Prof. Dr. Sami Selçuk "Hukuk bilinci olmayan ülke uygar olamaz"

Prof. Dr. Sami Selçuk "Hukuk bilinci olmayan ülke uygar olamaz"
Prof. Dr. Sami Selçuk "Hukuk bilinci olmayan ülke uygar olamaz"

GAZİANTEP-BEKİR ŞAHİN; Yargıtay Eski Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Gaziantep’te düzenlenen “Hukuk bilinci ve hukukun üstünlüğü” konulu panelde yaptığı konuşmasında hukuk bilinci olmayan toplumların uygar ülke alamayacağını belirterek, “Hukuk dili kavram ve ilkeler dilidir, içeriğini iyi bilmelisiniz. Türkiye yasaları batıdan, Japonlardan önce aldı. Japonlar hukuk devrimi yaptı, biz yasaları Avrupa’dan hazır aldık. Ancak her önüne gelen iktidar bu yasaları değiştirdi. Cumhuriyetin ilk yıllarında aslında bu alanda iyiydik. Unutmayın, Hukuk bilinci olmayan ülke, uygar ülke olamaz ve kalkınamaz” dedi.

Gaziantep-Kilis Tabip Odası tarafından düzenlenen ve moderatörlüğünü Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr Fahriye Ekşi’nin yaptığı  “Hukuk bilinci ve hukukun üstünlüğü” paneli Makine Mühendisleri Odası Toplantı Salonun ’da gerçekleşti.

Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk’un panelist olarak katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Uzm.Dr. Ramazan Sürücü, “Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. Yılını gururla kutladığımız böylesine önemli ve anlamlı bir günde cumhuriyetin ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan, ülkemizde, eksikliğini çok hissettiğimiz hukuk bilinci ve hukukun üstünlüğü kavramının konuşulmasını anlamlıdır.  Tıp ve hukuk her ne kadar ayrı disiplinler olarak görülse de, hekim ve hakimin ortak noktası muhakeme ile hüküm veren, yani mevcut bilgi ve kuralları, akıl, vicdan ve deneyim süzgecinden geçirerek sonuca ulaşmaktadırlar” dedi.  Hekim ve hakimlerin verdikleri kararlar yaşamın akışını değiştirecek özellikte olduğunu vurgulayan başkan Sürücü, “Bu nedenle muhakemelerin sağlığının korumaları hükümlerine çıkar bulaştırmamaları, vicdanlarını siyasi iktidarlara teslim etmemeleri ve mesleki bağımsızlıklarını her koşulda savunmaları, toplum sağlığı açısından çok ama çok önemlidir. Hukukun olmadığı, adalet duygusunun zedelendiği bir ortamda sağlıklı bir toplum düşünülemez” dedi.

Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, Gaziantep’te düzenlenen “Hukuk bilinci ve hukukun üstünlüğü” panelinde harf devremi, laiklik ve yargıçların görevine kadar pek çok konuda görüş belirtti. Yargıçların ülkeye kurtarmak gibi bir vizyona sahip olmadığını söyleyen Prof. Dr. Sami Selçuk, yargıçların görevi hukukun üstünlüğünü sağlamak olduğuna vurgu yaptı. Hukuka bağlılık ve güven cumhuriyetin ilk yıllarında çok daha iyi olduğunu hatırlatan Selçuk, “Yasa yasadır herkes uymak zorundadır. Fakat bizim ülkede yasa çiğnemek bir alışkanlık oldu gidiyor. Hukuk devletinde bunlar olmaz. Hukuk bilinci olmayan ülke uygar ülke olamaz ve de kalkınamaz. Yargı bağımsızlığı bir özümseme işidir. Yargıçta özümsemelidir. Hekim kimseden korkmayacak ve hukuka bağlı kalarak kimseden emir almadan kararını verecektir. Ama bugün hakimlerde bu konuda büyük eksiklik görülüyor. Hakimin görevi ülkeyi kurtarmak değil, hukukun üstünlüğünü korumaktadır. Bugün duruşmaların çoğu hep uzuyor, insanları bu kadar yormaya ne gerek var, ilk duruşmada birçok dava sonlandırılabilinir. Yeni Yargı Reformunda tutukluluk süresinin uzaması kısaltılıyormuş, zaten yasa uygulansa buna gerek kalmaz” dedi.

Türkiye’de hiçbir makam ve kurumun oturmadığını, kavramların oturmadığını ifade eden Eski Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, savcı kavramı oturmamış, müdafi kavramı oturmamış, yargıç kavramı oturmamış diyerek, “Eğer kavramlar oturmazsa sizin başarılı olmanız mümkün değil” dedi.

Atatürk devrimleri içerisinde aslında en önemlisinin harf devrimi olduğunu söyleyen Selçuk, Türkiye’de cumhuriyet ilan edildiğinde okuryazar oranı kimi çevrelerin ileri sürdüğü gibi yüzde 4 değil, yüzde 1 olduğu, matbaanın 250 yıl sonra Türkiye’ye gelebildiğine vurgu yaparken, ana dilin de çok önemli olduğu, insanın ana dili ile ancak öğrenebileceğini açıkladı.

Laik devletin inanç alanıyla ilgilenmeyeceğini hatırlatan Selçuk, “Atatürk akılcı, bilimsel düşünen bir toplum yaratmak istiyordu. İnsanımız akılcı, bilimsel düşünüp doğruya ulaşsın diyordu. Atatürk’ün idealindeki toplum buydu. Ayrıca inanç alanı ile bilim alanını ayırt edeceksiniz, birbirine karıştırmayın. İnanç alanı çürütülmez saygı duyacaksınız. Bilim alanı sürekli kendini yenilediği için bir sonraki bilimsel buluş, bir öncekini çürütebilir. Bilim sürekli kendinden öncekileri çürüterek gelişir ve ilerler. O nedenle inanç alanı ile bilim alanı birbirinden ayırt edemeyen bilim adamı da, bilim adamı olamaz. Laik devlet inanç alanıyla ilgilenmez. Laik devlette isteyen başını örter, isteyen kapatır” dedi.

Panel sonunda Sami Selçuk ve eşine birere hediye tekdim edildi. YENİ ÇİZGİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.