Gaziantep’te Akademik Odalardan yeni bir çağrı "Çatışma ortamına izin vermeyelim"
Gaziantep’te TMMOB İKK: Tepkileri şiddete dökersek, haklılığımız son bulur"
BEKİR ŞAHİN
GAZİANTEP-Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu, Suriyeli göçmenlere yönelik tepkilerin çatışma ortamına ve nefret söylemlerine dönüşmemesi için duyarlı olunmasına yönelik yeni bir itidal çağrısında bulundular.
Gaziantep'te aralarında akademik meslek odalarının da olduğu 41 STK, şehirde yaşayan geçici koruma altındaki Suriyelilere dair geçtiğimiz ay 17 Haziranda yaptıkları ortak açıklama ülke genelinden büyük yankı bulmasının ardından, Kayseri’de başlayan sonra Gaziantep ve birçok ilde devam eden Suriyelilere yönelik şiddet içerikli eylemler ve karşılığında Suriye topraklarında Türk askeri ve Tırlarına yönelik saldırılardan sonra yaşanan gerginlikler karşısında Gaziantep’te akademik çevreler itidal çağrısı yaptı.
18 Akademik meslek odası tarafından oluşturulan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu'nun vatandaşları itidalli olmaya çağıran ortak açıklamayı TMMOB İKK Sekreteri Burkay Güçyetmez tarafından kamuoyuna duyuruldu. Aynı zamanda Gaziantep İMO Şube Başkanı olan Güçyetmez, yaşanan olayların tehlikeli bir noktaya evrilmemesi için herkesin dikkatli olmasını isterken, "Tepkiler haklı olabilir. Ama bu tepkileri şiddete dökersek, haklılığımız son bulur" diye konuştu.
PROVOKASYONLARA KARŞI UYANIK OLALIM
TMMOB İKK Sekreteri Güçyetmez, açıklamasında, ülkemizde, özellikle de kentimizde, göçmenlerin yarattığı toplumsal, siyasal, ekonomik ve demografik sorunlar giderek arttığını belirterek, "Kent halkı da haklı olarak bir ses yükseltmektedir. Ancak yükselen bu sesi bazı provokatif çevreler, göçmenlere karşı bir nefret söylemine dönüştürmekte ve çatışma ortamı yaratmaktadır. Bu çok tehlikeli ve yanlış bir tutumdur" dedi.
YANGINA VE KAOSA İZİN VERMEYELİM
Burkay Güçyetmez şöyle devam etti: "Çatışma ortamı, sorunları çözmek yerine daha da büyütecek, bu tür nefret söylemleri ve linç girişimleri ülkemizi, yangına ve kaosa sürükleyecektir. Evet, ülkemizin ve özellikle kentimizin bir göçmen sorunu vardır. Ancak bu durumun sorumlusu çaresizlikle ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmenler değil, bundan ekonomik ve siyasal rant sağlayanlar, emperyalistlerle iş tutup savaşı körükleyenler, kirli pazarlıklarla Türkiye'yi sınır bekçisi haline dönüştürenler, ülkemizi göçmen deposu haline getirenler ve bu yanlış politikaları uygulayanlardır. Kısacası bu sorunları başımıza musallat edenlerdir.
SORUNUN ÇÖZÜMÜ GECİKTİRİLMEMELİ
Vatandaşlarımız sakin kalmalı; güvenlik ve huzurumuzu telafi edilemeyecek şekilde bozmak isteyenlere karşı uyanık olmalıdır. Sınır komşularımızın toprak bütünlüğü desteklenmeli, gücümüz ve enerjimiz bölgeye barış ve huzurun gelmesi için harcanmalıdır. Göçmenlerle ilgili planlı uyum, entegrasyon veya planlı geri dönüş her ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
SAĞDUYU VE SÜKUNET ÇAĞRISI
Millet olarak bir çok badireyi hep birlikte atlattık, bunu da sağduyu ve sükunetle atlatacağımızdan şüphemiz yoktur. Tüm vatandaşlarımızı provokasyonlar karşısında sağ duyulu davranmaya, daha dikkatli ve itidalli olmaya çağırıyoruz." www.yenicizgihaber.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.