TENEKE

.

  Edebiyat öğretmeninin en önemli görevi, hangi dilin edebiyat öğretmeniyse o dilin inceliklerini öğretmek, güzelliklerini tattırmak dille yazılmış sanatsal yapıtları öğrencilerine tanıtmak ve en önemlisi de onlara kitap sevgisini aşılamaktır. Ben de Siverek Lisesi'ne atanır atanmaz ilk işim Merhum Mahmut Pişirici Ağabeyimle anlaşıp öğrencilerimi kütüphaneye üye yapmak O'ndan gerekli desteği almak sözü oldu .(Mahmut Pişirici kütüphane müdürüydü.) Birlikte yıllarca bu anlamlı çalışmayı yürüttük.Öğrencilerimi her ay okudukları romanlardan yazılı sınavı yapar, yazılı kağıtlarını tek tek inceler, kırmızı kalemle yanlışlarını düzeltir, sınav kağıtlarını bu işlemi yaptıktan sonra onlara geri verirdim. Öğrencilerim de kağıtlarını inceler, diğer yazılıda yanlışlarını en aza indirirdi. Yine böyle bir çalışma sonunda okulun matematik öğretmeni öğrencilerden sınav kağıtlarını alıp inceleyeceğini belirtmiş, öğrencilerimin bazıları da iyi niyetli olarak kağıtlarını öğretmenlerine vermiş. Bunu duyar duymaz durumu hemen okul idaresine iletip sonra da kağıtları bana vermeyince savcılığa başvurdum. Soruşturma ve duruşmalardan sonra beni Suruç'a O'nu da Viranşehir'e atadılar. İşin ilginç yanı bizi soruşturmaya gelen müfettişin matematik öğretmeninin evinde kalıyor olmasını öğrencilerimden öğrenmem oldu. Türkiye’de adalet oldum olası hep böyle işledi.Suruç Lisesi'nde de öğrencilerime roman okutmayı sürdürdüm. Burada da kitap okutmam sakıncalı görüldü. Bu kez Ankara'dan yeniden müfettişler geldi. Müfettişler Fakir Baykurt'un romanlarına takmışlardı. Soruşturma esnasında saygısız müfettişlerden biri sık sık bana :' çivileşmeyin! ' diyordu. Ben de bu iğrenç lafın üzerine adeta çelikleşiyordum. Soruşturma geç saatlere kadar sürdüğü için dışarı çıktığımda etraf kararmıştı. Okul da evime oldukça uzaktı. O zaman cep telefonu yok, çağıracağım taksi yok .O anda kara kara düşünürken üç gencin beni beklediklerini fark ettim. Meğer gençler beni evime götürmek için bekliyorlarmış. Suruç lafı edilirken bu anımı duygulanarak anımsarım.Yaşar Kemal'in TENEKE romanını okumayan öğrencim kalmadı gibi. O romanda insanlık erdemi anlatılır.Antep'te öğrencilerimin yanında bazı duyarlı velilerimin de kütüphanelere üye olmaları benim haklı olduğumun kanıtıdır. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri