Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’in su israfına karşı olduğunu biliyoruz. Ah, su israfına bunun binde biri kadar da yurttaşlarımız karşı olabilse…
Geçenlerde Sayın Şahin’in bu konuda halkımızı uyardığını okumuştuk. Ne yazık ki bu uyarı, benim güzel hemşerilerimin bir kulağından girip öbür kulağından çıktı.
Bu yıl belki de en sonuncusu binlerce yıl önce Ortaasya göçlerine neden olan susuzluğu yaşamaya hazırlanıyor dünyamız.
Bu büyük doğa felaketine acaba Gaziantepliler de hazır mı?
Hayır, hazır değil, Kesinlikle hazır değil. Bırakın hazır olmayı, felaketin giderek adım adım yaklaşmakta olduğunun ayırımında bile değil. Ayırımında olsa ne yazar ki?
İki tembel yan gelmiş yatıyorlarmış. Evde yangın çıkmış. Alevler harlayarak kendilerine doğru gelirken biri öbürünü uyarmış.
“Alevler dilini uzatamış, bize doğru geliyor gardaş.”
“Birak gelsin. Hele biraz yanaşsın da bakarız…” İşte budur benim yurttaşlarım.
Yoldan geçerken bir apartmandan caddeye harıl harıl suların akmakta olduğunu görüyorum. Telaşlanıyorum. Bir boru patlamışsa ilgililere haber vereyim, diyorum.
Değilmiş. Bizim temizlikçi Ayuş hanım merdivenleri yıkıyormuş. Üst katta başlayan bu yıkama işlemi alt katlara gelinceye kadar sular harıl harıl akacak, umurunda mı?
Daha bir de buna tuz biler eker Ayuş hanım. Yoldan geçmekte olan ahretliğini görür.
“Nere gediyn kele kız Firdös hanım?”