İnsan haklarından uzaklaşan ülkeler ağır hak ihlali krizleri yaşar

İnsan haklarından uzaklaşan ülkeler ağır hak ihlali krizleri yaşar
İnsan haklarından uzaklaşan ülkeler ağır hak ihlali krizleri yaşar

 

 

GAZİANTEP-  BEKİR ŞAHİN: İnsan Hakları Derneği (İHD) Gaziantep Şubesi tarafından uzun aradan sonra

'İnsan Hakları Krizi ve Barış Arayışı' konulu panel düzenlendi. Panelistler Türkiye’deki hak ihlallerine vurgu yaparken, ırkçı söylem ve eylemlerin giderek arttığına vurgu yapıldı.

 

 

Birçok insanın düşüncelerinden dolayı cezaevlerine konulduğunu ifade eden İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, kadına yönelik şiddet politik olduğunu hatırlatarak, “Devletin dili sertleştiği, nefret ürettiği, ötekileştirici olduğu sürece topluma da şiddet ve nefret bitmez" diye konuştu.

 

 

Gaziantep Barosu Konferans Salonu’nda gerçekleşen 'İnsan Hakları Krizi ve Barış Arayışı' konulu paneli İHD Gaziantep Şubesi Eş Başkanı Bahri Oğuz yönetirken, panele İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ve Artı Tv ve Artı Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ali Duran Topuz panelist olarak katıldı.

 

TÜRKİYE HAK İHLALLERİ BAKIMINDAN ÇOK KÖTÜ BİR SÜREÇ YAŞIYOR

İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin hak ihlallerine dikkat çekerek, cumhuriyet tarihinde Türk ve Sünni kimliği dışında diğer tüm kimliklerin yok sayıldığını ve asimle edildiğine vurgu yaparak, "Bu coğrafyada resim ideolojinin temel sorunu, Kürt meselesi, Kürdistan meselesi, Ermeni ve diğer Hristiyan soykırımı, 1938 ve hatta Kıbrıs’taki askeri işgal. Bu konular da  iktidar ve muhalefetin birbirinden hiç farklı olmayan düşüncelere sahip, Çünkü aynı kanaldan besleniyorlar.

Türkiye, insan hak ve hukuku anlamında toplum çok zor bir süreç yaşıyor. Eğer siz bu devletin temellerini tartışmaya başladıysanız sizin için hiçbir şey kolay olmuyor. İfade özgürlüğü anlamında inanılmaz bir durumdayız. Bugün konuşmamız bile yasak. Bu şekilde nasıl bir barış örgütleyeceğiz? Kadın haklarından, toplumsal cinsiyetten, LGBT+'lardan, Kürdistan meselesinden nasıl bahsedeceğiz? Çünkü konuşmamız yasak" dedi.

 

CUMHURİYETİN 100 YILI SABIKALI

İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, Türkiye’de insan hakları anlamında kriz yaşandığını ifade ederek, Maraş, Çorum, Sivas gibi pek çok olaylar ve 12 Eylül gibi darbeler, bu olaylarda yaşanılan can kayıpları, katliamlar Cumhuriyetin yüzyılında yaşandığını,  insana karşı suç işlendiği, savaş suçu işlendiği bu nedenle sabıkalı bir yüzyıl olduğunu vurguladı.

 

BARIŞ DENİLDİĞİNDE KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ AKLA GELİYOR

4-5 Şubat'ta HDP İstanbul’da demokratik cumhuriyet sempozyumu düzenlediği, orada akademisyenlerin cumhuriyetin yüzyılını sorguladıklarını aynı zamanda demokratik cumhuriyetin nasıl olması konusundan da önemli bilgiler paylaşıldığını kaydeden Akın Birdal, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile getirilen sistemin hâlâ yürürlükte olduğunu açıkladı.

Birdal, "Barış dediğimiz zaman Kürt sorunun çözümsüzlüğünü çağrıştırıyor. Kürtlere, Alevilere Ermenilere karşı soykırım, Türkiye sosyalistlerine karşı yapılan baskılar, bununla mutlaka yüzleşilmesi gerekiyor. Şu an bütçe görüşmeleri yapılıyor Meclis'te. En fazla ödenek savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılıyor. Savunma sanayiine 40 milyar dolar gibi çok yüksek bir bütçe ayrılıyor. Yani bu kadar devasa büyüklükteki bir bütçe savaş bütçesidir. Bugün dünya adı konulmamış bir 3. Dünya Savaşına doğru gidiyor.

Türkiye silahlanma yarışında 14. sırada, ama hak ihlallerinde birinci sırada. Türkiye’nin dikkat çeken böyle bir özelliği var. Savaşın olduğu yerde ekmek olmaz, basın özgürlüğü olmaz, barış olmaz. Dolayısıyla insan haklarından uzaklaşan ülkelerde, ağır insan hakları krizleri yaşanmaktadır” dedi.

 

 İNSANLARIN DOĞUŞTAN GLEN VAZGEÇİLMEZ HAKLARI VAR

Artı Tv ve Artı Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ali Duran Topuz ise yaptığı konuşmasında,  "İnsanların doğuştan gelen vazgeçilmez hakları vardır. 12 Eylül mantığıyla bunlar engellenebilir, kısıtlanabilir. Bugün geldiğimiz noktada ise paramiliter ya da derin devlet yöntemleri dediğimiz bu karanlık alan asıl hukuk haline geldi. Dolayısıyla olağanüstü hukuk ya da düşman hukuk değil, artık anti-hukuk çağında olduğumuzu görüyorum. Bunun anlamı şu; 12 Eylül dönemi faşizminde 'şu haklar var ama ben sana kullandırmıyorum.' Şimdi ise 'hak' kavramının varlığından bahsedilmiyor ve hukuk kurallarının, normlarının, müesseselerinin ilgili olduğu temel hakların ortadan kaldırılması tehlikesi ile karşı karşıyayız.

Cumhuriyet, konuşan bir rejim olmasına rağmen kuruluşunda yaşanan sorunun günümüzde de halen devam etmektedir.  www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.