Yalnız Kalma Hissi İntiharı Tetikliyor

Yalnız Kalma Hissi İntiharı Tetikliyor
Yalnız Kalma Hissi İntiharı Tetikliyor
Türkiye Psikiyatri Derneği Örgütlenme Sekreteri Psikolog Şahut Duran, son günlerde artan intihar vakalarının çoğunun yalnız kalma hissi, işsizlik ve ekonomik sorunlardan kaynaklandığına dikkat çekti. Özellikle ergenlik döneminde artan intihar vakalarının ise ailelerin tutumuyla ilgili olduğunu ifade eden Duran, bu dönemde ailelerin çok serbestçi veya baskıcı bir tutum sergilemek yerine rol model olmalarının çocuğun gelişimi açısından önemli olduğunu söyledi.

Manisa’da son günlerde artan intihar olaylarıyla ilgili Türkiye Psikiyatri Derneği Örgütlenme Sekreteri Psikolog Şahut Duran, önemli açıklamalarda bulundu. Duran, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 800 bin kişinin intihar ettiğini söyledi. Duran, özellikle son 10 yılda intihar edenlerin sayısının arttığına dikkat çekerek, intihar hızının kadınlara göre erkeklerde daha fazla olduğunu belirtti. Duran, “İntihar hızı kadınlara göre erkeklerde daha fazla ama Doğu ve Güneydoğu’da kadınlar daha fazla intihar ediyor. Erkeklerde 35 yaşından sonra kadınlarda ise 15-29 yaş aralığında daha fazla oluyor. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda ergenlerde bir artışın olduğu gözleniyor” dedi.

İNTİHARA SÜRÜKLÜYOR

İntihara sürükleyen risk faktörlerinden bahseden Duran, “İşsizlik, ekonomik sorun, yalnız kalma intiharı tetikliyor. Sosyal konumda ortaya çıkan ani değişiklikler, düşük sosyal sınıftan olma, eğitimin sınıfının düşük olması, ailede intihar öyküsünün olması, aile içi şiddet önemli etkenlerden biridir. Ruhsal anlamda baktığımızda depresyon en önemli intihar nedenidir. İntihar edenlerin yüzde 75-80’inin intihar etmeden önce depresyonda olduğu düşünülüyor. Depresyon tedavi edilebilen bir hastalık olduğuna göre aslında intiharı önleme konusunda depresyonu tedavi etmenin çok büyük bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Alkol ve madde bağımlılığı, şizofren de intiharı tetikliyor. Sevilen biri tarafından terk edilme, çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan travmalar etkiliyor. Ateşli silahlara ulaşımın kolay olması, birden fazla olayla aynı dönemde karşılaşma intihara neden oluyor” diye konuştu. İntiharı önlemeyle ilgili bilgiler veren Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaşam amacı ve gelecek planının olması, iletişim becerilerinin iyi olması, kişinin kendini ifade araçlarını kullanması, yardım alma ve tedavi olma konusunda istekli olması önemlidir. Sosyal desteğin olması, yakın arkadaş ilişkilerine sahip olma, dini inanç, kadınlar için küçük çocuğun olması gibi etkenler koruyucu etkenlerdir.”

NE FAZLA SERBESTLİK NE DE BASKI

Ne fazla serbestliği, ne de baskıyı doğru bulmadıklarını ifade eden Duran, “Çok serbest bırakmak da iyi değildir tabii ki. Bebeklikten itibaren belirli sınırlar koyarsınız. Mesela on yaşındaki bir çocuğu emzirmeye kalkışmazsınız. Çünkü belirli bir ihtiyaca göre sınırlar koyarsınız. Yani sınır belirli ihtiyaca göre çocukluktan itibaren konması gereken bir durumdur. Aile eğitimi ve okul eğitimi için de geçerli bir durum olmakla beraber çok fazla serbestlik de çok fazla baskı da aynı yere çıkıyor. Kontrollü ve ergenin sorunlarını anlayabilmektir önemli olan nasihat vermek değil istenen. Çünkü çocuklar bu yaşlarda artık bir birey olduğunu göstermeye çalışıyor. Hayata, aileye ve kişilere karşı farklı isyanları olabiliyor. Ailesi ile çok iyi anlaşır ama bunu hayata yansıtır. Bu durum o yaşın bir özelliğidir. Kendini kanıtlama, gösterme çabası içerisindedir. O zaman çok serbest bırakırsanız sınırını bilmez en ufak bir ket vurma da çok farklı tepkiler verebilir. Ama bunu zaman içerisinde yavaş yavaş serbest bıraktığınız zaman onu daha rahat aşabilir. Mesela 15-16 yaşına gelmiş bir çocuğun önüne aniden bir engel koyuyorsunuz onu aşması çok zor olur. Ama zamanla küçük engellerle karşılaşırsa onları aşarak hem öz güveni gelişir hem de problemleri çözebilmeyi öğrenir. Çok fazla katı, çok fazla bastırılmış bir ergen için de depresyon oraya çıkabilir. Burada yaşam umudu, yaşam amacı kalmayınca intihar girişimleri artıyor” dedi.

AİLE ROL MODEL OLMALI

“Aile ve yaşadığımız sistem önemlidir” diyen Duran, şunları söyledi:

“Ailelerin tutumu önemlidir ama o çocukların dışarıda kontrolü de önemlidir. Ailelerin birinci görevi çocuğu anlayabilmektir ve rol model olabilmektir. Nasihat etmek demiyorum rol model olma yani benim gibi yap değil de nasıl davranılması gerektiğini uygulayarak göstermek. Çünkü çocuklar sorunlarla baş etme yöntemlerini aile ile öğrenir. Mesela ailelerde bir çocuk da intihar girişimi yaşandıysa diğer çocuklarda görülme olasılığı daha fazla oluyor.

Bu konuyla ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar bünyesinde seminerlerin aktif olarak yürütülmesi ve eğitimlerin olması gerekir. Ailelerin ve çocukların bizzat bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi gerekir. Fakat bizler sonuç odaklı bakıyoruz. Yani sorunun sebebine değil de o an olan olayla ilgileniyoruz. Mesela ülkemizde bu konuyla ilgili olarak yeterli sayıda psikolog, sosyal psikolog yok, psikiyatri yok. Ama biz dernek olarak intiharı önlemeye yönelik olarak sağlık bakanlığıyla da ortak çalıştaylarımızı yapıyoruz. Tedavi yöntemleri üzerinde duruyoruz. Bu son zamanlarda her dört kişiden birinin depresyon yaşadığını varsayarsak üçte ikisi intiharı düşünürken, yüzde 15’i intihar girişiminde bulunuyor.”[gallery link="file" ids="30861"]

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.