Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Bir İlk
Yayınlanma:
Güncelleme:
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Bir İlk
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde ilk defa beyin pili ameliyatı gerçekleşti.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Çelik, dünyada ve ülkemizde sınırlı sayıda uygulanabilen ’Beyin Haritalaması ile Uyanık Beyin Tümörü Ameliyatı’ndan sonra, yine Türkiye’de az sayıdaki gelişmiş merkezde uygulanabilen ’Beyin Pili Ameliyatı’nı gerçekleştirerek, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi adına yeni bir başarıya imza attı.
Geçtiğimiz Ekim ve Kasım ayları içerisinde ileri evredeki üç parkinson hastasında başarıyla gerçekleştirilen “Beyin Pili Ameliyatı” ile ilgili önemli bilgiler veren Doç. Dr. Özgür Çelik, beyin pili ameliyatının ilaca yeterli yanıt alınamayan hareket bozuklukları hastalıkları başta olmak üzere bazı nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde giderek artan sıklıkta kullanılan bir tedavi şekli olduğunu ifade etti.
Bu ameliyattan en fazla fayda görenlerin parkinson, distoni ve esansiyel tremor tanısı alan hasta grupları olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özgür Çelik, “Toplumda sıklığı göz önüne alındığında, ameliyat için bize yönlendirilen olguların büyük bölümünü ilaç tedavisiyle tatminkar hayat kalitesi sağlanamayan Parkinson hastaları oluşturuyor” dedi.
Parkinson hastalığının, esas olarak nöroloji doktorları tarafından ilaçla tedavi edilen, ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Çelik, hastalığı genellikle ileri yaşlarda, önce vücudun bir tarafında ortaya çıkan ve sonrasında diğer tarafa da geçebilen el, kol ve bacaklarda titreme, hareketlerde yavaşlama, vücutta katılık, yüz mimiklerinde azalma şeklinde bulguları olan bir tablo olarak tanımladı.
Doç. Dr. Özgür Çelik, “Kullanılan ilaçlar, başlangıç döneminde hastada tatminkar bir düzelme sağlayabilse de, bir grup hastada hastalık ilerledikçe iyilik halinin devamı için ilacın dozu arttırılmakta ve belli bir noktadan sonra arttırılan ilaç dozu yan etki olarak bir takım istemsiz vücut hareketlerine ve nöropsikiyatrik bulgulara yol açabilmektedir. Kısacası, ilaç tedavisine yanıt alınamayan veya ilaç yan etkileri nedeniyle tahammül edilebilir yaşam kalitesinin sağlanamadığı olgularda yapılan ilave değerlendirmeler sonucunda, bu tedavi seçeneği gündeme gelebilir” şeklinde konuştu.
BEYİN PİLİ NASIL TAKILIYOR?
Doç. Dr. Özgür Çelik iki aşamadan oluşan ameliyatın ilk aşamasında hastaya çekilen beyin MR’ı üzerinden bilgisayar destekli hedefleme teknikleri kullanılarak yapılan planlama doğrultusunda lokal anestezi ile kafatasına açılan birer delikten mercimek tanesi büyüklüğündeki derin beyin çekirdeklerine elektrot denilen pil kablolarının yerleştirildiğini, işlemin ikinci aşamasında ise hastanın genel anestezi ile uyutulduktan sonra, bu elektrotların hastanın köprücük kemiğinin birkaç santimetre aşağısında cilt altına yerleştirilen ana pil ünitesine bağlandığını ifade etti.
Ameliyatın ilk aşamasını hasta uyanık haldeyken yapmayı tercih ettiklerini ifade eden Doç. Dr. Özgür Çelik, “Her ne kadar MR üzerinden yapılan hedeflemeler güvenilir olsa da, bu elektrotların yerleştirilmesi sırasında alınan elektrofizyolojik kayıtlar ve yapılan muayeneler, hem hedefleme sırasında meydana gelebilecek milimetrik hataları en aza indirmek, hem de hastanın pili devreye girdiğinde görmeyi beklediğimiz etkileri önceden bilmemizi sağlamak açısından faydalı olmaktadır. Bu işlemlerin yapılabilmesi için de hastanın uyanık olması gerekmektedir” diyerek açıklamalarına devam etti.
