Eğitim-Sen Şube Başkanı Parlakçı: YKS sonuçları açıklandı ama asıl sınav daha yeni başlıyor!

Eğitim-Sen Şube Başkanı Parlakçı: YKS sonuçları açıklandı ama asıl sınav daha yeni başlıyor!
Eğitim-Sen Şube Başkanı Parlakçı: YKS sonuçları açıklandı ama asıl sınav daha yeni başlıyor!

 

GAZİANTEP - AYSEL ŞAHİN:  KESK’e bağlı Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, KPSS skandalının bir gece yarısı ÖSYM Başkanı’nın görevden alınması, yine bir gecede tarikat bağlılığıyla öne çıkan bir kişinin ÖSYM Başkanı olarak atanması derken nihayet YKS sonuçlarının açıklandığına dikkat çekerek, “ÖSYM Başkanı’na dair toplumda oluşan güven krizi daha aşılamamışken, YKS sonuçlarına dair ilk duyuruyu da YÖK Başkanı yaptı. YÖK Başkanı’nın yaptığı açıklamaya göre, yaklaşık 3 milyon öğrenciden 850 bin öğrenci üniversitelere yerleşti” dedi.

 

Eğitim Sen Şube Başkanı Parlakçı konuyla ilgili olarak genel merkezin yaptığı ortak açıklamayı paylaşarak şöyle devam etti:

 

“ÖSYM’nin 2022 yılı YKS kontenjan sayılarına dair açıklamasına göre devlet üniversitelerinin kontenjan sayısı 870 bin 822, vakıf üniversitelerinin ise 174 bin 320’dir. Dolayısıyla Türkiye’de toplam üniversite kontenjanı sayısı 1 milyon 45 bin 142’dir.

YÖK Başkanı’nın açıklamadığı gerçek ise şudur. Üniversite denilince akla öncelikle bir lisans programına yerleşmek gelmektedir ve dört yıllık lisans programlarının devlet üniversitelerinde kontenjan sayısı sadece 408 bin 53’tür, vakıf üniversiteleri ile birlikte bu rakam 509.164 kontenjana ulaşmaktadır.

 

ÖSYM 2022 Yılı YKS Kontenjan Sayıları

Üniversiteler Devlet (Örgün) Devlet (Açık Öğretim) Devlet Toplam Vakıf    KKTC   Yurt Dışı  Toplam

Ön Lisans       314.069           114.566           428.635       79.928  4.238     80        512.881

Lisans              367.760           40.293             408.053       89.709   10.632  770     509.164

Özel Yetenek  23.934             10.200             31.134          4.683      804      20        39.641

Toplam            705.763           165.059           870.822       174.320  15.674 870     1.061.686

Bir lisans programına yerleşmek bağlamında YKS’ye başvuranların sadece yüzde 34’ünün üniversite düşü gerçekleşmektedir. Daha açık bir ifadeyle YKS’ye giren 3 öğrenciden sadece 1’i bir ön lisans, lisans ve özel yetenek programına yerleşmektedir. Geride kalan 2 milyon genç, üniversitenin dışındaki yaşamını sürdürmek zorunda kalacaktır.

Genç İşsizliği/Diplomalı İşsizlik Hızla Yükselmektedir

Bir üniversiteye yerleşmek öğrenciler için çok önemli olsa da sorunlar üniversiteye girişle birlikte daha da derinleşmektedir. Üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran uygulamaların yanı sıra öğrencilerin barınma, ulaşım ve beslenme sorunları, yaşam maliyetlerinin yükselen enflasyon karşısında artması ve borçlanma zorunluluğu gençlerimizin hayatlarını karartmaktadır.

 

Bunların yanı sıra yarına dair belirsizlik ve artan işsizlik de gençlerimizin umutlarını yok etmektedir. DİSK/Genel-İş Sendikası’nın Türkiye’de Genç İstihdam” isimli raporuna göre  OECD’de yüzde 39,6 olan genç istihdam oranı, Türkiye’de 2020 yılı birinci çeyrekte yüzde 30,9 iken, 2021 yılı 1. çeyreğinde yüzde 30,6’ya geriledi, kabaca 3 gençten sadece 1’i istihdam edilmektedir. Rapora göre, Covid-19 salgınının derinleştirdiği kriz ile birlikte de gençlere yönelik koruyucu istihdam politikalarının uygulanmaması, gençlerin insana yakışır işlere erişimini daha da güçleştirmiştir ve genç işsizliğinin artmasına neden olmuştur.

