Her sabah korkuya, gözyaşına ve de ölüm haberlerine uyanır olduk.Oysa doğan güneşle birlikte başlayan yeni bir gün yaşamı, umutları, beklentileri tazeler.Sabah uyandığımızda ’ yine bu gün nerede ne olacak, kimin ocağına ateş düşecek ‘ diye düşünmek ya da günü patlamalarla, saldırılarla ölenlerin, gözyaşı dökenlerin haberlerini bilerek bitirmek.Kötü günler geçiriyoruz. Her taraftan saldırıyor terör.Onlar kıydıkça çocuklarımıza, analara, babalara, gençlere; saldırdıkça askere, polise acımız, gözyaşımız artıyor.Umudumuzu kaybetmemizi istiyorlar, yılgınlığa esir olmamızı bekliyorlar.Saldırılarla ikinci hedefleri de bu aslında.Ne kadar kötü günler geçirsek de, yaşadıklarımız bizi çok farklı bir noktaya götürmeli.Birliği, beraberliği arttırmalı, toplumsal uzlaşı ve bütünlük daha üst seviyeye gelmeli.Demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku, adaleti, barış ve kardeşliği daha çok ister olmalıyız.Bu kavramların ne denli önemli olduğunu daha iyi anlar, değerini daha iyi bilir hale geldik.Belki de Kılıçdaroğlu’nun başına gelen, bu çerçevede değerlendirilmeli.CHP lideri darbeye, teröre karşı açık ve net tavrını koydu. Partisinin kökleşmiş ilkelerinden olan ülke bütünlüğü konusundaki duyarlılıklarını iyice ortaya koydu.Yıllarca kora kor mücadele ettiği siyasal iktidarla ülke çıkarları için yan yana olmaktan çekinmedi.O da ciddi bir terör saldırısına uğradı.Bunun dışında siyasi olarak da büyük sorumluluk altına girdi.Ana muhalefet lideri bu yolu izlerken, cumhuriyetin temel değerlerine ilişkin yıllardır yapılan saldırılardan geri dönüş yönünde de kazanımlar sağlamak zorunda.Devletin kimlere teslim edildiğinin herkes tarafından görüldüğü bu günlerde, liyakat esasının devlet atamalarında etkin bir biçime taşınması yönünde sözünü dinletebilmeli.Tüm yaşananlara rağmen cumhuriyetin kuruluş değerleri hala geri plana itiliyor, YÖK’e, Anayasa Mahkemesine diğer yüksek yargıya ‘bizim çocuklar ‘ atanmaya devam ediyor.Ana muhalefet lideri birlik ve bütünlük için çaba sarf ederken, destek verirken, iktidara karşı eski alışkanlıkları konusunda da muhalefetini hissettirmeli.Yenikapı birlikteliği için Kılıçdaroğlu’na sorumluluk düşerken, bu birlikteliğin diğer taraflarına da pay düşmez mi? Tabii ki düşer.Öncelikli anlaşılması gereken Yenikapı birlikteliği ve farklılıkların ülke çıkarları konusunda yan yana gelmesidir. Buradan biat beklemek yanılgı olur. Ülkeye de bir şey kazandırmaz.
Sözde Kalmamalı
.