DEM Parti’nin öncülüğünde başlatılan 'İradeye Saygı Yürüyüşü' tamamlandı: Direnmeye devam kararı
'İradeye Saygı Yürüyüşü' tamamlandı: 'Bu dağlar şahit olsun ki direnmeye devam edeceğiz'
Kayyım atanmasına karşı başlatılan 'İradeye Saygı Yürüyüşü' Hakkari'de tamamlandı. Valilik önünde konuşan Tülay Hatimoğulları, "Anayasaya uyun" çağrısı yaparken Keskin Bayındır, "Bu dağlar şahit olsun ki direnmeye devam edeceğiz" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı başlatılan 'İradeye Saygı Yürüyüşü' yapılan basın açıklaması ile sona erdi. Yüzlerce kişi Hakkari Valiliği önünde toplanırken burada açıklama yapıldı.
Artı Gerçek’te yer alan MA’nın haberine göre, Halka irade gaspına karşı yürüyüş gerçekleştirdikleri için teşekkür eden DEM Parti Hakkari İl Eşbaşkanı Hümeyra Armut, irade gaspına karşı mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
'İRADE DEMOKRASİDE HALK DEMEKTİR'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da şu ifadeleri kullandı:
"Bu heyetimiz dokuz gündür yollarda. İstanbul’dan, Tekirdağ’dan İzmir’den Ankara’dan Çukurova’dan Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yandan insanlar yollara düştüler. Kent kent dolaşarak buraya geldiler. Van’dan buraya kadar da kesintisiz bir şekilde gerçekleştirmiş olduk. Bu 9 günlük yürüyüşümüzde bir talebimiz vardı. İradeye saygı. İrade nedir? İrade demokraside halk demektir, ama diktatörlükte irade demek saray demektir, tek adam demektir. İrade nedir? Demokrasidir, adalettir. Ama otoriter faşist rejimlerde irade kolluk kuvvetidir, kayyımdır, seçilmişin yerine atanmışı getirmektir. Bizler iradeye saygı diyoruz. Türkiye'de eğer seçme ve seçilme hakkı erken dönemde yasalaşmışsa, bu halkın iradesinin sandıktan çıkanın doğrudan iradesinin tanınması demektir."
'APAÇIK KANUN ÇİĞNENMİŞTİR'
Erdoğan’ın sandıkta çıkana saygı duyulacağı açıklamasına tepki gösteren Hatimoğulları, “Ama sandıktan çıkana Hakkari’de olduğu gibi saygı duymadı. Mehmet Sıddık arkadaşımız haksız ve hukuksuz şekilde 19 yıl cezaya çarptırıldı. Mehmet Sıddık arkadaşımız hakkında karar verilmeden arkamızda gördüğünüz Valilik makamında durması gereken şahıs İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım olarak belediyeye yani seçilmişin yerine atandı.
Daha hakkında bir karar verilmemişti. Yani apaçık haksızlık, apaçık kanun çiğnenmiştir. Manisa Kula’da belediye başkanını gözatına alındı tutuklandı ve onun yerine Belediye meclis üyesi belediye başkanını seçiyor. Biz Hakkâri’de ne yaptık? Belediye Meclisimiz toplandı, Viyan Tekçe eşbaşkanımızı başkan vekili olarak seçti. Şu anda yapılması gereken Viyan Tekçe arkadaşımızın Belediye Başkanımızın resmi atamasının gerçekleşmesidir ama bunu yapmıyorlar” diye konuştu.
‘SEÇİLMİŞLERİN YERİNE ATANMIŞI GETİREMEZSİNİZ’
Kayyım atandığı günden beri alanlarda olduğunu söyleyen Hatimoğulları, şöyle devam etti:
“İstanbul, Türkiye’nin çeyreği olan İstanbul’da nüfus olarak ekonomi olarak Türkiye’nin çeyreği olan İstanbul’da bütün demokrasi güçleriyle hep beraber nöbetimiz belediyelerimize sahip çıkma nöbeti iradeye saygı nöbetimiz devam ediyor. 9 günlük yürüyüş boyunca bazı arkadaşlarımızın ayakları su topladı, bazı arkadaşlarımızın çeşitli hastalıkları vardı. Bazı arkadaşlarımızın yaşı ilerlemişti, asfaltı eriten sıcakta insanlar yürümekten geri durmadı.
Bütün bunlara karşı insanlar yürüdüyse Saraydaki de şu arkamızda bulunması gereken Vali de yani atanmış kayyım da halkın iradesini ve kararlılığını görmesi gerekiyor. Seçilmişlerin yerine atanmışı getiremezsiniz. Seçilmişin nasıl seçildiği, görevden nasıl alınacağı nasıl yargılanacağı görevden alınırsa şayet yerine kimin nasıl seçileceği anayasada kelime kelime yazılmıştı."
‘KÜRT HALKININ İRADESİ ÇİĞNENDİ’
Şu an bu iktidarın yaptığının Kürt halkının iradesini çiğnemek olduğunu ifade eden Hatimoğulları, şunları kaydetti:
“Hakkari halkının iradesini çiğneyerek aynı zamanda Anayasayı çiğnemektir. O nedenle burada bir kez daha diyoruz ki, Anayasa uygulanmalıdır. Türkiye’nin tarafı olduğu sözleşmeler uygulanmalıdır. Yerel yönetimler özerklik şartına bağlı Türkiye ve buna uygun olarak davranmalıdır. Venedik protokolüne uygun davranmalıdır. Bugün atanmış olan bu kayyımlar sadece Türkiye’deki yasalara göre suç değil aynı zamanda tarafı olduğumuz Avrupa sözleşmelerine aykırıdır, kanunu değildir.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Nasırlı, su toplayan ayaklarımızla yürüyüş kolu olarak güneşten yanan tenimizle irademize sahip çıkıyoruz. Kayyım derhal geri çekilsin, Viyan Tekçe derhal başkan vekili olarak atansın. Bizle dün olduğu gibi bugün de sadece DEM Parti olarak değil Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle haktan adaletten yana olan bütün kesimlerle irademize saygısızlık yapanlara karşı eylemlerimiz ve etkinliklerimiz devam edecek."
‘HALKIN İRADESİNE SAYGI DUYUN'
Hatimoğulları son olarak şunları söyledi:
“Kayyuma karşı Türkiye’nin her yerinden tepkiler yükseldi. Çünkü bu sorun sadece Kürdün sorunu değil. Bu sorun sadece Hakkari’nin sadece DEM Parti’nin sorunu değil. Kayyım atanması demek seçme seçilme hakkımız yani demokrasinin asgari koşulu olan seçme ve seçilme hakkımızın elinden alınması demektir bu demektir. İstanbul Belediyesi de güvencede değil, İzmir Belediyesi de güvencede değil. Ters düşerse şayet Konya Belediyesi de güvencede değil. Siyasetin aykırı davransa Konya belediyesi de güvencede değil.
Türkiye’de bu alanlardan meydanlardan yükselen halkın iradesine herkesi ama herkesi saygı duymaya davet ediyoruz. Yürüyüşümüzü bugün burada bu basın açıklamasıyla ama sadece bu yürüyüşümüzü sonlandırıyoruz. Nöbetlerimiz devam edecek. Türkiye’nin dört bir yanından iradeye saygı eylem ve etkinliklerimiz bize dost kurumlarımızla demokrasiden yana olanlarla, insan haklarından yana olanlarla, seçme ve seçilme hakkına saygı duyan savunan her kesimle mücadelemiz devam edecek.”
BAYINDIR: HALKIMIZ İRADESİNE SAHİP ÇIKACAK
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da 3 Haziran’dan bugüne kadar Kürt halkı ve dostlarının kayyım atanmasına karşı ayakta olduğunu belirtti.
Zalimlere karşı Kürt halkının ayakta olduğunu belirten Bayındır, “Onlar bir iki gün eylem yapıp bu işi bitireceğimizi düşünüyorlardı. Ama bunu bilsinler ki bu dağlar şahittir ki bizler asla durmayacak ve halkımızın iradesi için direnmeye devam edeceğiz. Yüreği yaralı annelerimiz, şehitlerimiz ve Colemêrg halkımız bilsin ki biz sonuç alıncaya kadar direneceğiz ve durmayacağız. Halkımız iradesini sahip çıkacaktır. Biz burada eşitlik, demokrasi ve barışa sahip çıkıyoruz. Bunun için biz haklıyız. Bizler hakkımızı almayana kadar bu direnişimize devam edeceğiz. Yürüyüşümüz bitti ama bu mücadele devam edecek ve mutlaka sonuca ulaşacaktır” dedi.
‘ZALİMLERE KARŞI MÜCADELE HAKTIR’
Zalimlere karşı mücadele etmenin hak olduğunu ifade eden Bayındır, “Biz, sizi kanunlarımıza uymaya çağırıyoruz. Anayasanızı ayaklar altına almayın ve bunun gereğini yapın. Bunun için Kürt halkının iradesini ayaklar altına almayın. Bilin ki 70 yaşındaki annelerimiz, 80 yaşındaki yaşlılarımız, sizi öfkelerinde boğacak. Kimse bizim irademizin önünde duramayacak” diye konuştu.
Açıklama 5 dakikalık oturma eyleminin ardından “Colemêrg ya me ye” sloganlarıyla sona erdi. (MA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.