Genç İstihdam Raporu’nda toplam genç işsizliği resmi verilere göre, son bir yılda yüzde 8,8 artarak yüzde 25,3’e yükselirken, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 42,7’i bulmaktadır. Genç kadın istihdamı ise cinsiyete dayalı ayrımcı politikalar nedeniyle daha da düşüktür. 2021 yılı 1. çeyreğinde genç erkek istihdamı yüzde 41 iken, genç kadın istihdamı sadece yüzde 19,6 düzeyindedir.

 

Aynı araştırmada eğitim durumuna göre genç işsizlik oranları, üniversite mezunu her 10 gençten 4’ünün işsiz olduğunu ortaya koymaktadır. Yükseköğretim mezunu gençlerde işsizlik oranı yüzde 35,1, okuma yazma bilmeyen gençlerde yüzde 42,9 iken en düşük işsizlik oranı ise yüzde 19,6 ile ortaokul veya dengi meslek ortaokul mezunu gençlerdedir.

Yükseköğretim Harçlarına Yapılan Zamlar

Cumhurbaşkanlığı’nın (Karar Sayısı 5874) 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında yükseköğretim kurumlarında “cari hizmet maliyetlerine öğrenci katkısı olarak alınacak katkı payları ve öğrenim ücretlerinin tespitine ilişkin karar”, 27 Temmuz 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

AKP döneminde eğitimin ticarileşmesi derinleştirilmiştir. Bu dönemde yükseköğretimin fiyatı iki ayrı kaleme ayrılarak üzeri örtülmek istenmektedir.  Bunlardan birincisi 2022-2023 yılı için Cumhurbaşkanı kararnamesinin I sayılı cetvelinde (A-B) geçen “Cari Hizmet Maliyetlerine” göre hesaplanan “katkı payları”dır. Katkı payları açıkça eğitimin görece daha düşük düzeyde fiyatlandırılmasıdır. “Devletin katkısı” olarak adlandırılan bu uygulamaya bakıldığında, devlet gelirleri ve harcamaları 8 milyon üniversite öğrencisinin ve ebeveynlerinin de içinde bulunduğu dolaylı ve doğrudan vergilerle yapılmaktadır. Katkı payları, birinci öğretim ve açık öğretim öğrencileri için düşük düzeyde tutulan bir fiyatlandırmadır. Aşağıda birinci öğretim ve açık öğretim öğrencilerinin her dönemde ödeyeceği katkı payları seçilmiş fakültelere göre belirtilmiştir. Anne ve babası hayat pahalılığının altında ezilen bir tıp fakültesi öğrencisi 961 TL, mimarlık fakültesi öğrencisi 630 TL, eğitim fakültesi öğrencisi ise 463 TL katkı payı ödemek zorundadır.

 

Cumhurbaşkanlığı’nın 2022-2023 birinci öğretim ve açık öğretim katkı paylarına yaptığı zamlar yüzde 36’lara ulaşmaktadır. Katkı payları her iki dönemde de ayrı ayrı ödenmektedir. Katkı paylarının artış oranları tıp, mimarlık ve açık öğretim fakültelerinde yüzde 36, eğitim fakültelerinde yüzde 24 düzeyindedir. Öte yandan açık öğretim öğrencileri aldıkları ders başına ödemede bulunmaktadır. Ön lisans ve lisans programlarında 4,5 milyonun üzerinde öğrenciden dönem başına katkı payı ve seçtikleri ders başına ödeme alınmaktadır. Açık öğretim çok büyük bir ticarileşme alanı haline gelmiştir.

Seçilmiş Bazı Fakültelerde 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Öğrenci ve Devlet Katkısı Tutarlar (TL) 1 Sayılı Cetvel (A)

 

Seçilmiş Bazı Fakülte/Programlar     

Cari Hizmet Maliyeti

Öğrenci Katkısı

           

Devlet Katkısı

Tıp Fakültesi                           25.231 961      24.330

Veteriner Fakültesi                 6.942   629      6.315

Teknik Eğitim Fakültesi         4.562   654      3.908

Mimarlık Fakültesi                 4.974   630      4.344

Fen Fakültesi                          4.169   463      3.706

Hukuk Fakültesi                     3.759   509      3.250

Eğitim Fakültesi                     3.341   463      2.878

Açık Öğretim Fakültesi          293      105      188

 

Siyasal iktidarın yükseköğretimi fiyatlandırması ikinci kategorisi “öğretim ücretleri”dir ki bunu üniversitelerde “uzaktan eğitim öğrencileri” ile “ikinci öğretime devam eden öğrenciler” ödemektedir. Bu durumda, örneğin veteriner fakültesi öğrencisi her dönem 3471 TL, ziraat fakültesi öğrencisi 2486 TL, hukuk fakültesi ve eğitim fakültesi öğrencisi 1879 TL öğretim ücreti ödemektedirler.

