Aıdste Erken Tanı Yüz Güldürüyor

Aıdste Erken Tanı Yüz Güldürüyor
Aıdste Erken Tanı Yüz Güldürüyor
Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, AIDS’in cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğunu belirterek, cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar tespit edildiğinde, şüpheli temasta ve damardan uyuşturucu kullanma gibi durumlarda tanı testlerinin önerilmesinin uygun olacağını söyledi.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında AIDS hastalığı, korunma yöntemleri ve hastalığa karşı toplumsal farkındalık oluşturulmasına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

AIDS hastalığını kısaca “Edinilmiş Bağışıklık Yetmezlik Sendromu” şeklinde açıklayan Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, AIDS’e yol açan etken virüsün HIV (Human Immunodeficiency Virus) olduğunu söyledi.

AIDS’in, HIV virüsü pozitif çıkan bir kişide ciddi klinik hastalık tablosunun oluştuğu durumu ifade etmek için kullanıldığını belirten Prof. Dr. Geyik, hastalığın HIV bulaştıktan sonra bazı etkenlere bağlı birkaç yıl ya da daha fazla süre sonra ortaya çıkan şikayet ve bulgularla kendini belli ettiğini ifade etti. Mehmet Faruk Geyik, “Hastalığın temel belirtileri vücudun savunma sisteminin zayıflaması ile ortaya çıkan hastalıklar sonucunda oluşmaktadır. Uzamış ateş, gece terlemeleri, kesilmeyen ishaller, kilo kaybı, lenf bezi büyümeleri, pamukçuk, bazı kanser türleri, açıklanamayan yara ve lekelenmeler durumlarında AIDS araştırılmalıdır. AIDS’in tüberküloz, mantar ve bazı fırsatçı enfeksiyonlarla beraber ortaya çıkabileceği de unutulmamalıdır” dedi.

NASIL BULAŞIYOR?

AIDS’in hangi yollardan bulaştığına dair önemli bilgiler veren Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, AIDS’in tokalaşmakla, sarılmakla, öksürükle, hapşırıkla, aynı ortamda bulunmakla, sivrisinek ısırığıyla, gözle görünür yara veya kan içermedikçe tükürükle ve terle bulaşmadığının altını çizdi. Prof. Dr. Geyik, “HIV toplumda korkulduğu kadar çok bulaşıcı değildir. Esas bulaşma; kan ve kan ürünlerinin kullanımıyla, ortak enjektör kullanımıyla, organ nakliyle, korunmasız cinsel ilişkiyle, plasental geçişle, doğumla ya da anne sütüyle bebeğe bulaşabilir. HIV hassas bir virüstür, dış ortamda kısa sürede bulaştırıcı özelliğini kaybeder” şeklinde konuştu.

AIDS ya da daha doğru bir tanımla HIV testinin, kan bankaları başta olmak üzere birçok sağlık merkezinde yapılabildiğini belirten Prof. Dr. Geyik, diğer tanı testlerinden farklılığını; gönüllülük esasına dayanılarak kişilerin onayıyla bakılan, gizlilik kuralları içinde yapılan bir test şeklinde açıkladı. Tanıda genelde iki aşamalı bir yaklaşım olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, önce tarama testinin yapıldığını, tarama testinde pozitif çıkan vakalara ikinci olarak doğrulama testi yapılarak tanıya gidildiğini ifade etti.

KORUYUCU BİR AŞISI YOK

AIDS için şu anda kullanılabilecek koruyucu bir aşının mevcut olmadığını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, “Erken tanı alan hastalarda erken başlanan tedavi yüz güldürücüdür. Hastalık tedaviyle ölümcül olmamakla beraber kronik bir hastalıktır. Tedavi ömür boyudur. Hastalıktan tam olarak kurtulmak mümkün olmasa da kötü seyir günümüzde kullanılan etkili tedavilerle düzeltilebilir” dedi.

Günümüzde uygulanan AIDS tedavisinin pahalı olmasını bir dezavantaj olarak nitelendiren Prof. Dr. Geyik, “AIDS, doğru zamanda uygun ilaç birleşimleriyle kontrol altına alınabilir. Antiretroviral olarak adlandırdığımız ilaçlarla, iyi bir sağlık danışmanlığı hizmetiyle hastalar uzun yıllar kaliteli hayat sürdürebilir. İlaç tedavisi yanında sosyal ve psikolojik destekte de ihmal edilmemelidir” diyerek tedavide temel amacın, hastaların rahat yaşam süresinin uzamasının sağlanması ve diğer insanlara bulaşmasının azaltılması olduğunu söyledi.

EĞİTİM VERİLİYOR

AIDS tedavisiyle ilgili bilgiler de veren Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, “Üniversitemiz Hastanesinde takip ve tedavisini sürdürdüğümüz çok sayıda hastamız bulunmaktadır. Hastalığın tanı ve tedavisini yapacak Enfeksiyon Hastalıkları hekimlerinin iyi yetişmesi için çabalamaktayız. Hekimlerle beraber, öğrenci ve diğer sağlık personelinin AIDS’le ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmeye yönelik eğitim-öğretim hizmeti de verilmektedir” ifadelerini kullandı.

AIDS’ten korunma yöntemleri hakkında topluma önemli tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Geyik, “Bulaşma yollarını bilirseniz AIDS’ten de korunma önlemlerini alabilirsiniz. Öncelikle her türlü cinsel ilişkide uygun korunma yöntemleri uygulanmalıdır. Kan ve kan ürünleri mutlaka güvenilir ve standart testlerden sonra kullanılmalıdır. Ortak enjektör kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır. HIV testi pozitif olan gebelerin bebekleri mutlaka koruma altına alınmalıdır” diyerek açıklamalarına devam etti.

Dünya AIDS Günü ile ilgili düşüncelerini de paylaşan Prof. Dr. Geyik, bugünün küresel çapta AIDS hastalığına karşı farkındalık oluşturmaya yönelik önemli bir sağlık aktivitesi olduğunu söyledi. Mehmet Faruk Geyik Dünya AIDS Günü kapsamında kutlanan etkinlikleri; dünyada ve ülkemizde sağlık bütçeleri oluşturulurken AIDS hastalarına daha fazla pay ayrılması, toplum bilincinin arttırılması, hastalara karşı olan önyargı ile mücadele ve eğitimin geliştirmesi açısından çok değerli bulduğunu ifade etti.

CİNSEL YOLLA BULAŞIYOR

Prof. Dr. Mehmet Faruk Geyik, AIDS’in cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğunu belirterek, cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar tespit edildiğinde, şüpheli temasta ve damardan uyuşturucu kullanma gibi durumlarda tanı testlerinin önerilmesinin uygun olacağını söyledi. Tanı testlerine ve tedaviye kolay ulaşım imkanları sağlanmasının önemine değinen Prof. Dr. Geyik, hastalık bulaşmayanların korunması, bulaşmış olanların ise başkalarına bulaştırmasını en aza indirecek önlemlerin sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade ederek açıklamalarını noktaladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.