Sola dönüş kabusları ve tepkiler

Mersin’de bitmeyen otogar çilesinden bahsetmeden önce Gaziantep’teki sola dönüş çıkmazına değinmek istiyorum. Gaziantep’te bu hafta trafikte yeni bir uygulama başlatıldı. Amaç cadde ve bulvarlarda trafiği seri hale getirmek ve buralardaki yoğunluğu ara sokaklara kaydırıp oralarda mahalle sakinlerine kabus yaşatmak sanki...Bu nasıl bir mantık, nasıl bir hizmet ve çözüm anlayışı.Akıl tutulması gibi...Günlerdir İncilipınar ve Değirmiçem mahallelerinde ara sokaklarda yollar daraltılıp kaldırımlar genişletiliyor. Hem de özel bir firmada alınan kilit taşlarıyla...Sanki o genişletilen kaldırımlarda halı saha maçı yapacaklar.Bu kadar ölçüsüz, plansız ben yaptım oldu mantığında anlayışı bu halka dikta etmek gerçekten üzücü.İnsanlar araçlarını koyacak yer bulamıyor, belediyeler ha bire kaldırım genişletip kilit taşı döşüyor.Allah aşkına ucube yol ve kaldırımlar hizmet mi oluyor.Bu çarpık düzenlemeye yeter diyen bir kadın dün gazetemizin ofisine kadar geldi. İncilipınar da bazı iş merkezlerindeki vatandaşlar telefon açtı “Siz gazeteci olarak bu sorunu niye yazmıyorsunuz? Nedir buralarda yapılmak istenen, aracımızla evimize işyerimize bir eşya bırakamıyoruz, evimizin önünde duramıyoruz. İşyerimize çıkıp inemez olduk. Bunlar ne yapmak istiyor. Biri bunlara dur desin Allah aşkına. Her yeri beton yaptılar” diye tepki gösterdiler. Kadın öfkeli ve sinirliydi. Oturtup çay içirip sakinleşmesi söyledik. Ve devam etti, “Benim özürlü kardeşim var, Uğur mumcu parkının o civarda oturuyorum, işyerim İncilipınar da. Eve kardeşimi bırakmam için aracımın evin önünde durdurmam gerekiyor, fakat yol daraltılıp tek araçlık bir mesafe bırakıldığında diğer araçlar bizi beklemek zorunda kalıyor. Trafik tıkanıyor. Vallahi psikolojimiz bozuluyor. 25 Aralık Hastanesinde Değirmiçemdeki evime gitmem için ara sokaklarda gazi muhtara girmem tekrar Çetinkayanın oradan dönmem gerekiyor” diye tepki gösterdi.Buralarda oturan mahalle sakinleri aracı ile evine girip çıkmayacak mı, evine işyerine eşya indir bindir yapamayacak mı? Binan önünde aracıyla 5-10 dakika park edemeyecek mi, ya da aracını koyacak başka yer veya garajı yoksa aracını park edemeyecek mi? Siz yetkililer, bu binalar inşa edildiğinde garaj olmayan binaya ruhsat vermeseydiniz belki de bugün park sorunu yaşanmayacaktı.Ayıraca yapılan düzenlemelerde özürlüler neden hesap edilmedi. Bu insanların araçtan inmesi binmesi ya da özürlü aracı ile evine işine gidip gelmesi nasıl olacak. Yoksa bu uygulama olmadı bi daha mı diyeceksiniz, yap-boz mu düşünülüyor…Vallahi pes doğrusu?Böyle belediyecilik evlere şenlik…Her yer kilit taşı ile betonlaştırıldı. Yollar daraltıldı, sola dönüşler engellendi. Çözüm bu mu? Sıkışan trafiği bu çarpık düzenleme ile ne kadar çözebileceksiniz, ya da nefes aldırıp rahatlatabileceksiniz?Belediyeler böylesine önemli bir konuda bari şu mimar ve mühendis odalarına bir soraydı, fikirlerini bi alaydı. Bu çok mu zordu. Eğer siz kent için bir şey yapıyorsanız, bunu paylaşıp en ideal ve doğur olanı yapmanız daha güzel olmaz mı?Çözüm metro ise hani bunun fizibilitesi yapıldı mı, var mı bunla ilgili bir çalışma.Siz yolları genişletmek için gerektiğinde istimlak yapacağınıza, yetersiz olan yolları daraltarak hangi akla mantığa hizmet ediyorsunuzBirde şu valilik, belediye emniyet çevreleri kazıklarla çevrilip yollar daraltılmış. Araç park etmesin diye. Bana göre buda yanlış bir uygulama. Özel güvenliğin var, polisin var, zabıtan var, güç sende ama sen bunla yetinmeyip hala kamuya ait yolları daraltarak kendini korumaya alıyorsun. O zaman aklıma peki vatandaşı kim koruyacak sorusu geliyor.Öyle değil mi..MERSİN OTOGAR SORUNU ÇİLEYE DÖNDÜ Mersin otogarı yaklaşık 1.5 yıldır sorunlu ve kapalı otobüsler otogar çevresinde boş arza ve arazilerde yol kenarlarında yolcu indir bindir yapıyor. Mersin için hiçte hoş olmayan birgörüntü. Mersinin MHP’li Büyükşehir Belediyesi bu sorunu bir türlü çözemedi. Otogarı ihaleye alan firma ile 1,5 yıldır mahkemelikler. Halkın perişanlığını fark eden yetkililer, şimdi eski otogar yakınındaki boş alanda şehirlerarası otobüslerin yolcu indir, bindir yapmasına olanak sağlamışlar. Sonuçta bu görüntüler Mersin’e yakışmıyor.