Cumhurbaşkanlığı kararına göre, ikinci öğretim ve uzaktan öğretim ücretleri programlara göre farklılaştırılarak artırılmıştır. Örneğin, veteriner fakültesinde öğretim ücretleri artış oranı yüzde 36,1, ziraat ve hukuk fakültelerinde yüzde 36,2, eğitim fakültelerinde ise yüzde 53,3 oranında artırılmıştır. Dolayısıyla öğrenciler bir yandan yaşamlarını sürdürmek için harcama yaparken, bir yandan da eğitim hizmetini satın almak zorunda bırakılmaktadır.

2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Uzaktan Eğitim ve İkinci Öğretim Ücretleri (TL) 2 Sayılı Cetvel (A)

Fakülte/Program         Cari Hizmet Maliyeti Öğrenci Katkısı

 

Veteriner Fakültesi                             6.942   3471

Teknik Eğitim Fakültesi                     3733    1867

Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi          4974    2486

Ziraat Fakültesi                                  4974    2486

Fen Fakültesi                                     4169    2084

Hukuk Fakültesi                                 3759    1879

Eğitim Fakültesi                                 3759    1879

Fen-Edebiyat Fakültesi                      3128    1564

 

Uzaktan eğitim ve ikinci öğretim gibi hiçbir eğitim planlaması ve insan gücü planlamasına dayanmayan uygulamalarla öğrencilere yükseköğretim hizmeti verilmesi karşılığında yüksek yükseköğrenim ücretleri alınmakta ve bu öğrenciler mezuniyetten sonra işsizlik okyanusunun içine atılmaktadır.

Yükseköğretimde 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında uzaktan eğitim ve ikinci öğretim öğrenci sayıları aşağıda sunulmuştur . Görüleceği üzere, yükseköğretim fiyatlamasına tabi tutulan ikinci öğretim ve uzaktan eğitim programlarında sırasıyla 471.323 ve 80.924, toplamda 552.217 öğrenci ciddi rakamlara ulaşan öğrenim ücreti ödemektedir. Bu durum siyasi iktidarın yükseköğretimde ticarileştirme ve özelleştirmeye ciddi bir ağırlık verdiğini ve bu konuyu kamuoyunun gözünden kaçırdığını ortaya koymaktadır. İkinci öğretim ve uzaktan eğitimde öğrenim gören öğrenci sayısının örgün eğitimdeki öğrenci sayısına oranı yüzde 70’e ulaşmaktadır.

 

 

Öte yandan basına yansıyana haberlere göre, vakıf üniversitelerinde eğitimin fiyatı 120 bin TL ile 240 bin TL arasında değişmektedir. Vakıf üniversitelerindeki öğrenciler bir sonraki yıl öğrenim harçlarına yapılacak zamları ‘öngöremez’ duruma düştükleri için gelecek planı yapamamaktadır. Sözde kar amacı gütmeyen bu kurumların yaptığı bu zamlar, kamusal ve parasız bir üniversite talebinin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

KYK Borçları Üniversite Mezunlarını İcralık Yapmaktadır

Basına yansıyan haberlere göre, Kredi Yurtlar Kurumu'ndan (KYK) öğrenim kredisi alan ve borçlarını ödeyemeyen üniversite öğrencisi sayısı 5.5 milyon dolayındadır, icralık olanların sayısı ise 400 bindir. Üniversite öğrencileri yıllarca süren borç ödemeleri ve icra korkusu nedeniyle kredi almayı daha az düşünür olmuştur. 2018’de 1 milyon 171 bin öğrenci kredi alırken, yıllar içinde bu sayı düşerek 2021’de 1 milyona gerilemiştir.

Üniversite öğrencilerinin yaşadığı bu kredi/faiz/borç baskısı, AKP’nin iktidarda geçen 20 yılı boyunca devam etmiştir. Muhalefetin ve genç seçmenlerin baskısı ile iktidar halen kredilerini geri ödemekte olan gençler için faizlerin silinmesi konusunda bir adım atmış olsa bile anapara bir borç olarak durmaktadır.  Geçen eğitim ve öğretim yılında (2021) bir milyonu aşan öğrenci kredi kullanmış, yani borçlanmıştır. İşsizliğin bu denli yoğun olduğu koşullarda öğrencilerin borcunun taşıdığı sosyo-psikolojik anlam oldukça büyüktür.