İşlemin çok az sayıdaki merkezde yapıldığını ve bu merkezlerde de işlem için yoğun bir bekleme sırasının olduğunu belirten Doç. Dr. Çelik, “Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezimiz çatısı altında başarılı sonuçlar aldığımız bu üç ameliyatla, Üniversitemiz Hastanesi de Türkiye’nin her yerinden hasta kabul edebilme noktasına gelmiş bir merkez konumundadır” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Özgür Çelik, kısa bir zaman dilimi içerisinde yapılan üç ameliyatla alınan başarılı sonuçları; harcanan yoğun emeğe, titiz çalışma prensiplerine, her detayı önceden planlamaya, hasta seçimindeki isabetli kararlara ve uyumlu bir ekip çalışmasına bağladı. Doç. Dr. Çelik, “Bu üç hasta yaklaşık 15 gün gibi kısa süreli aralar ile ameliyat edilmiş olsalar da, bu ameliyatların bizim merkezimizde başlaması için yaptığımız hazırlıklar altı aylık bir süre içerisinde tamamlandı. Bu hastaların tedavisi noktasında birlikte çalıştığımız Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyemiz gerek hasta seçimi, gerek ameliyat sırasındaki yönlendirici katkısı, gerekse ameliyat sonrası pil ve ilaç ayarlamaları konusundaki isabetli kararları ile bu sonuca büyük katkı sağlamıştır. Yine ameliyatların özellikle uyanık yapılan bölümünde, birlikte çalıştığımız Anestezi Anabilim Dalı Öğretim Üyelerimizin de olumlu sonuçlara büyük katkıları olmuştur. Ayrıca hazırlıklarımız aşamasında, danışman öğretim üyesi olarak bizlerden yardımlarını esirgemeyen ve sürece büyük destek veren Marmara Üniversitesi Hareket Bozuklukları Cerrahisi ekibinden Prof. Dr. Dilek Günal ve Doç. Dr. Aşkın Şeker’in katkılarını özellikle vurgulamak isterim. Kendilerine bu vesileyle teşekkür ediyorum” dedi.
Doç. Dr. Özgür Çelik uygulanan bu tekniğin, asistan ve öğrenci yetişmesi gibi konularda eğitsel faaliyet olarak öneminin yanında, kurumda verilebilecek sağlık hizmetlerinin kalitesini ve Hastanenin konuyla ilgili potansiyelini bölge halkı başta olmak üzere tüm Türkiye’ye göstermesi açısından da önemli katkılar sağlayacağını belirterek sözlerini sonlandırdı.[gallery link="file" ids="23497"]
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Çelik, dünyada ve ülkemizde sınırlı sayıda uygulanabilen ’Beyin Haritalaması ile Uyanık Beyin Tümörü Ameliyatı’ndan sonra, yine Türkiye’de az sayıdaki gelişmiş merkezde uygulanabilen ’Beyin Pili Ameliyatı’nı gerçekleştirerek, Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi adına yeni bir başarıya imza attı.
Geçtiğimiz Ekim ve Kasım ayları içerisinde ileri evredeki üç parkinson hastasında başarıyla gerçekleştirilen “Beyin Pili Ameliyatı” ile ilgili önemli bilgiler veren Doç. Dr. Özgür Çelik, beyin pili ameliyatının ilaca yeterli yanıt alınamayan hareket bozuklukları hastalıkları başta olmak üzere bazı nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde giderek artan sıklıkta kullanılan bir tedavi şekli olduğunu ifade etti.
Bu ameliyattan en fazla fayda görenlerin parkinson, distoni ve esansiyel tremor tanısı alan hasta grupları olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özgür Çelik, “Toplumda sıklığı göz önüne alındığında, ameliyat için bize yönlendirilen olguların büyük bölümünü ilaç tedavisiyle tatminkar hayat kalitesi sağlanamayan Parkinson hastaları oluşturuyor” dedi.
Parkinson hastalığının, esas olarak nöroloji doktorları tarafından ilaçla tedavi edilen, ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Çelik, hastalığı genellikle ileri yaşlarda, önce vücudun bir tarafında ortaya çıkan ve sonrasında diğer tarafa da geçebilen el, kol ve bacaklarda titreme, hareketlerde yavaşlama, vücutta katılık, yüz mimiklerinde azalma şeklinde bulguları olan bir tablo olarak tanımladı.
Doç. Dr. Özgür Çelik, “Kullanılan ilaçlar, başlangıç döneminde hastada tatminkar bir düzelme sağlayabilse de, bir grup hastada hastalık ilerledikçe iyilik halinin devamı için ilacın dozu arttırılmakta ve belli bir noktadan sonra arttırılan ilaç dozu yan etki olarak bir takım istemsiz vücut hareketlerine ve nöropsikiyatrik bulgulara yol açabilmektedir. Kısacası, ilaç tedavisine yanıt alınamayan veya ilaç yan etkileri nedeniyle tahammül edilebilir yaşam kalitesinin sağlanamadığı olgularda yapılan ilave değerlendirmeler sonucunda, bu tedavi seçeneği gündeme gelebilir” şeklinde konuştu.
