Uzun bir yolculuktur yaşam. Denizi olan bir şehirde yaşayan sen, ufka bakar da düşünürsün kendini. (Bu bakışta kendini düşünmek bencillik değildir.) Ufuk karaya hapsolunmuşluk hissi verir.
Sırtını yüksek dağlara dayamış bir kentin çocuğuysan, dağların ardında saklıdır hayallerin. (Adınız Ferhat değilse de kahramanısınızdır bir güzelin.) Kentinize ulaşımı sağlayan ince ve uzun bir yolsa; hayatınızda değişiklik yapacak birini beklersiniz. (Çok da inanmazsınız sizin için birinin geleceğine). Gün batımı umudunuzun son anlarıdır. (Gece başka düşlere dalacaksınız.) O gece dolunay varsa, belki bu yazıyı okuduğun günün gecesi Astral Seyahati denemelisin.
Bu yolculuğunuzu başkalarının çizdiği zaman ve mekan sınırlamaları içinde geçirmeyi tercih edebilirsiniz. Zorunda kaldım, şartlar böyle gelişti demeyin bunu siz seçtiniz.
Durun! Yapmakta olduğunuz her şey için bir mola verin. Gerçek olamayacak kadar güzel çizilmiş bir kadına aşık olmayı deneyin bir ressamın tablosunda.
Durun! 860 yıllık bir caminin restorasyon katliamına uğramamış bir duvarında taş ustasının duasının, terinin, ellerinin ve yüreğinin dokunduğu bir taşa dokunun. O cami Gaziantep’te Ömeriye Cami olsun, Türkçe adı Dapıncak Cami [Tapınılacak yer]
Durun! Çocukluğunuzun geçtiği sokakları çocuklarınızla beraber gezin (Bir müze gezisi kadar etkili olacaktır.) Ülkelerinde nelerin değişmesi gerektiği konusunda düşünsünler diye. Oynadığınız oyunları anlatın mesela. Kocasını kaybetmiş yaşlı komşunuzun kışlık yakacaklarını odunluğa taşıdığınızdan bahsedin, iş bittiğinde aldığınız şeker ve çikletlerin tadından, kokusundan da. (Tabi, kentsel dönüşüm kapsamında anılarınız kepçeler tarafından yok edilmediyse)
Durun! Geçmişi düşündünüz şimdi gelecek için düşünün. Sizin ve akranlarınızın yaşamadığı bir gelecek için neler yapabilirsiniz. Ănı iyi yaşama çabası içinde sevdiklerinizle mutlu olun. Sevgiyle Esen kalın