Devlet Yurtlarının Sayısı Artırılmazken, Yurt Ücretlerine Yüzde 80 Oranında Zam Yapılmıştır

AKP’nin, ‘Her ile bir üniversite’ projesi ile birlikte 2002’de 93 olan üniversite sayısı, 2021’de 208’e yükselmiş, öğrenci sayısı ise 1 milyon 882 binden 8 milyonu aşmıştır. 2002’de Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı 191 yurt varken, 2020’de bu sayı 773’e çıkmış, ancak yurt sayısının öğrenci sayısı ile orantılı artmaması sonucunda çok sayıda öğrenci barınma sorunu yaşamaya başlamıştır. Aynı dönemde özel yurtların sayısı iki kat artışla 2 bin 210’dan 4 bin 406’ya yükselmiştir. Özel yurtların 2 bin 894’ü dernek, 416’sı vakıf yurdu, diğerleri şahıs yurtları (368), ticari yurt (666) ve üniversite yurtlarıdır. 

Üniversite öğrencilerinin öğrenimleri süresinde yaşam maliyetleri, anne babalarının desteği, öğrencilerin çalışarak elde ettiği ücretler ve öğrenim kredisi ya da bursu ile karşılanmaktadır. Ancak yükselen enflasyon oranları karşısında, öğrenci gelirlerinin tümünün satın alma gücü reel anlamda düşmüştür.  Asgari ücrete yüzde 29.3, kamu emekçilerinin maaşlarına yüzde 42 oranında zam yapan siyasal iktidar,  ücretlilere gerçek enflasyonun çok altında zam yaparken, her hanede birkaç öğrencinin yükseköğretime devam ettiği koşullarda yurt fiyatlarına yüzde 80 oranında zam yapmıştır. Yükseköğretim öğrencileri yurtların çoğunda bir odayı en az üç dört kişi paylaşıyorken, siyasi iktidar yurt ücretlerine çok yüksek oranda zam yapmıştır.

Kredi ve Yurtlar Kurumu, tüm yurtları eş değer düzeyde yaşanabilir duruma getirmeyi hedeflemek yerine yurtları “yurdun fiziki yapısı ve barınma durumuna göre” 6 ayrı tipe ayırarak fiyat farklılaşmasına yönelmiştir. Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun resmi web sayfasında yurt fiyatlarına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Basında geçen haberlere göre 3. tip yurt fiyatı 290 TL’den 522 TL’ye çıkarılmıştır. 6. tip yurt fiyatı ise aylık 390 TL’den 702 TL’ye çıkarılmıştır. Yurt ücretleri aylık olarak ödenmektedir. Ayrıca yeni kayıt öğrencilerden depozito ücreti alınmaktadır.

Sosyal medyada depozito ücreti dâhil 800 TL’ye kadar çıkan yurt fiyatı karşısında öğrenciler ciddi biçimde tepki göstermişlerdir. Kredi ve Yurtlar Kurumu yurdunda kalan bir öğrenci aldığı kredi ya da bursu adeta yurt ücreti olarak geri ödemektedir. Eş deyişle devlet bir eliyle verdiğini diğer eliyle geri almaktadır.

Sonuç

Üniversite öğrencilerini ve gençleri borç, zam, katkı payı, öğrenim ücretleri, güvencesiz çalıştırma ve işsizlik kıskacı içinde öğrenim görmeye zorlayan bu koşullar değişmelidir. Yükseköğretim öğrencilerinin nitelikli bir eğitim görmeleri, üniversitelerde insan onuruna yaraşır, demokratik ve kendilerini güvende hissettiği bir ortamın oluşturulmasına bağlıdır.

Üniversite öğrencilerinin işsizlik, zam, borç ve harç kıskacından kurtulmasının bilim emekçilerinin mücadelesi ile öğrenci ve velilerin mücadelesinin ortaklaşmasından geçtiğinin bilincindeyiz. Bu nedenle öğretim elemanlarını, öğrencileri ve velileri ortak mücadeleye çağırıyoruz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak, üniversite öğrencilerinin yükseköğretim hakkını savunmaya devam edeceğiz. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.