Diyarbakır’da Covid-19 vakalarında artış
Diyarbakır’da covid-19 vakalarında ciddi artışlar yaşandığı gözlendi. Memorial Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı ve Türk Tabipler Birliği Pandemi çalışma grubu üyesi Yardımcı Doç. Dr. Levent Akyıldız, “Omicron önceki varyantlara kıyasla daha hızlı ve yüksek bulaş kapasitesine sahip olması hastalığın hem ev içi temaslarında hem kapalı mekanda çalışanlarda daha yaygın ve hızlı gerçekleşmesi anlamına geliyor. Bizim önlemlere adapte olmamız halinde ancak bu süreci olabildiğince az sıkıntıyla atlatmamız mümkün” dedi.
Yardımcı Doç. Dr. Levent Akyıldız, korona virüsün omicron varyantına ilişkin hem ebeveynleri hem de çocukları uyardı. Korona virüsünün omicron varyantının ülke genelinde olduğu gibi Diyarbakır’da da ciddi bir tırmanış sergilediğini ifade eden Doç. Dr. Akyıldız, ülke sathında vaka sayılarının Temmuz'dan bu yana yüksek bir bantta seyrettiğini, yakın zamandaki tırmanışı omicron varyantının da işin içerisine karışmasıyla ilgili olduğu şeklinde yorumladıklarını söyledi.
Ancak yakın zamanda omicron varyantının özellikle hafif olduğuna ilişkin ifade edilen ve kamuoyunda da gerek pandeminin oluşturduğu yorgunluk ve tükenmişlik nedeniyle gerek bu konudaki bıkkınlık nedeniyle benimsenme eğilimi taşıyan argümanın çok geçerli olmayabilir olduğunu savunan Akyıldız, “İçinde bulunduğumuz dönem mevsim koşullarını da dikkate aldığımızda kapalı alanlarda özellikle kış döneminde daha çok buluşma zemini de dikkate alındığında kapalı alanlarda iyi havalandırılmayan mekanlarda omicron önceki varyantlara kıyasla daha hızlı ve yüksek bulaş kapasitesine sahip olması, hastalığın hem ev içi temaslarında hem kapalı mekanda çalışanlarda daha yaygın ve hızlı gerçekleşmesi anlamına geliyor” dedi.
“Omicron ciddi hasarlara neden olabilir”
Başta aşı olmak üzere maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulması konusunda uyarılarda bulunan Yardımcı Doç. Dr Akyıldız, “Omicron eşittir hafif hastalık algısı bir yanılsamaya ve gitgide halk sağlığı açısından bir tehdit haline dönüşme potansiyeline sahip. Bizim aşı takvimimizi tamamlamamız, hatırlatıcı doz zamanı geldiyse mutlaka olmamız, bunun dışında kapalı mekanlarda özellikle havalandırmaya dikkat edip bunun yanı sıra maske, mesafe, hijyen gibi 2 yıldan bu yana artık kanıksamış olmamız lazım. Beklenen, ama halen maalesef faaliyete sokarken yeterince yerine getirmediğimiz ilkelere uyum sağlamamız lazım. İlimizde pandemi hastanesi ve kovid kliniği olan hastanelerde yeni kliniklerin de yeni yatışlar için dizayn edildiğine tanık oluyoruz. Özel hastanelerden de, özellikle yatakla ilgili sıkıntı baş gösterdiğine ilişkin bilgiler alabiliyoruz. Dolayısıyla ayaktan olgu sayısının fazlalığı kaçınılmaz olarak beraberinde yatan olgu sayısına da yansıyacak şekilde devam edecektir. Bizim önlemlere adapte olmamız halinde ancak bu süreci olabildiğince az sıkıntıyla atlatmamız mümkün. Yoksa 2 yılın sonunda gerek sağlık çalışanlarının tükenmişliği, gerek halkın bıkkınlığı, yan yana geldiğinde salgın hem kendisine ait hem de sağlık hizmetine ulaşımda yol açabileceği sıkıntılar nedeniyle ikincil etkileri nedeniyle ciddi hasara yol açabileceğini söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Çocuklar, omicron varyantını daha hızlı yayabiliyor”
Çocuklarda da omicron varyantının görülebileceğine dikkat çeken Yardımcı Doç. Dr Akyıldız, “Omicron açısından özellikle pediatrik yaş dilimi açısından bir takım şeylerden söz etmek mümkün. Biz,5 ila 11 yaş dilimini uluslararası sağlık örgütlerinin aksine aşı takvimi açısından rutin tanımlayıp aşıya açmadık. Dolayısıyla okul çağındaki çocuklarımızı sakınabilmenin bir yolu bu. Çalışmalar bize şunu söylüyor. Okul çağındaki çocuklar daha ziyade ebeveynlerinden bu hastalığı alıp bir şekilde dolaşımına katkıda bulunuyor. Ancak çocuklarımızın aşılanmış olması hem kendi ailelere ebeveynleri açısından son derece kritik öneme sahip. Çünkü ebeveynler kadar çocuklarımız, ailede anneanneler, dedelerle iç içe kalabiliyorlar. Bakımlarını gündelik hayatta onlar sunabiliyor. Onların sağlığını koruyabilmek, sakınabilmek bakımından da kıymetli. Yaş diliminde aşılama çok önemli. Ülkemizin bir eksiği de hızlı antijen testi dediğimiz, tanısal testlerin maalesef halen faaliyete sokulmamış olması. Çünkü ülkemizde yapılan PCR sayısı maalesef belli limitlere geldi, dayandı. Ancak gerek insan kaynakları bakımından, gerek test materyalinin yeterliliği bakımından böyle sofistike "yapmacık" bir yöntem dışında da tanısal imkanların açılması lazım” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.