Gün geçmiyor ki enteresan haberlerin sonu gelsin. Uygun, nitelik yönünden eşit anlamına gelen denk sözcüğünün karşılığı ülkemizde yerini bulmuyor gidişata bakılırsa. Birçoğumuz belki de bilmiyor bile bu durumu ama; Türk vatandaşlarımız isteğe bağlı olarak üniversite eğitimlerini yurtdışında alıp, ellerinde kapı gibi diploma ile yurtlarına dönüş yaptıklarında LİSE mezunu olarak sınıflandırılıyorlar. Yok hayır yanlış okumadınız!!! İşin daha da garip tarafı, üstelik bu arkadaşlarımız yurtdışındaki üniversitelere kayıtlarını yaptırmadan önce YÖK’den yazılı belgeli izinli talimatlar alıyor, gidin döndüğünüzde diplomalarınız elbette geçerli olacak deniyor, vatandaşlarımız diplomalarını başarıyla alıp geldiğinde üzgünüz evdeki hesap çarşıya uymadı sen hala lise mezunusun deniyor.Kısaca anlatmak gerekirse Türk vatandaşlarının üniversite eğitimi yurtdışında aldığı taktirde ülkelerine döndüğünde denklik adı verilen sistem ile Yurt Dışı Yüksek Eğitim Diplomaları Ve Denklik STS sınavına tabi tutulup başarıyla tamamladığı taktirde staj, meslek işbaşı yapıyor. İşin esprisi STS adı verilen bu sınav ve prosedür gereği girilmesi gereken sınavlar geçen yok yani geçilemeyen sınav yapmışlar. Nasıl bir hikmetse ülkelerinde savaş olan hani o çok sevgili Suriyeli kardeşlerimiz canlarımız, ciğerlerimiz var ya, hah işte onlar sınavsız bir şekilde hekim olabiliyor, ama benim Türk vatandaşı Fatih arkadaşım Bulgaristan da Fizyoterapist bölümünü başarıyla bitiriyor ülkesine güle oynaya geliyor, sen lise mezunusun deniyor. Aslında 2011 yılında yurtdışı diploması olan Türkiye de mesleğine başlıyor ama aynı eğitimi alan 2012 yılında denkliğin kalktığı duyuluyor, rivayet çok fazla konuyla alakalı öğrenciler YÖK kurumundan izinli belgeli eğitime gittikleri için kulak ardı ediyorlar hatta bir avukata danıştıklarında burası demokrasi ülkesi, sizi kapsamaz, kazanılmış haklarınız var diye bilgilendiriliyor.Yahu STS denen sınava tabi tutuyorlar tamam sen orada okudun geldin baş tacı eee, birde burada sınava gir, yeteneklerini bir de burada görelim. Bilgin olsun o kadar zor ki sınav burada ki amaç eni sonu seni yıldırmak ve sil baştan eğitim alman ki biz senin başarılı olduğunu anlayalım inanalım değil mi, der gibi (Türk açığı).Açık konuşmak gerekirse kanayan yaramız diyebilirim bu konu için. Türk vatandaşlarımız emek hatta kendi ülkelerine göre maddi anlamda daha fazla harcama yaparak verilen sözlere ve güvencelere istinaden gidip elleri boş dönmeleri haksızlığın en büyüklerinden. Bu insanlar ülkemizin geleceğindeki profesörü, bilim adamı, Nobel ödülünde Bayrağımızı dalgalandıran damarlarında Türk kanını taşıyan vatandaşlarımız belki de. Bu bireyleri ülkelerine küstürmek ne büyük kayıp olur inançlarını yitirdiklerinde bu insanları kaybedersek dönüşü olmayabilir. Ülkece kaybetmiş oluruz onlar yurtdışı tecrübesi edinmiş bizlerin kalkınması refahı için aydın görüşlerini bildirecek kişiler oysa.Cumhuriyetin yeni kurulduğu yıllarda 29 Ekim 1924’ de 22 öğrenciyi çoğu Almanya, Fransa, İsviçre, Amerika gibi ülkelere gönderilerek Türkiye’ye döndüklerinde büyük başarılara imza atmışlardır. Bu davranış Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim şart! Olduğuna inandığı bu ülkenin gelişmesi, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için yapılan en somut girişimdir.Umuyorum ki en kısa zamanda bu vatandaşlarımızın mağduriyeti giderilir. Bilakis oyunun ortasında kural değişmez…
Ülkemizde Suriyelilerle bile denk değiliz
.