Yeşiller ve Sol’ da Enerji Atölyesinden

.

 Bu hafta Antep’teki enerji atölyesinde Fırat Kurt’un enerji üzerine söyleşisi çok verimli idi. Enerji çatışmalarından yerelleşmeye, sürdürülebilir politikalardan yenilenebilir enerjiye kadar hemen hemen çoğu konuya değinildi.  Ayrıca Kyoto protokolünden Paris iklim konferansının konuları üzerinde tartışmalar yürütüldü.Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir” Bu sözler bir dönemin İngiltere devlet başkanı Winston Churchill’e ait. Buradan anlaşılıyor ki insan ve doğa çok önemli değildir. Sadece refahı yüksek tutulması gereken bir kesim var, veya pastanın büyük bölümünü yemesi gerekenler için diğer canlı ve cansız varlıkların hepsinin bertaraf edilebileceği zihniyet var. Kapitalist sistem kendisi için yöneten ve yönetilen sınıf oluşturur. Yönetenler yönettiklerini düşünür fakat bütün karar mercileri sermayedarlardır. Bu baronlar haberi olmadan siyasi iktidarlar hiç bir karar alamazlar. Bunların koltukları da onları oraya getirenlere(sermayedarlar) sadık kaldıkları müddetçe devam eder. Ne zaman ki kendilerini yürütmek istedikleri politikanın dışına çıkarlarsa o zaman iş değişiyor.  İşte atölyede bu konulara da değinildi. Fırat Kurt ; “enerji politikaları yerelleşirse aynı zamanda yenilenebilir enerjiye dönüşebileceğini ifade ederek, tam tersinin de olması durumunda halkın bilinçlenmesi söz konusu olabileceğini ifade etti’’.  Merkezi  hükümetlerin böyle bir enerji politikası istemediğini böyle bir durumda istikrarın bozulacağı düşüncesi aşılanmaktadır. Yani herkesin söz hakkının 4 yılda sandıkta sadece olabileceği düşüncesi hakim. Veya halka sadece bu görev verilmiş. Enerji konusunda yenilenebilir enerji türlerinin tercih edilmesi gerekliliği ve ülkemizin buna çok müsait olduğunu biliyoruz ama buna rağmen süreçlerin nasıl ilerlediği üzerinde duruldu. Güneş enerjisinden faydalanırken güneş panellerin verimli araziler üzerine kurulmaması gerektiği, rüzgar gülleri kurulurken kuşların göç yolları üzerinde kurulmaması gerekliliği aksi takdirde ekolojik krizin sebeplerinden biri durumuna düşebileceği üzerinde duruldu.Yerellerin pilot ve pratik olarak çok başarısız bir süreçle ilerlediğini, sadece ekolojik ev veya güneş evi şeklinde mikro alanda faaliyet gösterdikleri durum söz konusu.  Hava kirliliğinde dahi kentinizde olması gereken araç sayısını sınır koyamıyorsunuz. Buradan bu soru sorulabilir. Kent elden gitse bile halkın seçtiği belediye başkanı bir karar alamıyor. Bunun kararlarını alamayan yereller enerji politikasını nasıl belirlesin.Yerel enerji, yani kendi elektriğini üretmek! Elektrik üretimin tüketileceği yerde ve yerel paydaşların katılımıyla yapılması üretilen elektriğin verimliliğini artırıyor; elektrik fiyatlarını düzene sokuyor; yerel ve ulusal ekonomiye katkı yapıyor; elektrik tedarikini güvence altına alıyor; ve de yerel toplulukların kendi kaderlerini tayin etmeleri olasılıklarını artırıyor. Yerel paydaşların elektrik üretim projelerine katılımı nasıl sağlanabilir? Bireysel konut veya çiftlik projelerinin yanı sıra kooperatifler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşlarının mülkiyetindeki projeler bireylere elektrik üretiminde pay sahibi olma olanağı tanımaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri