Adıyamanlı depremzedeler tepkili; Yalnız bırakıldık sorunlar katmerleşerek büyüyor

Adıyamanlı depremzedeler tepkili; Yalnız bırakıldık sorunlar katmerleşerek büyüyor

 

 

ADIYAMAN- YENİ ÇİZGİ: 6 Şubat Depremlerinin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen depremde büyük hasar ve can kayıplarının yaşandığı Adıyaman’da enkaz kaldırma ve enkazda ayrıştırma işlemleri sırasında hiç dikkat edilmediği şehrin toz bulutları içerisinde bırakılarak halk sağlığının tehlikeye atıldığını belirten yurttaşlar, çalışmaların da çok ağır devam ettiğinden yakındı. TTB ve Temiz Hakkı Platformu Ekim ayında yayınladığı raporda Adıyaman’da 2 noktada asbest tespit ettiğini de raporladığı belirlendi.

 

Konuyla ilgili olarak Adıyaman’da Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Şubesi, Kent Merkezinde yaşanan yıkımlardan kaynaklı oluşan toz ve bu tozlardan kaynaklanan sorunları dile getirmek için Yeni Mahalle de bulunan depremde ağır hasar alan ve yıkımı devam eden Güzel Yalı Sitesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

 

Yapılan açıklamaya KESK bileşenlerinin yanı sıra çevrede ikamet eden yurttaşlarda destek verdi.  Ortak hazırlanan basın metnini Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Adıyaman Şube Eşbaşkanı İbrahim Halil Aydın okudu. Daha sonrasında Tabip Odası Adıyaman Şube Başkanı da yıkım sırasında ayrıştırmaya dikkat edilmediğini ve hükümetin bu konuda eksik çalışmalar yürüttüğünü yürürlüğe aykırı hareket ettiğini söyledi. İsmail Tosunun açıklama yaptığı sırada hem Güzel Yalı Sitesinde ve Karşısında bulunan sitedenin yıkımı esnasında toz bulutları yükseldi.  

 

 

Ortak açıklamayı yapan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Adıyaman Şube Eşbaşkanı İbrahim Halil Aydın  depremde kaynaklı yaşanan sorun ve sıkıntıları birçok defa yazılı ve sözlü olarak dile getirdiklerini, çözüm önerileri sunduklarını fakat buna rağmen yaşananlardan ders çıkarılmadığını gördüklerini belirterek, “Barınma, ulaşım, Temiz hava, Temiz su gibi en temel haklar dahi karşılanmadığı, sorunlar çözülmediği için Kamu Emekçileri başta olmak üzere halkımız Adıyaman’dan göç ediyor, birçoğu ya tayin istiyor ya da istifa ediyor, zorunlu atamalar dışında kimse ilimize tayin olmak istemiyor. Böyle olunca da en temel haklardan sağlığa, eğitime ve diğer kamu hizmetlerine erişimde ciddi sorunlar yaşanıyor ve daha da kötüsü yaşanacak gibi görünüyor” dedi.

 

 

6 Şubatta yaşanan depremlerden dolayı birçok sorunumuz var ancak bugün yapılan şikâyet ve uyarılara rağmen ilimizde kural tanımaz, kanun işlemez bir şekilde ve en önemlisi de halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ederek yapılan yıkım, ayrıştırma, taşıma ve döküm sahalarından yayılan tozlar ciddi sağlık tehlikesi oluşturduğunu ileri süren SES Şube Eşbaşkanı Aydın açıklamasına şöyle devam etti:

 

“Başından sonuna kadar tam bir kanunsuzluk ve suç zinciri şeklinde yapılan bu işlemler konusunda kamu otoritesinin üç maymunu oynaması ve duyarsız kalması halkı canından bezdirmiştir. Depremden sağ kurtulduğumuza sevinirken tozdan kanser olma korkusu kabusu sardı etrafımızı. Kenti terk etmediğimiz için cezalandırılıyor muyuz, yoksa göçe mi zorlanıyoruz bilemiyoruz. Depremden sonra böylesi bir yıkım ve yıkımın sonucunda oluşan toz ikincil, üçüncül travmalara neden olmaktadır. Sağlık müdürlüğü ve Sosyal güvenlik kurumu müdürlüğü ya da bakanlıkları derhal göreve çağrılmalı bu sağlıksız ve hastalıklı duruma müdahale etmelidir. Toza maruziyet bir işçi sağlığı sorunudur, halk sağlığı sorunudur ve bugün yaşadıklarımıza dönüp baktığımızda toza maruziyetin politik olduğunu da görüyoruz. Çünkü bizim toza maruz bırakılmamız zorunluluktan değil tercihtendir. Kamu otoritesinin halkın sağlığı yerine sermayeyi tercih ettiğini görüyoruz. Sermaye yorulmasın, sermaye para kaybetmesin, sermayenin karı artsın diye biz tozla başbaşa bırakılıyoruz. TTB ve Temiz Hakkı Platformu Ekim ayında yayınladığı raporda Adıyaman’da 2 noktada asbest tespit ettiğini raporladı, Adıyaman yetkilileri rapora dair bir cümle kurmadılar ya da biz görmedik.

 

HEPİMİZ YAŞANAN BU HUKUKSUZLUĞA VE İŞLENEN SUÇA ŞAHİDİZ.

Yıkım yapılan yapıların su kullanılmadan nasıl yıkıldığını görüyoruz, toplu yaşam alanları arasındaki yıkıntılarda su kullanılmadan ayrıştırmanın nasıl yapıldığını görüyoruz, yıkım alanlarından moloz döküm alanlarına molozların üstü branda ile kapatılmadan hafriyat kamyonları ile nasıl taşındığını görüyoruz, moloz döküm alanlarında ikinci bir ayrıştırmanın ne şekilde yapıldığını görüyoruz, yıkılan yapılarda değerli cevherler alındıktan sonra geride nasıl bir moloz yığını bırakıldığını görüyoruz. Bizim bu gördüklerimizi ilimizde yaşayan yetkililer görmüyor mu? Onlar bu kentte yaşamıyor mu? Onların çocukları, sevdikleri bizim soluduğumuz havayı solumuyor mu? Üç maymunu oynamaktan ne zaman vazgeçecekler?”

 

Tozlar; türlerine, yoğunluğuna, maruziyet sürelerine, kişinin ve canlıların yapısına göre değişmekle beraber insan başta olmak üzere tüm ekosistemler üzerinde çok ciddi olumsuzluklara yol açtığını kaydeden SES Şube Eşbaşkanı Aydın,   “İnsanlarda kısa, orta ve uzun vadede birçok sağlık sorununa yol açan tozlar, çeşitli alerjik hastalıklardan, akciğer hastalıklarına, böbrek, sinir sistemi, sindirim sistemi hastalıklarından kanserlere kadar birçok sağlık sorununa yol açmaktadır.

Yıkılan binaların enkazlarından ve moloz yığınlarından kilometrelerce uzağa yayılan ve solunan tozların yapısında birçok insan sağlığı açısından zararlı kimyasal atık ve kanser yapıcı partiküller bulunmaktadır. Solunan tozun yapısında hiçbir kimyasal-kanserojen etken olmasa dahi tozun kendisi bile kısa vadede insanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Alerjik reaksiyonlar, Kronik Akciğer Rahatsızlıkları (KOAH), Astım, Bronşit en bilinenleridir. Yine yapıların yıkımı sonucu oluşan tozların yapısında bulunan silika, asbest vb tozlar akciğerlerde ciddi tahribatlara ve akciğer kanserlere yol açtığı birçok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır.

Bağışıklık sistemi zayıf olanlar, solunum ve kalp rahatsızlıkları yaşayanlar, gebeler, bebekler ve yaşlılar daha büyük bir risk altındadır.

 

YAŞANAN HUKUKSUZLUĞU AFFETMEYECEĞİZ,

Buradan bir kez daha soruyor ve öğrenmek istiyoruz;

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında; yıkım, taşıma ve ayrıştırma sahaları bu sahalarda çalışan ekipler için işyerleri olduğuna göre,  Yıkım, Taşıma ve Ayrıştırma İşlerini Yapan Ekiplerin Çalışma Sahalarında Tozla Mücadele Komisyonu Kurulmuş Mudur? Komisyon kurulmamışsa neden kurulmadı, kuruldu ise toz ölçüm sonuçlarını öğrenmek istiyoruz.

İlimizin hava kalitesi ilgili ölçümler yapılıyor mu, hangi aralıklar ile yapılıyor, sonuçlarını öğrenmek istiyoruz?

Yıkım, Taşıma ve Ayrıştırma İşlerinden dolayı atmosfere yayılan toz miktarı, toz partiküllerinin içeriği “Çevre Kanunu”, “Hava Kalitesi Değerlendirme Ve Yönetimi Yönetmeliği”, “Tozla Mücadele Yönetmeliği”, “Hava Kirliliğinin Kontrolü ve Önlenmesi Genelgesi”, “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü ile ilgili yönetmelik ve genelgeler” Yasanın belirlemiş olduğu standartlara uygun mudur?

Soruları daha da uzatmak mümkündür, önemli olan doğru ve sağlıklı cevaplara ulaşmaktır.

Yaşanan hukuksuzluğu affetmeyeceğiz,

Deprem gününden bugüne yaşadıklarımızı, kaybettiğimiz yakınlarımızı, yaşatılan acıları Unutmadık, unutturmayacağız,

Yaşananlara göz yuman, sessiz kalan, gereğini yapmayan kamu otoritesi ile de helalleşmeyeceğiz, hesaplaşacağız.” Diye tepki verdiler. www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri