Sağlık Çalışanları ‘Şiddete Karşı’ Ankara’da Beyaz Mitinge hazırlanıyor

Sağlık Çalışanları ‘Şiddete Karşı’ Ankara’da Beyaz Mitinge hazırlanıyor
Sağlık Çalışanları ‘Şiddete Karşı’ Ankara’da Beyaz Mitinge hazırlanıyor

Sağlık Çalışanları ‘Şiddete Karşı’ Ankara’da Beyaz Mitinge hazırlanıyor

 MERSİN-BEKİR ŞAHİN; Sağlık çalışanları, ‘sağlıkta şiddete’ dikkat çekmek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) bekleyen ‘sağlıkta şiddeti önleme yasa tasarısının’ yasalaşması için 15 Mart’ta Ankara’da ‘Beyaz Miting’te buluşma çağrısı yaptı.

Toros Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, sloganlar atarak sağlıktaki şiddete tepkilerini dile getirdiler. Burada sağlıkçılar adına açıklama yapan Mersin Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Cemil Galioğlu, şiddet görmeden, emeklerinin karşılığını alarak çalışmak istediklerini söyledi. Günde ortalama 40 sağlık çalışanının fiziksel, psikolojik ve sözlü şiddet gördüğünü ileri süren Dr Cemil Galipoğlu ortak açıklamada şunlara dikkat çekti;

“TBMM’de bekleyen “sağlıkta şiddeti önleme yasa tasarısının” yasalaşmasını, yeni ölümler yaşanmadan önerdiğimiz acil tedbirlerin alınmasını sağlamak için; Her geçen gün değersizleştirilen ve piyasanın sıradan bir unsuru, maliyet kalemi haline getirilmeye çalışılan emeğimizin karşılığını alabilmek için, Tüm sağlık çalışanları ve sağlık hakkına sahip çıkıp sağlıktaki şiddetin kendisine ve hastasına da zarar verdiğini düşünen yurttaşlarımızla birlikte 15 Mart Pazar günü Ankara’da, BEYAZ MİTİNG’de buluşuyoruz.

Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık çalışanlarının öncelikli talebi şiddetin engellenmesi olmadı. Sağlık çalışanlarının emeği bu kadar değersizleştirilip böylesi fiili ve sözlü şiddete maruz bırakılmadı.  Dünyanın hiçbir ülkesinde sağlık hizmetini sunan yüzbinlerce insan geçinme telaşının yanı sıra her an şiddete maruz kalabilirim tedirginliği ile işine gitmedi. İş güvenceleri taşeronlaştırma, sözleşmeli, staj vb. adlar altında yok edilmeye çalışılırken,  ücretleri güvencesiz performans ve hakediş sistemlerine terk edilmedi. Çalışma hakları “güvenlik soruşturmaları” gerekçesi ile ellerinden alınmadı. Mesleki yıpranmadan doğan hakları bu kadar görmezden gelinmedi. Ülkemizin hiçbir döneminde sağlıkta iş barışı bu derece bozulmadı. Gece gündüz demeden, haftanın 7,  yılın 365 günü, milli bayramlardan dini bayramlara,  metropollerden ücra köylere kadar her yerde ve her anda sağlık hizmeti sunan sağlık çalışanlarına karşı şiddet uygulanması hoşgörüyle karşılanıp sağlık çalışanları bu kadar suçlanmadı. Ülkemizin hiçbir döneminde yaşanan bunca şiddete ve mağduriyete rağmen sonuç alıcı, caydırıcı adımlar atmayan kendi sağlık çalışanlarına ve çalışanların emeğine bu düzeyde sahip çıkmayan bir sağlık otoritesine rastlanmadı.

Ülkemizin sağlık hizmetini sırtlanmış sağlık meslek mensupları olarak, sürekli şiddete uğrama tedirginliği ile çalışmak istemiyoruz. Bireysel eksiklik ya da hata yapan sağlık çalışanları hakkında her hizmet kolunda olduğu gibi gerekli şikayetlerin yapılması anlaşılabilir. Eğer bireysel kusur varsa hukuki ve mesleki takibat istenebilir. Ama hiç kimsenin, hiçbir gerekçeyle sağlık çalışanlarına saldırmaya, öldürmeye, taciz etmeye hakkı bulunmuyor. Sağlık çalışanlarını sağlık piyasasının şiddete maruz bırakılabilecek dişlileri olarak gören, emeğini, mesleki kimliğini değersizleştiren bu anlayışı esastan reddediyoruz.

Sağlık hizmetlerindeki aksamalar asla ve asla sağlık çalışanlarının üstüne yıkılamaz. Sağlıkta şiddet yapısaldır. Ülkedeki genel politik ve toplumsal atmosferden, yoksulluk, işsizlik gibi ekonomik olgulardan bağımsız değildir. Ekonomik, politik ve toplumsal alanda sorunlar derinleştikçe, sağlık alanında da sorunların çığ gibi büyüyeceğini ve sağlıkta şiddetin artacağını herkesin görmesi gerekir. Bu sorunların sağlık çalışanları olarak üzerimize bir yandan hak kaybı ve yoksullaşma, diğer yandan da maruz kalınan şiddette artış olarak dönmesini kabullenmiyoruz.

Emeğimizi değersizleştiren, ücretlerimizi ezdiren, çalışma koşullarımızı her geçen gün zorlaştıran yönetim anlayışı değişinceye; sağlıktaki bu ölümcül şiddeti tam olarak ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılıncaya; önerdiğimiz tedbirler alınıncaya kadar bu konuda mücadeleyi hep birlikte yükseltmekte kararlı olduğumuzu göstermek üzere; 15 Mart günü Ankara’nın yolunu tutacak ve bu ülkede sağlık ortamının şiddetten arındırılması için on binlerce sağlıkçı olarak tek bir sesle haykıracağız.

Biz sağlık çalışanları, emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağımız mücadelemizle sağlıktaki şiddet iklimini sonlandırarak; görevimiz olan sağlık hizmetini şiddetsiz ve barışçıl bir ortamda, aldığımız bilimsel eğitimin gereklerini yerine getirerek ve halkımızın ihtiyaç duyacağı nitelik ve gereklilikte sunmayı başaracağız. Aldığımız eğitimin, bize yüklenen toplumsal ve kamusal sorumluluğunu yerine getirecek, emeğimizin karşılığını alacağız! YENİ ÇİZGİ 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.