2080 yılında ortalama insan ömrü 120 olarak öngörülüyor

2080 yılında ortalama insan ömrü 120 olarak öngörülüyor
2080 yılında ortalama insan ömrü 120 olarak öngörülüyor

 

MUĞLA- Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Muğla Aile Hekimleri Derneği tarafından Muğla’da düzenlenen ‘Aşı Okulu’ konferansına katılan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, yeni aşılardan Zona ve RSV aşıları hakkında bilgi verdi. Şenol, yeni aşılardan Zona aşısının küçük yaşlarda geçirilen, fakat vücutta saklı kalan hastalıkların 50-70 yaşlarında tekrar uyanmasına engel olduğunu açıkladı.

 

“Aşılar sayesinde hastane başvurusu ve tedaviler önleniyor”

Prof. Dr. Esin Şenol, aşılar sayesinde bağışıklık sistemi sayesinde hastane başvurularının azaldığını belirterek, “Aşı niye önemli. Aşı, çünkü hastalıklardaki hastaneye yetişme, hastalık tedavisindeki maliyeti karşılama ve eşitsizlikleri gideren bir şey. Yani aşı yaptığınız kişilerin eşit bir şekilde o hastalığa karşı bağışık kılıyor ve o hastalık nedeniyle hastane başvurusu ve tedavileri önlüyor. İkincisi, ileri yaş dediğimiz 50 yaş üzeri çok seyahat eden, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanan grubun arttığını düşünecek olursak enfeksiyon duyarlı hükümetlerin bunun için harcaması gereken paraları çok azaltan bir yaklaşım aşılama” dedi.

 

“2080 yılında ortalama insan ömrü 120 olarak öngörülüyor”

Her geçen yüzyılda ortalama insan ömrünün uzadığını dikkat çeken Şenol, “19. yüzyılda yaşayan atalarımız bizim 45 yaşında ölüyordu. 20. yüzyıla geldiğimizde insan ortalama ömrü 75 olmuştu. İnsan yaşam ortalama ömrü giderek uzuyor. 2080’ler gibi insan ömrünü ortalamada uzatamazsak bile 120 yaşına kadar yaşayan bireylerin artacağı öngörüsü var. Bu da kırılgan bir nüfus demektir. İkincisi çocukluk çağında öyle bir iş yapmışız ki, biz bu insanları bir önceki yüzyıldan çok daha uzun yaşatmışız demek. Neydi bu çok önemli şey? Sanitasyon. Yani suyun ve çevrenin temizliği, aşı ve ciddi hastalıklar için antibiyotiklerin bulunması gibi süreçlerdir. Çocukluk çağında müthiş bir başarı sağladı aşı ve insan ortalama ömrünü uzattı. 17 tane hastalık kontrol edilebiliyordu Kovid’e kadar. Kovid ile birlikte Kovid’i de ekledik ve yeni gelişen söz ettiğim aşılar ile birlikte 20’ye yakın en ölümcül olan, en çok sakat bırakan ve insanı işinden gücünden eden, bilmeden kalbinizde krize neden olan, inmeye sebep olan bulaşıcı hastalıklara karşı kontrol sağlayacağız. Yani 20 tane hastalıktan önemli bir kontrol sağlayacak” dedi.

 

“Zona aşısı vücutta uyuyan hastalıkları önler”

Yeni aşılardan Zona ve RSV aşıları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Şenol, “Zona aslında ileri yaş için bir aşı. Ama bir yandan bağışıklığı baskılanmış hastalar için de çok önemli. Çünkü Zona, bizim geçirdiğimiz suçiçeği nedeniyle bizde saklı kalmış, uyur durumda bulunan, ama 50 yaşın üzerinde yüzde 50, 70 yaşın üzerinde 70 yeniden uyanacak belki gözümüzü ve sesimizi kaybedeceğimiz, aylarca sürecek ağrılar çekeceğimiz bir hastalığın önlenmesi için bir aşı Zona aşısı. Diğeri de Kovid gibi bizi çok hastalandırıp yoğun bakımlara yatmamıza neden olan özellikle kırılgan grupları, ileri yaş, altı aydan küçük bebekleri çok hastalandıran RSV adını verdiğimiz ve solunum yoluna karşı aşı. Kadın genital kanserleri, HPV aşısını ulusal uygulama programına alan ülkelerde artık elimine edilme sınırına geldi. 10’uncu yıl verilerini görüyoruz. Son derece emniyetli. 270 milyon kadının yan etkileri açıldı. Son derece emniyetli ve etkili. Kadın cinsel kanserlerini yüzde 95’in üzerinde önleyen bir aşıdan bahsediyoruz. Türkiye’nin ulusal programına kız çocuklarından başlamak üzere alması çok önemli. Yaş sınırı 9’dan başlıyor 45’e kadar. 45’in üzerinde de klinik kararla yapılabiliyor. Kız ve erkek herkese yapılmasını öneriyoruz. Bu aşının ulusal programa alınmış olması kadın rahim altı kanserleri başta, erkek ağız-boğaz kanserlerini ve erkeklerin anal dediğimiz genital bölge kanserlerini önlüyor. Dolayısı ile çok maliyeti etkin ve insanın konforlu yaşamı için çok önemli bir aşıdan söz etmiş oluyoruz” dedi.

 

Salgınlar yüzyılı

Küresel iklim değişikliğinin yeni veya eski hastalıkları konusunda etkisini hakkında bilgi veren Şenol, “Küresel iklim krizi bir küresel afet. Bunun felakete dönüşmemesi sağlanabilir artık. Bu dürecek bir şey değil. Bu başlamış bir süreç. Şimdi bir afete karşı hazırlık yaparak önlemleri almak dışında insan türüne düşen bir şey yok. Bunu da hükümetler yapabilir ve uluslararası işbirliği ve çevre düzenlemeleri ile yapabilir. Birincisi, göçler artacak iklim krizi nedeniyle. Susuz bölgelerden sulu bölgelere. Kurak kalan bölgedeki bütün hastalıklar tekrar çıkmış olacak. İkincisi denizlerin ısınması çok korkunç bir süreç. Deniz altındaki canlılığı çok değiştirecek ve oradan kaynaklanan yeni etkenler ile tanışacağız. Üç, eski salgın hastalıklar, unuttuğumuz, varlıklarını neredeyse kitaplarda okuduğumuz hastalıklar, buzullardaki erimelerin ve saklı kaldıkları çevresel kaynaklardan ortaya çıkacak. Dört, vektör dediğimiz bu sivrisinek, kene, bit, pire kaynaklı hastalıklar bütün dünyaya yayılacak. Dolayısı ile salgınlı bir yüzyıl olacak demiştik biz bunun da küresel iklim krizi ile ilgili olduğunu söylüyor ve düşünüyorduk zaten” dedi.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.