Cezaevleri öldürüyor!

Cezaevleri öldürüyor!
Cezaevleri öldürüyor!
İnsan Hakları Derneği (İHD) Gaziantep Şubesi, cezaevlerinde bulunan hasta mahpuslara dikkat çekmek için Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Gaziantep Şubesi Başkanı Av Hasan Önder Sulu, son bir yıl içerisinde 40‘a yakın hasta mahpusun cezaevlerinde yaşamını yitirdiğine söylerken, cezaevlerinde halen 228’i ağır olmak üzere toplam 578 hasta mahpus tahliye (infazının ertelenerek) edilerek tedavi olmayı beklediğini açıkladı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Gaziantep Şubesi tarafından düzenlenen basın açıklamasına dernek yönetimi ve üyelerinin yanı sıra bazı sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi. İHD Gaziantep Şubesi Başkanı Av Hasan Önder Sulu, son bir yıl içerisinde 40‘a yakın hasta mahpus cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini bunlardan Mehmet Canpolat, Lütfü Taş, Abdulmecit Aslan, ve Haşem Arduçlu ise son 15 gün içerisinde cezaevinde hastalanarak öldüklerini açıkladı. Hasta mahpusların durumları tahliye (infazı ertelenerek) edilerek tedavi olmaları yönünde defalarca yetkilileri ile görüştüklerini, ancak yaptıkları görüşmenin sonuçsuz kaldığını açıkladı. Hasta mahpuslar, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve cezaevi idareleri ile cezaevi güvenlik birimlerinin bilinçli bürokratik işlemleri sonucu tedavi edilmeyerek ölüme terk edildiklerini ileri süren İHD Şube Başkanı Sulu açıklamasına şöyle devam etti; "Bu bürokrasi işkencesine Adli Tıp Kurumu (ATK) ve infaz savcılıkları da ortak olmuştur. Adli Tıp Kurumu (ATK) sağlık sebebiyle infazın ertenlemesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır. ATK uygulamaları ve raporları ile infaz uygulamasına ikinci bir infaz yöntemi önererek bu ölümlerin sebebi haline gelmiştir. ATK, Mehmet Canpolat hakkında yazmış olduğu raporda; “hastane şartlarında yatırılarak infazına devam edilmesinin uygun olduğu” sonucuna varmış ve 5275 sayılı yasada olmayan yeni infaz uygulaması yaratmıştır. ATK bu raporu ile hasta mahpusa yasada bulunmayan yeni bir infaz şekli uygulamasına sebep olmuştur. ATK bu uygulaması ile bilimsel olmaktan çıkmış, kendisine verilen rol doğrultusunda bir pratikle mahpusların ölümüne sebep olmaktadır. (ATK) sübjektif uygulamaları ile güvenilir bir kurum olmaktan çıkmıştır. “Cezaevinde kalabilir” şeklinde rapor verdiği mahpuslar bir bir yaşamını yitirmektedir. ATK hasta mahpusların infazlarının ertelenmesi bakımından verilecek raporlarda son merci olmaktan çıkarılmalıdır. Üniversite hastaneleri ve diğer hastanelerin verdiği raporlar yeterli kabul edilmelidir. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında Cumhuriyet Savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir Cumhuriyet savcıları, polisin hazırladığı keyfi raporlar doğrultusunda siyasi hasta mahpusların tahliyelerini engellemektedir. Bu keyfi tutumlar ve polisin sanki savcıların amiri gibi rapor hazırlamaları hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Bu keyfi tutumları önlemek bakımından ya savcıların takdir yetkisi kaldırılmalı ya da 5275 sayılı Yasanın 16/6 bendinde yer alan “toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı” cümlesinin yasa metninden çıkarılması gerekir. Hasta mahpusların tedavi olmak için infazlarına ara verilmesi durumu bir sağlık ve yaşam sorunudur. Bu sorunu kamu güvenliğine indirgemek sağlık hakkına ve yaşam hakkına açık bir saldırıdır. Bu durum başlı başına bir insanın sağlık hakkından mahrum bırakılarak işkence ile yaşamına son verme halidir." Cezaevleri, mahpusları hasta ediyor, ölümlerine neden oluyor. cezaevlerinde mahpusların sağlık haklarına erişimleri hukuka uymayan yöntemlerle engellendiğini ileri süren Başkan Sulu, "Hasta mahpuslar cezaevi revirlerinde haftada iki gün bulunan pratisyen hekimlerin üstünkörü muayeneleri ile tedavi edilmeden koğuşlarına geri gönderilmektedir. Hasta mahpusların tedavileri zamanında ve doğru yapılmadığı için cezaevlerinde kanser, tüberküloz, şizofreni ve hepatit hastalıkları yaygınlaşmaktadır. Tüm cezaevlerinde, hemen bugünden itibaren, genel bir sağlık taraması yapılmalıdır. Bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları ve meslek kurumlarından oluşan heyetlere bu sağlık taramasını yapması için izin verilmelidir. Bizler defalarca bu sağlık taramalarını yapmak üzere hazır olduğumuzu tüm yetkililere bildirdik, bugün de bildiriyoruz. Bizler sivil toplum ve meslek kuruluşları olarak bu sağlık taramalarını yapmaya hazırız" dedi. HABER:BEKİR ŞAHİN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.