Kayyıma karşı İstanbul’da büyük miting hazırlığı

Kayyıma karşı İstanbul’da büyük miting hazırlığı
İstanbul'da 29 Haziran'da kayyıma karşı büyük bir miting planlanıyor. Türkiye'den kurumlar ve siyasi partiler mitinge destek veriyor. Miting, kayyım karşıtlarını bir araya getirecek ve halk iradesine vurgu yapacak.

İSTANBUL _ Türkiye’de çok sayıda kurum, kuruluş, sendika ve siyasi parti 29 Haziran’da İstanbul’da düzenlenecek “Kayyıma Geçit Yok” mitingine katılım çağrısı yaptı. Darbe karşıtları 29 Haziran’da kayyıma karşı İstanbul’da bir arayagelerek seslerini tepkilerini yükseltecek. 

Açıklamaya, DEM Parti yöneticileri ile Demokrasi İçin Birlik, KESK, TMMOB, CHP, TİP, Kaldıraç, TÖP, EMEP, SOL Parti, Halkevleri, EHP, BDSP, SODAP, SYKP, ESP, DK-DER, Proleter Devrimci Duruş, Partizan, Solder gibi kurumların temsilcileri katıldı.

Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında bir araya gelen kurum temsilcileri, kayyımın halk iradesine yönelik darbe olduğunu ve buna izin vermeyeceklerini söyledi. 29 Haziran’da Kartal Meydanı’nda "Emeğimiz ve Özgürlüğümüz İçin Kayyıma Geçit Vermeyeceğiz" sloganıyla düzenlenecek miting darbe karşıtlarını bir araya getirecek.

İKTİDAR SEÇİMDE YENİLDİ, ŞİMDİ SALDIRIYOR

Miting çağrısının yapıldığı basın toplantısında ortak açıklama, Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyon Kurulu Üyesi Ayşegül Devecioğlu tarafından yapıldı. Devecioğlu, Türkiye’de siyasi istikrarsızlığın, yoksulluğun, eşitsizliğin, hak ve özgürlüklerin çiğnenmesinin en temel nedenlerinden birinin kapitalist-emperyalist sisteme ve sermayeye bağımlılık olduğunu söyledi.

Mevcut iktidar blokunun kapitalist düzenin emrinde olduğuna vurgu yapan Devecioğlu, bu düzenin tüm ezilenlere amansız bir savaş açtığını belirtti. 31 Mart yerel seçimlerinden AKP-MHP rejiminin yenilgiyle çıktığının altını çizen Devecioğlu, “31 Mart yerel seçimlerinden yenilgiyle çıkan AKP-MHP rejimi, toplumun tüm ezilen ve ötekileştirilen kesimlerine, ezilen halklara ve inançlara, emekçilere, emeklilere, kadınlara, gençlere, çocuklara, LGBTİ+’lara ve doğaya yönelttiği saldırılarla durumu kendi lehine çevirmeye çalışmaktadır” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

İKTİDAR RIZA ÜRETEMİYOR, BASKIYI HER ALANDA ARTIRIYOR

“Hayat pahalılığı diye tanımlanan açık sermaye-iktidar saldırısının altında inim inim inleyen milyonların kabaran öfkesinden duydukları korku ile Taksim’i 1 Mayıs’a kapatmış, kararı protesto edenleri tutuklamış, Gezi ve Kobanî Kumpas Davasıyla halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesini şiddet kullanarak engellemek istemişlerdir. Rejim, halktan alıp sermayeye vermek diye özetlenebilecek ‘Mehmet Şimşek Programı’ ile rıza üretemeyeceğini çok iyi bildiğinden, toplumu gerici eğitim müfredatıyla, her alandaki yasak ve baskılarla ve kayyım politikalarıyla kuşatmaya ve sindirmeye çalışmaktadır.

KAYYIM GASPTIR, TALANDIR, YOLSUZLUKTUR, HIRSIZLIKTIR, HALK İRADESİNİ TANIMAMAKTIR

“Filistin’deki soykırım karşısındaki ikiyüzlülüğünden de görüldüğü üzere emperyalizme katıksız sadakat karşılığında iktidarın içeride rejimini tahkim etme çabasının son hamlesi, Hakkâri Belediyesine yönelik kayyım darbesidir. Halk tarafından seçilmiş Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ı yargıyı araçsallaştırarak tutuklamak, batıdaki belediyelerde uygulandığı gibi belediye meclisi içinden vekil seçmek yerine kayyım atamak halkın demokratik iradesini tanımamaktır. AKP-MHP ittifakı, kayyım rejimiyle halkın demokratik iradesini kırarak Türkiye’deki bütün ezilenlerin ve muhalefetin de demokratik mücadele iradesini kırmaya çalışmaktadır. O nedenle kayyım demek gasp demektir, kayyım demek talan demektir, kayyım demek yolsuzluk, hırsızlık demektir, halk iradesini tanımamak demektir. Kayyım aynı zamanda bu iktidarın çözümsüzlük ve savaş politikalarıyla ülkenin refah ve barış içinde yaşama umuduna vurduğu bir darbedir.

KÜRTLERİN SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI ORTADAN KALDIRARAK BİR “KÜRT NORMALİ” YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR

“Adil olmayanın meşruiyeti de yoktur. Dolayısıyla Hakkâri kayyımının toplum nezdinde de hiçbir meşruiyeti yoktur. 12 Eylül darbe anayasasını bile rafa kaldıran iktidar bloku, ‘yeni anayasa, yumuşama’ adı altında batıda süreci ‘idare ederken’, üçüncü kayyım dönemiyle Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını tümden ortadan kaldıran bir ‘Kürt normali’ yaratmak istemektedir. Yerel seçim sonuçlarını saygıyla karşıladıklarını belirtenler, söz konusu DEM Parti olduğunda hayasızca seçmen iradesini yok saymaktadır. Kendi hukukuna göre bile meşru ve yasal olmayan bu saldırılara karşı hep direndik, direnmeye devam edeceğiz!

TECRİT VE TASFİYEDE ISRAR EDEN TALANCILARA VE DARBECİLERE SESSİZ KALMADIK, KALMAYACAĞIZ

“Kürt halkının siyasal değerlerini ve kazanımlarını tecrit ve tasfiye etmek isteyen sivil görünümlü darbeci anlayışa, Türkiye halklarının insanca yaşam hakkını elinden almak isteyen soyguncu ve talancı zihniyete ve saldırılarına karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız. Halkın siyasi iradesine ipotek koymak isteyenleri, dün Van’da olduğu gibi Hakkâri Belediyesinden de direnerek, birleşerek, ortaklaşarak çıkaracağız! İrade bizim, hayat bizim, direniş bizim… Emeğimize ve özgürlüğümüze göz dikenlere, kayyım darbesiyle halk iradesini yok sayanlara geçit vermeyeceğiz.

GÜN, KÖTÜLÜĞE KARŞI İYİLİĞİ ÖRGÜTLEME VE AYAĞA KALKMA GÜNÜDÜR

“Gün, karanlığa karşı aydınlığı, kötülüğe karşı iyiliği örgütleme ve ayağa kaldırma günü. Gün, Hakkâri’den İstanbul'a ezilenlerin ve sömürülenlerin birleşik mücadelesini büyütmenin günü. Bu duygu ve düşüncelerle, bütün halkları ve emekçileri 29 Haziran Cumartesi günü saat 19.00’da Kartal Meydanı’nda ‘Emeğimiz ve Özgürlüğümüz için Kayyumlara Geçit Vermeyeceğiz!’ şiarıyla gerçekleştireceğimiz mitinge davet ediyoruz.” 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.