Yeni dönem yeni faşist kamplaşma

.

Sadece akademisyenler bildirisiyle ortaya çıkmış değil, bir süreden beri örülen faşist bir cephe var. Şimdilerde tahkim ediliyor. Kürtlere yönelik savaşın hızından bir şey kaybetmeden sürdüğü, iki aya yakın süredir sokağa çıkma yasaklarıyla gece gündüz top atışlarına sahne olan, yerle bir edilen, her gün yeni cesetlerin sokak ortalarında çürümeye bırakıldığı, iş makinelerinin sıra sıra dizilmiş toplu mezarlar kazdığı, şimdilerde, birikmiş cesetlerin vali ve kaymakamların emriyle ailelerinden kaçırılarak toprağa verildiği, Şırnak ve Hakkari il merkezlerinin haritadan silinmek istendiği ‘faşizm ötesi’ bir süreç yaşanırken, ‘Hitler Almanyası da başkanlık sistemiydi’ diyen Erdoğan iktidarında Türkiye’nin batısında adete tırmanan faşizm süreci yaşanıyor.Barış için Akademisyenler inisiyatifine karşı günlerdir uygulanan baskı, kovuşturma, kovma, gözaltı, hakaret, tehdit ve diğer uygulamalar ancak faşist diktatörlüklerde karşılaşılabilecek uygulamalar. Bir kez daha, bu defa akademisyenler üzerinden güç test ediliyor. Kürtlerin, ezilen, yok sayılan, on yıllardır sırf demokratik bir Türkiye’de eşit haklara sahip olmak için mücadele edenlerin yanında olanlar da onlar gibi, hedef haline getiriliyor. Kürtlere karşı süregelen ve son aylarda ayyuka çıkan saldırı ve katliamlara ortak olmayacaklarını söyleyenlere, barış için mücadele edenlere karşı faşist saflar belirginleştiriliyor, faşist cephe yeniden tahkim ediliyor.Türkiye’nin ‘tırmanan faşizm’ süreci yaşadığını gösteren onca olgunun, sorun Kürtlerin demokratik hakları, eşitlik ve özgürlük olunca o mangalda kül bırakmayan, esip gürleyen, AKP politikalarından ne denli dertli olduklarını detaylarıyla ortaya dökenler Erdoğan’ın ve onun yönetip yönlendirdiği AKP’nin ve hükümetin arkasında sıra oluyorlar.Erdoğan kendi dünya tasavvurunu gerçekleştirmek için kıran kırana bir savaş başlatmış bulunuyor. Ve elbette bunu güncel olarak Kürt sorunu üzerinden sürdürüyor.Daha ötesini söylemeye gerek olmadan söyleyecek olursak Türk milliyetçiliğinde tescilli Perinçek’in Vatan Partisinden, nasyonal sosyalistlere, Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’dan, Sedat Peker gibi suç örgütü kurmak ve yönetmekten tescilli olan mafya babalarına, MHP’den diğerlerine kadar hemen her renk ve tondan örgüt, parti, kurum ve şahsiyet Erdoğan’ın politikalarının etrafında bütünleşmiş bulunuyor. Öyle ki bu kamp CHP’yi de hedefe koyarak, CHP’nin bir yanıyla eleştirebildiği, itiraz ettiği gelişmelere söylediklerine bile tahammül etmeyerek, onun da ezilmesi için tam bir seferberlik hali ilan etmiş oldu.Akademisyenlerin bildirisinden sonra, ırkçı ve faşist cephenin oluşumuna güç ve destek veren açıklamalar yapıldı. Yeni dönemin faşist hareketinin AKP yönetiminde nasıl oluşabileceğine dair adımlar atmış oldular. Bu faşist fikir erbapları, önümüzdeki dönemin faşist barikatlarına nasıl tuğla taşıyacaklarını ve barikatların arkasında nasıl duracaklarını da göstermiş oldular.Akademisyenlerin imzaladığı, büyük yankı yaratan ve hedefe konulunca hemen tüm emek, barış ve demokrasi yanlısı güçlerin destek açıklamaları ve eylemleri yaptıkları bildiri karşısında tam bir faşist koro oluşmuş oldu. 1128 Akademisyenin “Barış için Akademisyenler” imzasıyla yayımladığı bildiri karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen harekete geçmesi üzerine, faşist cephenin mensupları hızla bir koro oluşturdular. Dünün Erdoğan ve AKP karşıtları bir bir onun çizgisinde buluştular.Bunlardan bir bölümü adeta “Biz birbirimize birçok şey söyleyebiliriz ama mesele Kürtler olunca her şey teferruattır. Tabii ki birleşeceğiz” dercesine sinmiş başlarını deliklerinden bir bir çıkararak Kürtler üzerinden Barış için Akademisyenler olarak, bildiri yayımlayarak, barış ve demokrasi, şiddetin son bulmasını, devletin bir an önce çözüm yönünde adım atmasını istedikleri için hedefe konuldular.Akademik özgürlük, basın, düşünce ve ifade özgürlükleri gibi temel hak ve özgürlükler karşısında AKP’nin Hitler dönemini hatırlatan uygulamalarının destekçisi oldular. Hatta bunlardan bazıları hızını alamayarak AKP’yi bile geride bırakacak girişimlere imza atmak için yarışa giriyorlar.Günümüzün ırkçı ve şoven, faşist ve gerici limanlarına demir atan tescilli faşistler Erdoğan’ın politikalarını büyük bir şevkle savunuyorlar. Kürt halkı üzerinde uygulanan baskı, şiddet ve katliam politikalarını yetersiz bulanlar, AKP’yi daha da cesaretlendirmek için milli faşist cephe oluşturmak için canhıraş çalışıyorlar. Kürtlerin katline dayalı tüm politikalara açık çek sunuyorlar.Ancak bildiri ve sonraki gelişmeler, faşist saldırılar, uygulamalar, kötü gidişat ve Kürt halkına yönelik saldırganlık ve katliamlar karşısında insani, demokratik, devrimci bir ses olmakla kalmadı, barış ve demokrasi cephesinin güçlenmesine katkı sunmuş oldu. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri