Kanserin İsmi Yetiyor, Daha Ölümcül Kalp Ve Damar Hastalıkları Korkutmuyor"

Kanserin İsmi Yetiyor, Daha Ölümcül Kalp Ve Damar Hastalıkları Korkutmuyor"
Kanserin İsmi Yetiyor, Daha Ölümcül Kalp Ve Damar Hastalıkları Korkutmuyor"
Kalp damar hastalıklarından ölümler, tüm kanser türlerinden ölümlerden fazla olmasına rağmen, insanlar kanserin adını duyunca daha çok korkuyor.

Op. Dr. Tamer Bakalım, “Kanser korkutucu bir hastalık ama kalp damar hastalıkları daha ölümcül ve daha kötü seyreden bir hastalık gurubudur. Ama insanlar kanser dediğiniz zaman korkuyor, kalp dediğiniz zaman o kadar korkmuyor. Obezite ve diyabetin artması hastalığın ilerlemesine neden oluyor” dedi.

Op. Dr. Bakalım, kalp hastalıklarının dünyada ve Türkiye’de ölüm sebeplerinden birinci sırada yer aldığını kaydetti.

Türkiye’de riskin daha da arttığını dile getiren Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op.Dr. Bakalım, “Çünkü kalp damar hastalıklarının en büyük sebebi damar sertliğidir. Damar sertliğini oluşturan bir takım ana sebepler var bunların başında sigara tüketimi geliyor. Bunun dışında şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği gibi ana faktörler maalesef bizim bölgemizde de ciddi oranda gözüküyor. İkincil faktörlerden diyet alışkanlıkları, egzersiz eksikliği gibi durumlar damar sertliğinde etkili oluyor” diye konuştu.

“KANSER KORKUTUYOR,KALP KORKUTMUYOR”

Kalp damar hastalıklarından ölümlerin tüm kanser türlerinden daha fazla olduğunu aktaran Op.Dr. Bakalım, “Bu istatistiki veri olarak tüm dünyada böyle. Kanser korkutucu bir hastalık ama kalp damar hastalıkları daha ölümcül ve daha kötü seyreden bir hastalık gurubudur. Ama insanlar kanser dediğiniz zaman korkuyor, kalp dediğiniz zaman o kadar korkmuyor. Bütün kanserlerin hepsinden daha etkili bir hastalık. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde maalesef artan bir hastalık. Gelişmişlikle birlikte obezitenin ve diyabetin artması hastalığın ilerlemesine neden oluyor” ifadelerine yer verdi.

“DAMAR SERTLİĞİ İLERLEYİCİ BİR HASTALIK”

Kalp krizi birincide de beşincide de ölümcül olabildiğinin altını çizen Op.Dr. Bakalım, “Hangi damarın tıkandığı ve daha çok etkilendiği bizim için daha önemli. Damar sertliği ilerleyici bir hastalık. Kalp damarlarınızda bir problem olduğunda ve bu kalbinize gittiğinde birinciyi atlatsanız bile ikinci ve üçüncüyle karşılaşma ihtimaliniz kalp krizi sonucu kalp yetmezliğine yakalanma ihtimaliniz, kalbin kapakçığı ve diğer bir takım yapılarında da sorunlar yaşama ihtimaliniz yüksek. O yüzden kalp krizini geçirmiş olmanız işin bittiği yani bir daha karşılaşmayacağınız anlamına gelmez. Örneğin bypass oldunuz, ‘Rahatladım oh tamam her şey düzeldi bundan sonra işim rahat deme’ şansına sahip olmuyorsunuz” dedi.

“KALP DAMARLARINDA SORUN VARSA BUNDAN KURTULMA ŞANSINIZ YOK”

Damar sertliğinin ilerleyici bir hastalık olduğunun altını çizen Op.Dr. Bakalım,“Var olan rahatsızlığınızın çözülmüş olması ilerde tekrar size sorun yaratabileceği anlamına gelir. Yani kanser hastalarının bir çoğunda erken tespit ettiğinizde yani ciddi sonuçlar elde etme, kanserle karşılaşmama gibi ihtimalleriniz var. Ama damar sertliğinde kalp damarlarında problem varsa bundan kurtulma şansınız bir daha yok” dedi.

“DAMAR SERTLİĞİNİN İLERLEMESİ ÖNLENEBİLİR”

‘Kalp damar hastalıklarında birincil tedavi damar sertliğinin önlenmesi olduğunu vurgulayan Op.Dr. Bakalım, “Damar sertliğinin ilerlemesi var olan hastalığın artarak diğer damarlarda da görülebilecek bir hastalık haline getirebilir. Damar sertliğinin önlenmesinde mutlaka yapılacaklardan bir tanesi temel faktörlerin ortadan kaldırılabilmesidir. Tek ortadan kaldırılan faktör sigara kullanımı. Tütün kullanımını engellediğiniz zaman bir faktörü tamamen ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Diğer faktörlerin bir kısmı kısmen engellenebiliyor, bir kısmı da engellenemiyor. Ciddi bir genetik yatkınlığınız varsa bunu ne yaparsanız yapın değiştirme hakkına sahip değilsiniz. Ama şeker hastalığının kontrolü, tansiyon hastalığının kontrolü, yeme ve içme alışkanlıklarının değişmesi yaşantımıza egzersizlerin getirilmesi gibi bir takım tedavi yöntemlerinin bir arada uygulanmasıyla damar sertliğinin ilerleyişi durdurabiliyor” diye konuştu.

“BALON VE STENT TEDAVİSİ”

Damar sertliğine bağlı daralma ve tıkanıkların giderilmesinde uygulanan tedavilerden bahseden Op.Dr. Bakalım, “ Damardaki darlığın açılmasını anjiyografik yöntemlerle bölgeye oraya balon ve stent uygulanması yöntemleri ile çözüyoruz. Yüz güldürücü sonuçlar var. Eğer bunlarla bir yol elde edilemiyorsa diğer yöntemde bypass cerrahisi. Çok uzun zamandan beri uygulanan yöntemler, bunları artık daha küçük kesilerle de yapmaya başladık. Ama her hastaya uygulanabilir yöntemler değil. Uygun vakalarda uygun hastalarda da küçük kesilerle bypass yapılabiliyor. Ama hiçbiri yapılamıyorsa tıbbi tedavi mutlaka temeli oluşturuyor” şeklinde konuştu.

“KALP KAPAĞI TAMİR EDİLMELİDİR”

Kalp kapağı hastalıkları hakkında da bilgiler veren Op.Dr. Bakalım, “Eskiden ülkemizde romatizmal kalp hastalıklarını çok daha fazla görürken, artık nüfusun yaşlanmasıyla birlikte kapağın yaşa bağlı bozulmasıyla meydana gelen kapak hastalıklarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Kalp kapak hastalıklarında temel tedavi ya kapağın değiştirilmesi, ya da mümkünse kapağın tamiridir. Son 10-15 yıldır tüm cerrahi toplantılarında önerilen kalp kapağının eğer tamir edilebiliyorsa tamir edilmesidir. Çünkü; kendi dokusunun hastada kalması her zaman çok daha doğru bir seçenek. Ama doğru bir tamir hastanın uzun süre sorunsuz yaşayabilmesini sağlayabilecek bir doğru tamiri yapabiliyorsanız bunu yapmak lazımdır” dedi.

“KAPAK DEĞİŞTİRMEDE, KÜÇÜK KESİ VE ROBOTİK CERRAHİ”

Op.Dr. Bakalım şöyle devam etti: “ Kapak değiştirmek de çok eskiden beri yaptığımız bir yöntemdir. Takılan kapaklarla ilgili bir takım ilaçlar kullanılması ve bir takım sorunlar yaşadığımız için kapak tamirleri son zamanlarda bir hayli gelişti. Bu ameliyatları da biz çok küçük kesilerle yapabilir duruma geldik. Kapak değiştirmeyi de küçük kesilerle yapmaya başladık, hatta robotik cerrahi de kullanılabiliyor. Amaç hastaların hepsinin daha konforlu bir yaşam şansına sahip olmasını sağlamak. Küçük kesideki amaç sadece müdahale edeceğimiz alanı görüp oradaki işinizi yapıp mümkün olduğu kadar hastaya az zarar vererek hastanede kalış ve iyileşme sürelerini kısaltmak amaçlı yapılan operasyondur.”

“YARIM SAAT YÜRÜYÜŞÜN ÖNEMİ”

Kalp hastalıklarından korunmak için yapılması gerekenler hakkında paylaşımda bulunan Op.Dr. Bakalım, “Tüm toplum olarak tütünden uzak durmamız gerek. Yaşantımıza sporu çok daha fazla sokmamız gerek. Spor derken ağır sporlardan değil. Hafif sporlar ve egzersizler. Yarım saat yürüyüş veya bir yüzme kesinlikle yaşam sürenizi ve yaşam kalitenizi çok daha fazla artıracaktır. Fast food dediğimiz bir takım yağlı beslenme türünden uzak durmak gerekir. Doğru beslenmeyi öğrenmek lazım. Kızartma kültürünü yağı yakarak yemek yapma olayını bir miktar toplumumuzun dışına çıkartmak lazım. Ama bunların hepsi toplumun kültürel düzeyinin artırılmasıyla insanların sağlık konusunda eğitilmesiyle olacak şeylerdir” ifadelerine yer verdi.

Op.Dr. Bakalım, hastalığı oluşmadan önleminin önemine değinerek, böylelikle hem toplum sağlığı ön plana çıkacağını hem de ciddi bir işgücü ve gelir kaybının önüne geçileceğini kaydetti.

“YILDA BİR KEZ CHECK-UP”

40 yaşın üzerindeki herkesin yılda bir kez kardiyolojik check-up yaptırması gerektiğini vurgulayan Op.Dr. Bakalım, “Genetik yüklülüğü daha ön planda olan hastalarda bunu daha öne çekmek lazım. Bu da tabi koruyucu sağlık hekimliliğini ön plana çıkartmayı gerektirir. Hastalık ortaya çıktığında da gecikmeden, kalp krizi geçirmeden müdahale etmek lazım çünkü; en basit kalp krizinde bile bir ölüm riski var. Hastaya bu ölüm riskini sunmak yerine bunu engellemek lazım. Yapılacak işte tabi ki topluma bunu yayabilmek topluma bunu anlatabilmek yani biz sağlıkçılara büyük bir iş düşüyor” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.