Yeni Sevr’e Karşı, İkinci Kurtuluş Savaşı…

.
Memleket son bir haftada kan gölüne döndü, Suruç’ta meydana gelen intihar saldırısında 32 genç insanımız, hayatını kaybetti. IŞİD’in faili olduğu belli olan olay ardından, polis ve askerlerin hayatını kaybetmesi ortalığı daha çok germiş oldu. Adına Barış süreci denilen, vatandaşın pek anlamadığı ABD’nin kontrolünde giden barış süreci kesintiye uğramış oldu.Emperyalizm kan ile beslenir. AB-D emperyalizmi bölgemizde sürdürülebilinir bir istikrarsızlığı, sürekli hedeflemektedir.  Bu yüzden son 70 yıldır, sürekli bölgemizdedir. 1945’lerden beri de Türkiye ile uğraşmaktadır.  Şimdi yalan olduğu kesinlikle kanıtlanan, Sovyetler Birliği “Kars ve Ardahan’ı istiyor” söylemiyle Ülkemiz emperyalistlere yaklaştırılmıştı. Oysa Birinci Kurtuluş savaşında ve ardından imzalanan Lozan Barış antlaşmasında en büyük müttefikimiz Sovyetler Birliği idi. Ülkemizde egemen sınıflar olan Finans-Kapital ve Tefeci-Bezirgân ittifakı ABD emperyalizminin peşine takılınca böyle olmuştu. İlkin Kore’de binlerce askerimiz, ABD askerlerini korurken şehit oldu. Kore savaşıyla emperyalistler bir halkı ve ülkeyi ortadan ikiye bölmeyi başarmış oldular.Fransa Cezayir’de milyonlarca insanı katletti. ABD Vietnam’da bir ülkeyi yine ikiye bölmek için savaş çıkardı. Milyonlarca insan katledildi. Filistin’de 1948’den beri yapay İsrail devletinin oluşturulmasıyla savaş halen devam ediyor. İsrail 1967,1973 savaşlarıyla topraklarını sürekli büyütüyor. Gazze ve Batı Şeria’da Arap halkına nefes aldırmıyor.AB-D emperyalizmi 1970’lerde Pakistan ve Afganistan’da ilerici hükümetlerin iktidarda olmasını içine sindiremiyordu. 1940’lardan beri Sosyalist ülkeleri güneylerinden saracak olan bir Yeşil Kuşak projesi zaten vardı. İlkin Pakistan’da ilerici lider Ali Rıza Butto, Faşist General Ziya Ül Hak’ın darbesiyle iktidardan uzaklaştırıldı. Pakistan’da eğitim düzeni değiştirilerek Medreseler açıldı. Laik Eğitim yalnızca özel okullarda verilir oldu.  Medreselerde okuyan öğrenciler, Taliban adlı örgütü kurdular. Afganistan’dan gelenlerle birlikte ABD ‘nin kontrolünde Afganistan’daki Halk Partisi iktidarına karşı saldırmaya başladılar.  Bunlara da mücahitler dendi. ABD en gelişmiş Stinger füzelerini bu örgüte veriyordu. 1979’da Sovyetler Birliği bu saldırılardan Afganistan’ı korumak için bu ülkeye yardım için gitti. Ülkemizde de o yıllar sağlı sollu partiler tarafından da “ İşgal” olarak nitelen bu girişim aslında Afganistan halkını emperyalistlerin yetiştirmesi çetelerden korumak için yapılmış bir hareketti.  Sosyalist Blok’un dağılması ve Sovyet Ordusunun Afganistan’dan çekilmesine rağmen Necibullah yönetimi iki yıl daha ülkeyi yönetti.  Başa geçen Talibanlar tüm dünyada, AB-D emperyalistlerinin kontrolünde El Kaide gibi yeni örgütler oluşturdular. Cezayir’de, Bosna, Yemende hep halklara karşı emperyalizmin maşası oldular.  Bugün Suriye’de yaşadığımız durum tüm bunların sonucudur. AB-D emperyalistleri kendi yaratıp kontrol ettikleri, bu katliamcı örgütlere karşı savaşıyor görüntüsü veriyorlar. IŞİD üyeleri zaten, “Irak, Suriye sıra da Türkiye” diyorlardı. Suriye’de savaşın başından beri AKP hükümetinin bir taraf olarak olaya müdahalesi sonucu, zaten büyük bir sıkıntı içindeydik. Ülkemizde iki milyona yakın Suriyeli var ve bunun 500 bini Gaziantep’te. Bu insanlar çok zor koşullarda yaşıyorlar. Memlekette kendi insanlarımızın, tüyü bitmemiş yetimin hakkından esirgeyerek bu insanlara bakılmak zorunda kalınıyor. Şimdi kapımızdan yaşanan savaş, evimizin içine girmek üzere.Emperyalizmin yeni Sevr planı olan Büyük Ortadoğu Projesinin sonuçları bunlar. On yıl önce ABD Dışişleri Bakanı Condolezza Rice Ortadoğu Bölgesinde 22 devletin sınırlarının değişeceğini söylüyordu. Bu amaçla haritalar yayınlanıyordu. AB-D emperyalistlerinin yeni çıkarları için, geçen yüzyılın başında İngiliz, Fransız emperyalizmi tarafında çizilen sınırların değişmesi gerekiyordu. O yıllarda en büyük tokadı, ülkemiz ve Sovyetler Birliği bu emperyalistlere atmıştı. Birinci Kurtuluş Savaşımız sonunda, Türk, Kürt, Alevi, Sünni tüm halk olarak, ülkemizi parçalayan Sevr anlaşması geçersiz hale getirilmiş ve Lozan antlaşması (24 Temmuz 1923) imzalanmıştı. Emperyalistler yıllar sonra bu tokadın öcünü almak istiyorlar. Halk olarak uyanık olmalıyız. Bölgemizde yeni bir Pax-Americana (Amerikan Barışı)’ya izin vermemeliyiz. Hikmet Kıvılcımlı’nın, Deniz Gezmiş’in, Mahir Çayan’ın dediği gibi AB-D emperyalizmine karşı ikinci Kurtuluş savaşı için işçi, köylü, emekli, küçük esnaf, öğrenci, öğretmen, kamu çalışanı, kısaca tüm halk olarak örgütlenmeliyiz. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri