Türkiye, dolayısıyla dünya Soma faciasını ve onun yarattığı acıları derinden hissediyor. Elbette ateş düştüğü yeri yakar, ama insan olan, insanlığını şöyle bir sorgulayıp nasıl olur aynı yerde aynı anda 300 den fazla insan ölebilir der. İnsan olan herkes, sorgulayan her insan bu acıyı yüreğinin derinliklerinde elbette hisseder. Yeter ki vicdanını sorgulayabilsin.Soma'da, geride yüzlerce çocukları yetim bırakan, kadınları dul bırakan ocak söndüren, hayat karartan, hayalleri yıkan, yok eden, adı gibi kömür edip yakıp kül eden facia, insanlık tarihine kara bir gün olarak demir harfler ile yazılmıştır. Hem de bugünkü iktidar ile birlikte.Yaşanan bu katliamı, siyasi kaygılar güderek olayı basite alıp farklı gerekçeler üretmek, çirkin senaryolar dizdirip farklı yerlere çekerek, insanların acıları ile duyguları ile umutları ile alay etmek hiçte yakışık almıyor. Fakat nefret söylemi vs ne olursa olsun hiçbiri bu acı olayı unutturmayacaktır. O halde çok geç kalınmadan olayda sorumlu olanlar gereğini yapmalıdır, istifa ise istifa, görevden almaysa görevden alma, tutuklama ise tutuklama. Hem de maddi ve manevi yönde gereken cezalar verilerek, bir daha benzer olayların yaşanmaması için gereken derhal yapılmalı tüm bunlar için alta yapılar, yasal düzenlemeler de ivedi olarak hazırlanıp uygulamaya konulmalı.Evet bu yaşanan acı olay karşısında o körelen vidanlar, olayı halen basit gören yada futbol takımı tutar gibisinde yaklaşıp yanlışları görmeyen insanım diyenler, vicdanlarını kendini bin kere sorgulanmalıdır. Çünkü bu olay üzeri şu yada bu şekilde örtülmek istense de, takdiri ilahi denilip kapatılmak istense de katliamdır, katliam.Analar ve çocuklar bu ülkede artık ağlamasın...Sorumlular mutlaka ama mutlaka cezasını çekmelidir.
Vicdanlar bin kere sorgulanmalı
.