”, ücretli ve sözleşmeli öğretmen istihdamıyla güvencesizliğin tehdidi altında yaşayan, özel sektörde ağır sömürü

koşullarında çalıştırılan öğretmenler ve eğitime destek emekçiler, sorunlarının çözülmesini beklerken karşılarında 13 maddeden oluşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bulmuştur. Eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek için bir yasa çıkarılması gerekirken, bugün öğretmenler kendilerini bu yasanın sonuçlarından korumaya çalışmaktadır.

 

Öğretmelerin Statüsü Tavsiyesi’nde vurgulanan eğitimde “insan kişiliğinin tam gelişmesi”, “toplumun düşünsel, moral, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan ilerlemesi” ve “temel özgürlüklere ve insan haklarına derin bir saygı” gibi çok önemli konular, okulların gündeminden adeta çıkmıştır. OHAL döneminin süreklileştirildiği koşullarda kanun hükmünde kararnamelerle haksız ve hukuksuz biçimde işlerinden ihraç edilmiş on binlerce eğitim emekçisinin 7 yıldır adalete ulaşamaması, Tavsiye kararlarından ne kadar uzaklaşıldığının açık bir kanıtıdır. Tavsiye’de belirtildiği biçimiyle eğitimin “barışa, tüm uluslararasında ve tüm din ya da ırk grupları arasında dostluğa, hoşgörüye ve karşılıklı anlayışa yapabileceği katkı” yerine “kindar ve dindar” bir kuşak yetiştirilmek istenmektedir.

Tavsiyede yer alan “Öğretmenler hakça bir statüden yararlanmalı ve öğretmenlik mesleği, hak ettiği kamusal saygınlığı görmelidir.” hükmünün tersine öğretmenlerin emeği siyasal iktidarın hakaretleri ve Öğretmenlik Meslek Kanunu ile itibarsızlaştırılmakta, öğretmenlerin onuru incitilmekte ve eğitim emekçileri açlık sınırına yaklaşmakta olan maaşlarla yaşamını sürdürmeye zorlanmaktadır.

 

Türkiye’de zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi uygulaması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında hak ihlali olarak görülmesine karşın bu dersin zorunlu tutulmasına devam edilmekte, üç ayrı seçmeli din dersinin ise okul yöneticileri eliyle fiilen seçtirilmesi için ciddi kampanyalar yürütülmektedir. Bu baskılarla farklı inançları olan yurttaşların inanç ve inanmama özgürlüğü yok sayılmaktadır.

 

Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmenliğin Statüsü Tavsiyesi’ne aykırı eğitim politikalarından ve uygulamalardan vazgeçmelidir. Eğitim emekçilerinin maaşları ivedi biçimde yoksulluk sınırının üzerine çekilmelidir. Anayasa’ya ve uluslararası belgelere aykırı olarak hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir. Başta iş güvencesi olmak üzere tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye alan bir düzenleme yapılması zorunludur. Eğitim sendikaları, öğretmen ve veli örgütlerinin katılımı ile kapsayıcı, öğretmenleri güçlendiren ve geliştiren, çalışma barışını sağlayan, var olan sorunları çözebilecek yeni bir meslek kanununun hazırlanması için çalışmalara ivedi olarak başlanmalıdır.

 

Eğitim Sen her zaman olduğu gibi, eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük hak mücadelesini, demokrasi ve barış mücadelesi ile daha da güçlendirecektir.” www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.