.
Türkiye’de gündem hızla değişiyor. Bazen bilinçli olarak bazen bilmeden kendiliğinde de olsa hızlı bir gündem değişikliği ile karşı karşıya kalıyoruz. Hükümet, çözüm merci olmasına rağmen kendine uygun gündemi bulunca günlerce onu sündürüp, hem zamanı hem insanların geleceğini çalıyor. Muhalefette bu suni gündemlerin değirmenine sürekli su taşıyor bir marifetmiş gibi. Olan ülkemiz insanına oluyor…Gaziantep’teki gündemde Türkiye’yi hiç aratmıyor. Geçtiğimiz haftalarda Gaziantep Valisi Erdal Ata, İl Emniyet Müdürü Ali Gezer görevden alınarak merkeze çekildi. Yani pasifleştirildiler. İl Milli Eğitim Müdür Vekili Celalettin Ekinci de görevden alındı. Bu şehirde uzun süre görev yapan bir vali ne oldu da birden merkeze alındı. Eğitimdeki kadrolaşmalara tam destek vermediği için mi, yaklaşan genel seçimde AKP’ye bağımlı daha asker bir valinin görev yapması istendiği için mi? Orası henüz karanlık. Ancak Emniyet Müdürü Ali Gezer’de çok olmadı bu şehre geleli. Fakat oda jet hızla merkeze alındı. Olaylarda biber gazı az kullandırdığı için mi orası bilinmiyor. Hele şu milli eğitimde yaşananlara bir bakın. Bir yıl bu şehirde görev yapan il milli eğitim müdür vekili Ekinci döneminde okullarda aile boyu kadrolaşmalar hız kesmezken tüm bunlara onay verilmesine rağmen o müdürde görevden alındı. Her halde iktidar için böyle bir müdürde yetersiz kaldı.Hallaç pamuğuna çevrilen eğitimde, yaşanan şu rezaletlere rağmen daha nasıl bir kadrolaşma bekleniyorsa…Bu kent eğitimde niye dibe vurmasın böyle siyasetçiler, böyle iktidar ve böyle yöneticiler olduğu sürece. AKP iktidarı ile birlikte kök salan şu tekçi zihniyet ile insanları ötekileştirerek siz bu ülkenin eğitiminde, sanayisinde, güvenliğinde kısaca özel ve resmi tüm kurum ve kuruluşlarında nasıl bir başarı yakalayabilirsiniz ki. Bu tekçi faşist anlayışlın dünyada kalıcı bir kazanımı, başarısı var mı hiç? Var mı böyle bir ülke…XXXTBMM güya ülkenin en özgür kurumu, güya millet iradesinin temsil edildiği yer. İki de bir millet iradesi diyerek yüzde 50 millet iradesini yok sayan bir zihniyet mecliste o tekçi zihniyetini diğer kesim üzerinde hakim kılmak. dikte etmek istemesi ters tepti.Peki, TBMM gibi özgür bir ortamda bu çözümsüz mü kalacak. Millet iradesi çoğunluğun azınlığa hükmü demokrasinin neresinde yer alıyor. İç güvenlik paketi adı altında insanların özgürlüklerinin kısıtlanması kolluk kuvvetlerine keyfi yakalama ve vur emri gibi yetkilerin hakim izni olmadan verilmesini siz nasıl makul, mantıklı hatta demokratik olarak değerlendirebilirsiniz. Bir yandan demokrasi ve özgürlükler güçlendirilmeli derken diğer yandan bunun kökünün kazanmasına neden olan maddeleri hayata geçirmek faşist bir dikta özentisinden başka ne olabilir ki.Hükümet iç güvenlik paketi konusunda muhalefetin yani millet iradesine, eleştirisine, tepkisine kulak verip gereğini yapmak zorundadır. TBMM bir siyasi anlayışın ya da iktidarın yalnız başına at oynattığı bir çiftlik olmamalıdır. Daha demokratik olan, özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik çaba ve girişimler düzenlemeler, yasalar bu ülkenin gündemi olmalıdır. İnanları kafese tıkmakla ne sağlıklı bir düzen kurulabilir, ne huzur, nede kalkınma asla sağlanamaz. Sadece ülkenin ve ülke halkının geleceği çalınır, dünyadaki gelişmelerden uzaklaştırılır. Bu kör faşizan anlayış sadece bir zümrenin saltanatının ömrünü kısmen uzatabilir…XXXGaziantep’te CHP içerisindeki milletvekili aday adaylığı süreciyle ilgilide kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. CHP demokratik olmayan bir yöntem ile milletvekili aday tespitini yapmaya karar vermiş. Ancak aynı CHP yerel seçimlerde bu şehirde belediye meclis üyeliklerini de ön seçimle yapmıştı. Orada çıkan sonuçlara bir bakmak gerekir. Fakat kötü örnek, örnek olarak gösterilmez. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. Şimdi ne olacak kimi aday adayları başvuru yapmayacaklarını duyurup genel merkezin kararına tepkisini gösterdi. Bu nedenle partide bir sönüklük, soğukluk, heyecansızlık baş gösterdi. CHP her seçimde kendi eli ile bir olumsuzluk yaratıp onun cezasını hep çekiyor. Geçen genel seçimlerde ön seçime rağmen kontenjan ataması partide milletvekili sayısını ikiye düşürmüştü.Peki, merkez yoklamasın dan sağlıklı bir sonuç çıkar mı, eğer oradan da halktan kabul görmeyen, karşılığı olmayan isimler belirlenip sahaya sürülürse vay o zaman CHP’nin haline… İsmi geçen milletvekili aday adaylarında söz etmek istemiyorum. Kimisi parasına, kimisi geçmişteki harcamasına, kimisi idealist düşüncesine, kimisi de zaman geçirmek ve etiket olsun çabası ve kaygısı ile aday adaylıklarını sürdürüyor. Bunlardan bazısı da seçimden seçime ortaya çıkan kadrolu aday adayı tipleri…Hele CHP’deki yönetimler, evlere şenlik…Tanrı CHP tabanına sabır versin.CHP’nin terk ettiği, boşalttığı, boş bıraktığı alanlara son zamanlarda hızla yükselen ana muhalefete rağmen basında en çok yer alan HDP' nin oralarda taban bulmanın mücadelesini verdiği de bir gerçek. CHP’nin bilinçli tabanı sağ partilere gitmeyeceğine göre, kendine yakın gördüğü partiye kaymaması için bir neden gözükmüyor…Kadınları önemseyen, eşit temsil hakkı veren HDP’nin adaylarını beklemek ve görmek gerekir.