Gıda Mühendisleri İl Temsilcisi Aydın; Pandemi sürecinde gıda güvenli çok çok önemli”

Gıda Mühendisleri İl Temsilcisi Aydın; Pandemi sürecinde gıda güvenli çok çok önemli”

Gıda Mühendisleri İl Temsilcisi Aydın; Pandemi sürecinde gıda güvenli çok çok önemli”

 

GAZİANTEP- AYSEL ŞAHİN; TMMOB bileşenleri olarak bu yıl Türkiye de Dünya gıda günü kutlamalarının teması “Pandemi Sürecinde Gıda ve Tarım Politikaları” olarak belirlendiğini ifade eden Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Son yıllarda gıda güvenliği alanındaki dikkat çekici gelişmelere rağmen, gıda kaynaklı hastalıkların küresel boyutu hala kabul edilemez düzeydedir. Koronavirüs salgınının gıda ticareti ve piyasalar üzerindeki etkilerinin hafifletilmesine ilişkin olarak ülkelerin gıda tedariği, küresel gıda ticareti ve gıda güvenliği üzerine ayrıca özen göstermeleri gerek” diye vurgu yaptı.

 

16 Ekim Dünya Gıda Günü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından her yıl farklı bir slogan ile ortaya çıkan Dünya Gıda Günü etkinlikleri bu yıl “Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim” sloganı ile kutlandığını hatırlatan Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Aydın, “Ülkemizin küresel kriz ortamında gıda güvencesini sağlaması toplum sağlığı ve geleceğimiz için kritik önem arz etmektedir. Gıdanın bulunabilirliği, gıdaya ulaşılabilirlik, gıdanın kalitesi ve güvenliğini kapsayan “gıda güvencesi”; herkesin yeterli, güvenli ve sağlıklı gıdaya kolayca ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşma hakkıdır. Bu hakkın en temel garantörü, kaynakların temini ve sağlanması için yönetim ve denetim sorumluluğunu elinde bulunduran devletlerdir. Yaklaşık 1 milyar insanın açlık sınırının altında yaşadığı, her yıl 3 milyon çocuğun açlık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise insanlarımızın %22`si yeterli gıdaya ulaşamamakta %8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. Ülkemizde ve Dünyamızda  yaşanan en büyük güvenlik sorunu gıda güvencesidir.

Son yıllarda gıda güvenliği alanındaki dikkat çekici gelişmelere rağmen, gıda kaynaklı hastalıkların küresel boyutu hala kabul edilemez düzeydedir. Dünya`da her yıl yaklaşık 600 milyon kişi -ki bu her on kişiden birine denk gelmektedir- hijyenik olmayan gıdaları tükettikten sonra hastalanmakta ve bu grup içerisinden 420.000`i yaşamını yitirmektedir. Sadece bu rakam, gıda güvenliğinin yaşamımızın ne kadar değerli bir parçasını oluşturduğunu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Güvenilir gıda, yalnızca daha iyi sağlık ve gıda güvenliği için değil, aynı zamanda geçim kaynakları, ekonomik gelişme, ticaret ve her ülkenin uluslararası itibarı için giderek daha çok önem taşımaya başlamıştır” dedi. www.yenicizgihaber.com

 

 

Pandemi sürecinde uluslararası ticaretin aksamasından dolayı tedarik zincirinin bozulması nedeniyle, başta en yoksul ülkeler olmak üzere, tarımda dışa bağımlı hale gelmiş ülkelerde gıda güvensizliği tehdidiyle karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Aydın

 “FAO’nunda içinde yer aldığı Küresel Gıda Krizleri Ağı’nın açıkladığı 2020 yılı raporunda; 55 ülkede 135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu, Covid-19 salgınının da etkisiyle daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini, Koronavirüs salgınının gıda ticareti ve piyasalar üzerindeki etkilerinin hafifletilmesine ilişkin olarak ülkelerin gıda tedariği, küresel gıda ticareti ve gıda güvenliği üzerine ayrıca özen göstermeleri gerektiği vurgulanmıştır.

Gelecekle ilgili kaygıların arttığı, içinde bulunduğumuz durumun giderek küresel bir iklim ve doğa krizine doğru gittiği gerçeği önümüzde buz gibi durmaktadır. İklim ve doğa krizi küresel bir problem olmakla birlikte yerel unsurların uluslararası işbirlikleri ile çözülmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu yıl Nobel barış ödülünün Dünya gıda örgütü (WFO) ya verilmesi de küresel olarak gıda egemenliğinin toplumlar için ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken değerli bir gelişmedir” şeklinde konuştu.

 

Son günlerde ülkemizde kamuoyu gündeminde olan “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin 28. 29. ve 30. maddelerinin gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içerdiği gerekçesiyle geri çekilmesi için imza kampanyası başlatıldığını kaydeden Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Aydın şöyle devam etti;

“Bu kanun değişikliği esas bakımından odamız tarafından da desteklenen bir değişiklik olduğunu öncelikle belirtmek isterim.

Yasa teklifinin 28. Maddesinde 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 3. Maddesinin birinci fıkrasına 79’uncu bent olarak yanıltıcı yayın tanımlamasıyla “her türlü yazılı, görsel, işitsel ve dijital iletişim araçları üzerinden yapılan ve ticari reklam kapsamına girmeyen, gıda güvenliği ve güvenilirliği hususunda tüketicide endişe, korku ve güvensizlik yaratarak tüketicinin tüketim alışkanlıklarını olumsuz etkileyen gerçeğe aykırı yayınlar” maddesi eklenmiştir. Şayet değişiklik sonrası kanun, kamu yararını gözeten odalar, meslek örgütleri ve bilim insanlarına karşı sopa olarak kullanılmaz; yani sansür aracı olmaz ise halkın reklamlar yolu ile yanıltılmasının engelleme işlevi görecektir. Şayet kamu sağlığı, gıda güvencesi ve yanlış politikaların eleştirilmesine yönelik bir sansür aracı olarak kullanılırsa bu toplumun farklı bilimsel kaynaklardan haber alma özgürlüğünün önünde engel olma riski barındırmaktadır. www.yenicizgihaber.com

 

Yasa taslağında neyin yanıltıcı yayın olduğuna karar verecek olan kurulda temsiliyetin nasıl olacağı ve kurulun bağımsızlığının nasıl sağlanacağı net değildir. Bu konudaki kaygıları gidermek ve düzenlenecek oluşuma güven sağlamak için, yanıltıcı yayının değerlendirme süreci hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde tanımlanmalı ve bilimsel içerikli yayınların, ilgili meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerinin önünü kesecek sansür boyutuna ulaştırılmamalıdır.   Unutulmamalıdır ki şu an var olan bilgi kirliliği ortamının tek nedeni yasal düzenleme eksikliği değil; topluma sürekli ve bilimsel temelli bilgi aktaran, toplum nezdinde güvenilirliği olan bir kurum veya kurulun yokluğudur. Kamuoyunda yaratılan bu kaygının aşılabilmesi için düzenlenen taslak metinde yer almamakla birlikte, 5996 sayılı yasanın 43. Maddesi uyarınca kurulması planlanan, adı “bilimsel kurul” olan yapının fiilen “sansür” kuruluna evrilmesine yönelik endişeler giderilmelidir.  Yasal temeli olmayan bilimsel danışma kurulunun sorunlara çözüm olması beklenemez. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri