Basını susturmayın
Yayınlanma:
Güncelleme:
Basını susturmayın
GAZİANTEP- BEKİR ŞAHİN; Hükümetin OHAL kapsamında KHK ile yayın durdurulan televizyon ve radyolara ilişkin hem tepkiler, hem de yayın kuruluşlarına destekler sürüyor. Gaziantep Eğitim-Sen binasında bir araya gelen siyasi parti ve dernek temsilcileri aralarında Hayatın Sesi TV'nin de yer aldığı 12 televizyon ve radyo kanalının kapatılmasına tepki gösterdi. Hayatın Sesi Televizyonu adına konuşan muhabir Fatma Keskintimur, televizyonun “Tek Sese Biat Etmeyeceğiz” açıklamasını yaparak destek verenlere teşekkür etti.
Gaziantep Eğitim-Sen binasında düzenlenen Hayatın Sesi ve kapatılan diğer radyo ve televizyonlarla dayanışma toplantısına KESK şube temsilcileri, İHD, ÖHD, ÇHD, BARO, DTK, DİK, Özgür Düşünce Derneği temsilcileri ve bazı siyasi partilerin başkan ve temsilcileri katıldı. Basın açıklamasını Hayatın Sesi Televizyonu adına Fatma Keskintimur, yaptıktan sonra katılımcılara da söz hakkı verildi. Keskintimur yaptığı açıklamasında, Antep’te başta Başpınar Organize Sanayi işçileri, işçi sendikaları ve kamu emekçileri olmak üzere tüm emek ve demokrasi mücadelesi verenlerin sesi olma ilkesiyle habercilik yapan Hayat TV’nin karartılmasına yönelik antidemokratik uygulamaya karşı televizyonun, gerçek sahipleriyle buluşma ihtiyacı duyduklarını ifade etti. Emek, demokrasi, laiklik ve barışı savunmayı temel yayın ilkesi olarak benimseyen Hayatın Sesi TV’ye yönelik bu keyfi kararı kınadıklarını açıklayan Keskintimur, “Tüm emekçileri ve ezilenleri de televizyonumuzla dayanışmaya, haber alma hakkına, basın özgürlüğüne sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
BASININ SUSTURULMASINI KABUL ETMİYORUZ
Keskintimur’un açıklamasının ardından söz alan KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Ersönmez açıklamasında şunları ifade etti; “Kapatılan televizyonların geçmişten günümüze dek halkın, emekçilerin ve ezilenlerin sesi olan, işçilerin mücadelesini halka taşıyan televizyonlar olduğu için buna yönelik bir müdahalenin olduğunu biliyoruz. Bu televizyonlar aslında Alevilerin, Kürtlerin, barıştan yana tutum alanların, ezilenlerin ve tüm toplumsal kesimlerin türküleriydi, mitolojisiydi, tarihiydi, doğasıydı, köyleriydi, kentleriydi. Kısaca yaşamın kendisiydi. Farklı yaşam kültürleri, birikimleri, değerleri, anlayışları olan tüm toplumsal kesimlerin sesiydi. Bu ses kısılmak isteniyor. Özellikle halka doğru haberin, doğru bilgi akışının engellenmesi isteniyor. Bu mücadele sürdüğü sürece de basınımızla bir şekilde hayat bulacak, hayatın sesi olmaya devam edecektir. KESK olarak bir an önce hükümetin bu kararı geri almasını ve kapatılan radyo ve televizyonların geri açılmasını talep ediyoruz.”
ÖZGÜR HABER YAPAN KURULUŞLAR KAPATILMIŞTIR
Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, yaşanılan süreçte hem uluslararası yükümlülükler, hem de anayasadan kaynaklanan tüm yükümlülüklerin ihlal edildiğini belirterek, “İnsanların özgür, tarafsız, objektif haber alma aygıtları maalesef kapatılmış durumda. Bugün 100 bine yakın kamu görevlisinin ihraç edildiği, 30 bine yakın tutuklunun olduğu bir süreçteyiz ve insanların neyle suçlandıkları belli değil. Bugüne kadar iddianameler hazırlanmadığı, operasyonlar devam ettiği için maalesef insanlar şu anda neyle suçlandıklarını dahi bilmiyorlar.
Bu anlamda özgür basının görevini yerine getirmesi, insanlara farklı, muhalif seslerin duyurulması açısından önemlidir. Biz de Gaziantep Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulundaki arkadaşlarla özgür basının yanındayız. Hayatın Sesi TV’ye, İMC TV, Özgür Gündem Gazetesine yönelik, demokrasi dışı bu müdahaleleri de hem muhalefeti tek tipleştirme adına, hem bu aykırılıkları, farklılıkları, zenginliğimiz gördüğümüz farklılıkları susturan bu anti demokratik faşist uygulamayı kabul etmediğimizi belirtmek isteriz.”
SÖMÜRGECİ, TEKÇİ DEVLET ANLAYIŞININ BİRER SONUCU
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Yöneticisi Necip Ateş: “7 Haziran seçimlerinden bu yana demokrasi güçlerini, özgürlük mücadelesi veren güçleri susturmak için, bu sömürgeci ve tekçi devlet yapılanması, hayatın her alanında, darbe dönemlerinde görebileceğimiz bir takım uygulamalar yapıyor. Belediyelere kayyım atanmasından tutun, milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına, cenazelerimizin mezarlıklara defnedilmesine kadar birçok alanda muazzam bir baskı vardı. Basının sesi de kısılmak isteniyordu fakat bu daha çok Kürt Özgürlük Hareketi ve onun bileşenlerine yönelik olduğu için toplum bunun farkına pek varmadı. Ama bugün artık görüyoruz ki emek ve demokrasi güçlerine de, işçi sınıfına da, toplumun diğer muhalif kesimlerine de yönelik bir baskı var. Bunun karşısında bizim söyleyeceğimiz; demokrasiden, özgürlükten, barıştan yana olan bütün güçlerin ortak bir duruş sergilemesi gerektiğidir, gün o gündür!”
HEGOMANYALARI KIRMAK İÇİN BASIN ÖNEMLİDİR
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Temsilcisi Münevver Tilkemur, Alevilerin sesi olan TV 10, Kürtlerin sesi olan Jiyan, Denge, Azadi ve Med Nüçe ve emekçilerin sesi olan Hayatın Sesi Televizyonuna yönelik bu baskıyı şiddetle kınadıklarını bildirdi. Yeşil Sol Parti (YSP) İl Eş Sözcüsü Celal Deniz, Devlet hegemonyasına karşı, devrimcilerin, sosyalistlerin, demokratların, ezilenlerin, ötekileştirilenlerin karşı hegemonyalarını kurması için basının öneminin büyük olduğunu ifade etti.
Hayatın Sesi ve TV 10 ile Yön Radyo'nun da bulunduğu, 12 televizyon ve radyonun yayını durduruldu ve uydudan çıkartıldı. (YENİ ÇİZGİ)
Sendika
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.