Mersin Tarım Platformu: Türkiye’de derhal Tarımsal Üretim Seferberliği ilan edilmeli

Mersin Tarım Platformu: Türkiye’de derhal Tarımsal Üretim Seferberliği ilan edilmeli

 

MERSİN- YENİ ÇİZGİ: 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü kapsamında Tarım Platformu Mersin Yürütme Kurulu, Mersin Ziraat Odasının ev sahipliğinde bir araya gelerek çiftçilerin hem bayramlarını kutladılar, hem de çiftçinin sorunlarını, tarımın bitme noktasına geldiğine dikkat çektiler. Mersin Tarım Platformu Yürütme Kurulu, Türkiye’de derhal Tarımsal Üretim Seferberliği ilan edilmesi gerektiğinin önemine dikkat çekti.

 

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle Mersin Ziraat Odası önünde düzenlenen basın açıklamasına Tarım Platformu Dönem Sözcüsü Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Şube Başkanı Necmi Birim, Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz ve platform üyeleri katıldı.

Günün anlamıyla ilgili ortak basın açıklamasını Tarım Platformu Dönem Sözcüsü ZMO Şube Başkanı Necmi Birim yaptı.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü Çiftçinin, tarım gıda ve insan yaşamındaki önemini vurgulamak amacıyla belirlendiğini ve şenlik içinde kutlanması gereken bir gün olduğunu ifade eden ZMO Başkanı Necmi Birim, “Ne yazık ki, hem ülkemizdeki hem de dünyadaki gelişmeler tüm bu alanlarda yaşanan sıkıntıların gölgesinde kalmış durumda. Türkiye'de çiftçilerimiz tarlalarına gübre atmakta ve ürettiklerini değerine satmakta zorlanıyor. Yalnız gübrenin değil, benzinin, mazotun, elektriğin, doğalgazın, suyun ve hayvan yeminin, tüm tarımsal girdilerin fiyatına her geçen gün yeni zamlar geliyor. Çiftçiler üretimden çekilirken ekilmeyen topraklar geri döndürülemez biçimde ekilebilir niteliğini kaybediyor ya da betona gömülüyor. Bir zamanlar kendine yeterli olmakla övünen ülkemizde artık bir kaç ürün dışında tüm ürünlerde ithalata bağımlılık maalesef artıyor. Bu duruma hiç kuşkusuz izlenen yanlış tarım politikaları sonucunda geldik. Çiftçiye verilen desteğin ziyan olduğunu düşünen, "üretmezlerse üretmesinler, dışarıdan daha ucuza alırız" diye ahkâm kesen, devletin yıllar boyu geliştirdiği tarımsal işletmeleri yok pahasına satan ya da kapatan, yanlış politika uygulayıcıları, artık 1980'li yıllardan bu yana verdikleri zararın telafisinin zor olduğunu biliyorlar. 2000'li yılların başlarında 2 milyar TL civarında olan çiftçilerimizin borcu günümüz de 187 milyar TL ye ulaşmış durumda. Çiftçinin üretim araçları ödenemeyen borçları yüzünden haczediliyor. www.yenicizgihaber.com

 

BİR DEKAR BUĞDAYIN MALİYETİ 2BİN300 TL

Gübre de yıllık fiyat artışı TÜİK verilerine göre yüzde 153, enerji fiyatlarında yüzde 100 e yükseldi. Tarımsal üretim fiyatları (Tarımsal ÜFE)  yıllık bazda lifli bitkilerde yüzde 196, sebze meyvede yüzde 112, tahıllar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 92,00 oranında arttı. Geçen yıl bir dekar buğdayın maliyeti 867 TL iken günümüz de bu rakam 2 bin 300 TL'ye çıktı” şeklinde konuştu.

 

Mersin’in tarım kenti olduğu ancak meyve sebzede üretici ile tüketici arasındaki fahiş fiyat farkının bir türlü engellenemediğini ileri süren Tarım Platformu Dönem Sözcüsü Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Şube Başkanı Necmi Birim açıklamasına şöyle devam etti:

 

ÜRETİLEN ÜRÜNÜN ALIM GARANTİSİ YOK

 “Mersin Limon, Muz, Çilek,  Erik, Yeni Dünya, Kabak, Badem, başta olmak üzere birçok üründe Türkiye birinciliği olan, turfanda yetiştiricilikte ise önemli iki ilimizden bir tanesidir. Fakat çiftçimiz her türlü afete maruz kaldığında gerekli desteği zamanında alamamaktadır. Yoğun tarım potansiyeli yüksek olan Mersin’de Sera ve Açık Sebzecilik, Bahçecilik, Bağ, Bostan ve Tarla Ziraati yapılmakta, tarımsal girdi fiyatlarının yüksekliği çiftçimizin belini bükmektedir. Oysa içinden geçtiğimiz bu ekonomik dar boğazdan kurtulmanın tek reçetesi küçük ve orta ölçekli aile işletmelerinin ve üreticilerin bir araya gelerek oluşturdukları kooperatiflerin desteklenmesinden geçmektedir. Buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, pamuk gibi ürünlerde dışa bağımlılık artarken Çukurova’da hasat dönemi yaklaşmış olmasına karşın alım fiyatları açıklanmış değil. Üretim planlaması olmadığı için çiftçi ne ekeceğini şaşırmış durumda. Tam hasat döneminde fiyat açıklanacağı sırada "sıfır gümrüklü ithalat"ın önünün açılması korkusu çiftçinin üretim yapmasını engelliyor. Üretilen ürünün alım garantisi yok.  Üretim planı olmadığı için çiftçi hangi ürünü ekeceğini bilemiyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşından sonra dünyada hem buğday ve ayçiçeği gibi önemli tarım ürünlerinde hem de petrol ürünü olan tarımsal girdilerde arz-talep piyasaları karışmış durumda.”  

 

“GÜN, KUTLAMA GÜNÜ DEĞİL, SIKINTILARI TESPİT ETME VE BUNLARA ÇARE BULMA GÜNÜ OLMALIDIR”

Tarım ve gıda alanında yaşanan sorunlarında çözüm önerilerinin de belli olduğunu hatırlatan

Başkan Necmi Birim, “Bu kapsamda öncelikle tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde “Arazi Kullanım Planlaması” yapılmalıdır. Ülke ve bölgeler düzeyinde büyük ova koruma alanları başta olmak üzere korunan ve sulanan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği, üretim sürekliliğini sağlayacak ve Tarım Kanunu’na göre belirlenen zamanında ödenecek somut desteklerle yönlendirilecek “Tarımsal Üretim Planlaması”na geçilmelidir. Ülke düzeyinde “Tarımsal Üretim Seferberliği” ilan edilmeli, girdi maliyetleri düşürülmeli, ucuz kredi olanakları oluşturulmalı, artırılacak ürün ve girdi destekleri üretime ve üretene zamanında verilmelidir. Özellikle temel ürünlerde gerçek maliyetlere göre önceden alım fiyatı açıklanmalı, alım garantisi verilmeli, sezon sonu gerekirse fark ödemesi yapılmalıdır. Hayvansal üretim bitkisel üretimden ayrı düşünülmemeli, yem maliyetleri düşürülmeli, süt-yem paritesi 1/1.5 olarak uygulanmalıdır. Ar-Ge çalışmalarına ciddi yatırım yapılarak yerli girdi ve teknoloji üretimine yönelik çalışmalar hızlandırılmalıdır. Tarımsal hammadde ve ürün dışalımı kısıtlanmalı, dışsatım olanakları artırılmalıdır” dedi. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri