Eğitimde Geriye doğru gidişimiz 4+4+4 medrese Eğitim düzenin dört yıl önce hayata geçmesiyle ciddi bir şekilde hızlanmıştı. Bunun sonuçlarını OECD ülkelerinde yapılan PISA sınavlarında, ülkemizin alt sırlarda yer almasıyla görmüştük. Tabii bu geriye gidiş, Eğitim bütün alanlarını etkiliyor. Dört yıl önce 4+4+4 uygulaması getirilir iken, din eğitimi ve bilim eğitiminin aynı anda verilmesinden söz ediliyordu. Bunları CNNTürk’deki bir Eğrisi Doğrusu adlı tartışma programında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile Taha Akyol konuşuyorlar, bu birlikteliğin ilk kez ülkemizde uygulanacağını söylüyorlardı. Birbirlerine doğrulayan bu konuşmacılara göre din eğitimi, bilim eğitimini engellemeyecek, bilim eğitimi de din eğitimini engellemeyecek idi. Ama öyle olmadı, bilim eğitimi gün geçtikçe gerilemeye başladı. Din eğitimini sürekli önceleyen AKP iktidarı, İmam Hatip Fen Liseleri bile açtı.Taslak müfredat programında önemli nokta, Kurtuluş savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili pek çok bölümün müfredattan çıkarılması olmuştur. Ayrıca İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ile ilgili bilgiler müfredattan çıkarılmıştır. Adnan Menderes dönemi övülmüş, 27 Mayıs darbe olarak nitelendirilerek, 1961 anayasasının getirdiği özgürlük ortamından hiç söz edilmemiştir. Milli Bakanı İsmet Yılmaz, MEB’in sitesinde bulunan taslak için bu bir taslak herkes görüşünü yazsın diyor. Vatandaşın görüşlerini iktidar ne zaman değerlendirdi ki? İktidar sürekli olarak ülkemize laik düzeni getiren Cumhuriyetimizin kurucularıyla ilgili olumsuz söylemlerde bulunmayı sürdürüyor. Lozan antlaşmasına, Lozan hezimeti diyen iktidar, Lozan sonrasında ülkemize bırakılan Ege adalarına sahip çıkmıyor. Adalar Yunanistan’a bırakılıyor. Avrasya tünelinin adı için, Atatürk ile tarihsel olarak Atatürk’ün karşıtı olan Abdülhamit adını anket düzenleyerek yarıştırıyor. Cumhuriyetin hazırlayıcısı olan II. Meşrutiyet devrimiyle devrilen Abdülhamit’in adı İstanbul’da Haydarpaşa GATA hastanesine veriliyor. Atatürk heykeli Rize Cumhuriyet meydanından sökülüyor.Evrim kuramı müfredattan tamamen çıkarılıyor. Biz doktorlar her gün evrim kuramını, sağlık alanında hastalıkların tanısı ve tedavisinde kullanıyoruz. Çünkü canlılar âlemi dediğimiz âlemin, sınıflandırılması tamamen evrime dayalı. Birbirine yakın türlerin gen benzerliği daha fazla. Örneğin köpekler ile gen benzerliğimiz %90 dolaylarında iken farelerde bu oran %72 civarında. Bu gen benzerlikleri nedeniyle başta ilaçların keşfi dahil pek çok tıbbi araştırma fareler üzerinde yapılıyor. Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda ilaçlar işe yarıyorsa o ilaç ilkin gönüllü insanlar üzerinde deneniyor. Coğrafik bölgeler ve etnik kökenlere göre hastalıkların genleri özellik taşıyor. Ailevi Akdeniz ateşi denilen hastalık en çok, Türkler, Yahudiler, Ortadoğu Arapları ve Ermenilerde görülüyor. Evrim teorisini müfredattan çıkarmakla evrim gerçekliği kaybolmuyor. Evrimi lisede görmeyen bir öğrenci, Üniversitede bilmek anlamak zorunda, Tıp eğitiminden de evrimi çıkarır isek körlemesine, bilimsellikten uzak doktorlar yetiştirmiş oluruz. Eskilerin deyimiyle “Elifi mertek zanneden doktorlar” , kimsenin derdine derman olamaz.Bilimsel, Laik Eğitim’in müfredattan çıkarılması, hayatın her alanında yetişmiş insan gücümüzü sıfırlatacaktır. Vatandaş olarak ülkemize geleceğimize sahip çıkalım diyorsak, Bilimsel Laik Eğitimin ortadan kaldırılmasına izin vermememiz gerekmektedir.
Yeni Müfredat Taslağı, Eğitimi Geriye Götürüyor…
.