Eğitim düzenimizde yazmanın önemli bir yeri vardı. Şu an geldiğimiz noktada ezberci eğitimden kurtulalım diye, diye derdini yazıyla anlatamayan, sözlü ifadesi de karman, çorman olan bir toplum haline geldik. Okullarda sözlü olmasın, yazılı yerine test yapılsın diye diye bu noktaya gelindi. Ezber olmasın derken, ezbercilik yaygın hale geldi. Üniversitelerde bile sınavlarda çıkan eski soruları çalışmak geçer not almak için yeterli olmaya başladı. Geçen yüzyılın başında ülkemiz, mahalle mekteplerinden çağdaş okullara geçerken yaşadığımız ileriye doğru gidiş tersine döndü. Mahalle mekteplerinde, medreselerde temel eğitim ezber üzerine idi. Kuran ezberlemek yeterli kabul ediliyordu. Arap alfabesinden kurtulup, daha kolay olan Latin alfabesine geçince, yazı yazmak çok daha kolay hale geldi. Ülkemizin en önemli eğitim hamlesi olan Köy Enstitülerinden yetişen tüm öğretmenler çok güzel yazı yazarlardı. Köy Enstitülülerin 1954 yılında kapatılmasından sonra çok sık değişen eğitim programları sayesinde yazı üzerinde yeterince durulmadı. Bu noktada Eğitimin Amerikalı uzmanların 1947’den sonra Milli Eğitim politikaları üzerindeki etkisini de görmemiz gerekir. Emperyalist batılı ülkeler kendi vatandaşları için istedikleri şeyleri bizler için istemezler. Bizim gibi ülkelerde sürdürülebilir istikrarsızlık isterler. Batı ülkelerinden kişilerin çok düzgün el yazısıyla yazdıklarını görmüşüzdür. İmzaları da kendi isimlerinin el yazısıyla yazılmasından ibarettir. Biz de ise okumuş yazmış vatandaşların bile, kendilerine özgü bir imzası yoktur.Kendi alanım olan Tıp Eğitiminde de yazı yazma konusunda pek çok güçlük yaşıyoruz. Doktorluğun temeli olan hastanın yakınmalarını ve öyküsünü yazılı hale getirmek işinde öğrencilerimiz çok zorlanıyor. Yazılı anlatımların pek çoğunda yer, zaman kavramları, nedensellik unutulmuş oluyor. Öğrenciler, yaşadığımız bu çağda, ülkemizde, doktorların az zamanda çok hasta baktıklarını görüyorlar. Bu nedenle kendilerine de buradan pay çıkarıp, hastanın derdini anlamadan çıkarımlar yaparak fazla tetkik yazıp, fazla ilaç yazarak doktorluk yapılır kanısında olabiliyorlar. Eğitim dönemi sırasında, yazmanın önemini kavratamadığımız öğrencinin, iyi bir doktor olması zor oluyor.Özünde okumak, konuşmak, yazmak dili kullanmanın, birbirimizle anlaşmamızın temel araçlarıdır. Yazı yazmak kalıcı bir şekilde ifadenin ortaya konulmasıdır. Bir metni sözel olarak aktarma yerine, yazıyla aktarmak en doğru olanıdır. Yalnızca doktorlukta değil, hayatın her alanında, her meslekte yazı yazmak ve yazılı iletişim çok önemlidir.ercankosmanoglu@hotmail.com
Yazmanın önemi…
.