DEM Partili Hatimoğulları: Bölgede bir savaş atmosferi var biz kadınlar barış için ısrarcı olmalıyız

DEM Partili Hatimoğulları: Bölgede bir savaş atmosferi var biz kadınlar barış için ısrarcı olmalıyız
Hatimoğulları; Şiddet yaşamın her yerinde. Yanı başımızdaki coğrafyalara baktığımızda her yer şiddet sarmalı içindeyken kadınlara yönelik sistematik taciz ve tecavüzün, kadınlara yönelik sistematik şiddetin yaşamın her alanını sardığını görüyoruz"

DEM Partili Hatimoğulları: Bölgede bir savaş atmosferi var biz kadınlar barış için ısrarcı olmalıyız

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İlerici İttifak (Progressive Alliance) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu'nun 29-30 Haziran tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirdiği çalıştaya katıldı. Çalıştay’da konuşan Hatimoğulları, Artan savaşlar kadınların daha çok katledilmesine neden olduğunu dikkat çekti.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları açıklamasında “3'üncü dünya savaşı olasılığına karşı barış konusundaki ısrarımızı güncel tutmalıyız. Savaşlar ne yazık ki Kafkasya'yı sarmış durumda. Bir yandan Rusya-Ukrayna savaşı, bir yandan İsrail-Filistin çatışması ve savaşı, öte yandan Suriye’de Rojava’da Kürt halkına dönük baskılar devam ediyor. Aynı zamanda şu anda Kızıldeniz’de savaş gemileri namlularını bölge halklarına çevirmiş durumda. Bölgede devam eden oradan Kafkasya'ya yayılan bir savaş atmosferi var. Ama bu küresel ölçekteki savaş ve çatışmaların bütün ülkeleri ilgilendirdiği bir dönemi yaşamaktayız. Bu dönemde olası bir 3’üncü dünya savaşından bahsediliyor ve 3’üncü dünya savaşı önceki dünya savaşlarına benzemeyecek. O dönem 50 milyon insanın yaşamını kaybettiği 2. Dünya Savaşı'ndan sonra şimdi günümüzün teknolojisiyle gerçekleşecek bir savaşta dünya nükleer tehditle karşı karşıya, yok olmakla karşı karşıya. İnsanlık yok olmakla karşı karşıya. Dolayısıyla bu anlamıyla kadın hareketi başta olmak üzere, ekoloji hareketleri başta olmak üzere barış konusundaki ısrarımızı sürekli güncel tutmamız ve mücadele etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz.

Sağcılığın gelişmiş olması kadınların sömürülme biçiminin katmerli hale getirmekte

Militarizm yaşamımızın her yerinde, bu şiddet yaşamımızın her yerinde. Yanı başımızdaki coğrafyalara baktığımızda her yer şiddet sarmalı içindeyken kadınlara yönelik sistematik taciz ve tecavüzün, kadınlara yönelik sistematik şiddetin yaşamın her alanını sardığını görüyoruz. Sağcılığın ve ırkçılığın dünya ölçeğinde gelişmiş olması biz kadınların 5 bin yıllık ezilme ve sömürülme biçimini daha da katmerli hale getirmektedir. Sevgili Şirin Tekeli şunu söylemiştir, “Faşist dönem herhangi bir tarihi dönemden çok daha fazla kurban almıştır bizden”. Bu otoriterleşmenin arttığı dönemde kadın katliamlarının, kadına yönelik şiddetin çok daha fazla arttığını görüyoruz.” dedi. www.yenicizgihaber.com

TÜRKİYE'DE SİYASAL İSLAMIN ETKİSİYLE KADINA YÖNELİK ŞİDDET ARTTI

Türkiye’deki siyasal İslamın etkilerinede vurgu yapan DEM Partili Hatimoğulları, ” IŞİD bütün dünyada kadına yönelik şiddeti arttırmak ve kadınsız bir sistemi ve düzeni kurmak, halksız ve kendi şiddetleriyle bir düzen kurmak istedi, ne yazık ki bunun birçok ülkeye negatif yansımalarını gördük. Türkiye'de siyasal İslamın etkisiyle kadına yönelik şiddetin katmerlendiğini, kadına dönük sömürünün derinleştiğini görüyoruz. Kadını adeta bir doğum makinası olarak görmek istiyorlar, eve hapsetmek istiyorlar. Kamusal alandan kadınları koparmak istiyorlar. Birçok ülkede benzer örnekleri yaşamakla beraber kendi ülke deneyimlerimiz de bunun en açık göstergelerindendir” diye konuştu.

Dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik krizin, küresel ölçekte sermayenin yaşadığı krizin elbette faturasını milyarlarca insana ödetildiğini hatırlatan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları şöyle devam etti:

“Birkaç bin insanın, bir küçük zümrenin kar elde etmesinin karşılığında milyarlarca insan açlık ve yoksullukla karşı karşıya. Ve dünyada sermayenin neredeyse tamamına erkekler sahip. Dünya ölçeğinde kadınların sahip olduğu sermaye payı yüzde 1’in altındadır. Yüzde 99 kusuruna erkekler sahiptir. Savaşlara da onlar karar veriyor ve sermaye düzeninin nasıl bir sömürü ağı içinde olacağının kararını da yine erkekler veriyor. Fakat yoksulluğun en ağır bedelini kadınlar ödüyor. Bir yandan savaş ve çatışmalar, bir yandan yoksulluk. Ve kadınların ödediği en önemli bedellerden biri de göç yollarını tutmalarıdır. Ki dünya ölçeğinde şu anda son dönemlerde çok yoğun bir göç hareketi var. Özellikle dünyanın doğusundan batısına doğru yoğun bir göç hareketi var. Göçün durdurulmasının en önemli formülü şudur ki biz bu mesajı her fırsatta bütün dünyaya vermeye çalışıyoruz; savaşların ve çatışmaların bitirilmesi, adil bir ekonomik programın bütün dünya ölçeğinde yaşama geçirilebilmesini sağlamaktır. Aksi takdirde ne savaşların ne de göçlerin önüne geçmek mümkün değildir.” (Haber Merkezi) www.yenicizgihaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.