Yaklaşık 3 bin dekarlık alana sahip Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün sadece 83 dekarlık alanının doğal sit alanı ilan edilmesi
akıllarda soru işareti bıraktı. Ziraat Odası Başkanı Turgut Demir, “Alata’nın
geriye kalan kısmıyla alakalı bir plan, proje var mıdır? Yoksa da neden
sadece 83 dekarlık alan sit alanı ilan edildi?” diye sordu.
Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün 83 dekarlık kısmının ‘doğal
sit alanı’ ilan edilmesi, Mersin’de kafaları karıştırdı. İlk ilan edildiğinde 3 bin dekarlık alanın tamamının sit alanı ilan edilmesinin üzerine sahildeki çok
küçük bir alanın sit alanı ilan edilmesi merak uyandırdı.
Yıllardır yeri ve doğal güzelliği ile rantçıların göz koymaya çalıştığı ve
Mersin’in tek araştırma enstitüsünü bünyesinde barındıran, Erdemli
ilçesinde bulunan 2 bin 630 dekarlık Alata Sahili’ndeki sadece 85 dönümlük
alanı Cumhurbaşkanlığı kararı ile kesin korunacak hassas alan olarak
tescillenmesi, rant korkusunu da beraberinde getirdi. Geçtiğimiz yıllarda ranta açılmaya çalışılmış fakat tepkiler nedeniyle ranta kurban verilmemiş
olan Alata, yeniden rant tartışmalarının ortasına düştü.
BİN 200 DÖNÜMLÜK ALAN ÖNCE ORMANA VERİLDİ, SONRA
VATANDAŞA SATILDI!
1944 yılında ilk kurulduğunda Alata’nın 4 bin dekarlık bir alanda olduğunu
kaydeden Akdeniz Ziraat Odası Başkanı Turgut Demir, “Şu anda sahil bandı 3 bin 200 metre, kullanım alanı da 2 bin 600 dönüm civarında. Bu 2
bin 600 dönümlük alanın da 83 dönümü sit alanı ilan edildi. Zaten 2005
yılında bin 200 dekarlık kısmı orman vasfına ayrıldığını, ormandan da daha
sonra maliye hazinesi geçmiş ve şimdi de bu alanın ciddi bir kısmı
vatandaşlar tarafından konut ve tarımsal alan olarak kullanılıyor. Var olan
parselleri incelediğinizde orada zaten bir yerleşim var ve tarımda
çiftçilerimiz tarafından devam ediyor” dedi.
“ALATA’NIN GERİYE KALAN KISMIYLA ALAKALI BİR PLAN, PROJE VAR
MIDIR?”
Alata’nın yıllar içinde 2 bin 600 dekara gerilediğini kaydeden Demir, “Sit
alanı ilan edilen 83 dekarlık kısımda sahilde ve kaplumbağalar ile ilgili olan bir kısım. 83 dekarın sit alanı ilan edilmesi yeterli değil, çünkü arka
taraflarının da dahil edilmesi gerekiyordu. Biz ziraat odası olarak çiftçiler
adına merak ediyoruz; Alata’nın geriye kalan kısmıyla alakalı bir plan, proje
var mıdır? Yoksa da neden sadece 83 dekarlık alan sit alanı ilan edildi?”
diye sordu.
“SADECE NEDEN 83 DEKAR? BUNUN MUHATABI KİM, KİME
SORACAĞIZ?”
Alata’nın enstitü kimliğinin korunması gerektiğini söyleyen Demir, “Şuan
elimizde kalan arazinin tamamının korunmasını istiyoruz. 83 dekar olması
bizleri düşündürüyor. Çünkü tamamı yapılmalıydı veya sahildeki kısmın
tamamı yapılmalıydı. Amaç kaplumbağaları korumak ya da oradaki doğal
ekosistemi korumaksa sahilin tamamının ‘kesin korunacak, hassas alan’ ilan edilmeliydi. Sadece neden 83 dekar? Bunun muhatabı kim, kime
soracağız?” dedi.
ALATA’DA YOK YOK
Alata’da neler olduğunu sayan Demir, “Alata’da; turunçgiller, zeytin, kayısı, muz, incir, nar, yenidünya, Trabzon hurması, badem, keçiboynuzu, avokado
var, bunların gen kaynakları da var. Kuruluşunda; domates, biber, karpuz,
yazlık kabak, fasulye, bamya, su kabağı ve sebze türlerini inceleyip geliştirmeye yönelik olarak geniş gen havuzlarına sahiptir. En son Alata
bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürümüz Cengiz Türkay, 2 tane
yeni mandalina çeşidi tescili ile ilgili araştırmalarının devam ettiğini duyurdu.
Sırf bu yüzden bile tamamının korunması gerektiğini istiyoruz.
“1 METRE KARESİNİN BİLE AMACI DIŞINDA KULLANILMASINI TASVİP
ETMİYORUZ”
İyi işi 83 dekara hapsedip alanı küçültürsek biz yeni çeşitleri bulamayız,
yeni araştırmalarda yürüyemeyiz, elimizde var olan gen kaynaklarını
koruyamayız. Sonuçta Alata’nın en büyük özelliklerinden bir tanesi birçok ürünün gen kaynağının olması. Yani yeni ürünler geliştirildiği gibi eski
ürünlerin de genleri var. Alata’nın 1 metre karesinin bile amacı dışında
kullanılmasını tasvip etmiyoruz” diye tepki gösterdi.