BEYİN PİLİ NASIL TAKILIYOR?
Doç. Dr. Özgür Çelik iki aşamadan oluşan ameliyatın ilk aşamasında hastaya çekilen beyin MR’ı üzerinden bilgisayar destekli hedefleme teknikleri kullanılarak yapılan planlama doğrultusunda lokal anestezi ile kafatasına açılan birer delikten mercimek tanesi büyüklüğündeki derin beyin çekirdeklerine elektrot denilen pil kablolarının yerleştirildiğini, işlemin ikinci aşamasında ise hastanın genel anestezi ile uyutulduktan sonra, bu elektrotların hastanın köprücük kemiğinin birkaç santimetre aşağısında cilt altına yerleştirilen ana pil ünitesine bağlandığını ifade etti.
Ameliyatın ilk aşamasını hasta uyanık haldeyken yapmayı tercih ettiklerini ifade eden Doç. Dr. Özgür Çelik, “Her ne kadar MR üzerinden yapılan hedeflemeler güvenilir olsa da, bu elektrotların yerleştirilmesi sırasında alınan elektrofizyolojik kayıtlar ve yapılan muayeneler, hem hedefleme sırasında meydana gelebilecek milimetrik hataları en aza indirmek, hem de hastanın pili devreye girdiğinde görmeyi beklediğimiz etkileri önceden bilmemizi sağlamak açısından faydalı olmaktadır. Bu işlemlerin yapılabilmesi için de hastanın uyanık olması gerekmektedir” diyerek açıklamalarına devam etti.
İşlemin çok az sayıdaki merkezde yapıldığını ve bu merkezlerde de işlem için yoğun bir bekleme sırasının olduğunu belirten Doç. Dr. Çelik, “Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezimiz çatısı altında başarılı sonuçlar aldığımız bu üç ameliyatla, Üniversitemiz Hastanesi de Türkiye’nin her yerinden hasta kabul edebilme noktasına gelmiş bir merkez konumundadır” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Özgür Çelik, kısa bir zaman dilimi içerisinde yapılan üç ameliyatla alınan başarılı sonuçları; harcanan yoğun emeğe, titiz çalışma prensiplerine, her detayı önceden planlamaya, hasta seçimindeki isabetli kararlara ve uyumlu bir ekip çalışmasına bağladı. Doç. Dr. Çelik, “Bu üç hasta yaklaşık 15 gün gibi kısa süreli aralar ile ameliyat edilmiş olsalar da, bu ameliyatların bizim merkezimizde başlaması için yaptığımız hazırlıklar altı aylık bir süre içerisinde tamamlandı. Bu hastaların tedavisi noktasında birlikte çalıştığımız Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyemiz gerek hasta seçimi, gerek ameliyat sırasındaki yönlendirici katkısı, gerekse ameliyat sonrası pil ve ilaç ayarlamaları konusundaki isabetli kararları ile bu sonuca büyük katkı sağlamıştır. Yine ameliyatların özellikle uyanık yapılan bölümünde, birlikte çalıştığımız Anestezi Anabilim Dalı Öğretim Üyelerimizin de olumlu sonuçlara büyük katkıları olmuştur. Ayrıca hazırlıklarımız aşamasında, danışman öğretim üyesi olarak bizlerden yardımlarını esirgemeyen ve sürece büyük destek veren Marmara Üniversitesi Hareket Bozuklukları Cerrahisi ekibinden Prof. Dr. Dilek Günal ve Doç. Dr. Aşkın Şeker’in katkılarını özellikle vurgulamak isterim. Kendilerine bu vesileyle teşekkür ediyorum” dedi.
Doç. Dr. Özgür Çelik uygulanan bu tekniğin, asistan ve öğrenci yetişmesi gibi konularda eğitsel faaliyet olarak öneminin yanında, kurumda verilebilecek sağlık hizmetlerinin kalitesini ve Hastanenin konuyla ilgili potansiyelini bölge halkı başta olmak üzere tüm Türkiye’ye göstermesi açısından da önemli katkılar sağlayacağını belirterek sözlerini sonlandırdı.[gallery link="file" ids="23497"]
Sağlık
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.