SİLAHLARA VEDA

.
Silahlara Veda, Ernest Hemingway'in ününe ün katan romanıydı.Roman savaşı ve savaşın insana, dünyamıza ne kötülükler yaptığını ortaya koyar.Savaş iğrenç ve vahşidir.Ne yazık ki savaşı çıkaran da insanoğludur.Peki ya bu acımasızlığı yapan, dünyanın başına bela eden insanoğlunun kendisi?Romanda savaşı çıkaran ve sürdüren insanın kendisinin de tersine o denli sevgi ve barış dolu olduğunu gözlemlersiniz.Silahlara Veda yani ünlü romanın adı ile sunuldu bizlere Dolmabahçe’de varılan mutabakat.Tarihi adım, dönüm noktası, barışa doğru yolculuk da denildi.Bakalım ne olacak. Bu günden sonra izleyip göreceğiz.Bir taraf çağrıya uyacak mı?Diğer taraf ise verilen sözler tutacak mı?Her ne kadar her şey bitmiş gibi gösterilse de gelişmeleri sonuçları görmek isteyenler çoğunlukta.Temkinli durmakta, şüpheli yaklaşmakta insanlar haklılar.Bu süreç işinde, bir gün gerginlikler ertesi gün balayı, içeride sarmaş dolaş, dışarıda olmaz laflar söylendi.Fırtına ile meltem, kar- buzla, güneş bu sürecin olağanı haline geldi.Bir gün öyle bir gün böyleye alıştırıldık.Artık barışı huzuru istiyoruz ama temkinliyiz her şey olabilir çünkü 90 gün sonra seçim var. Başka hesaplar olabilir.Kameralar önünde mutabakattan hemen sonra birbirlerine gönderilen ' kinayeli ' mesajlar ' temkinli yaklaşım ' için işaret oldu.İç güvenlik yasa tasarısı hiç beklenmedik bir biçimde mutabakatın tartışma konusu oldu.Ön koşuldur! Hayır, ön koşul olamaz!Türkiye'nin artık barışa huzura ve unutmaya başladığımız kardeşliğe ihtiyacı var.Hem de bir an önce, gecikmeden!Bu ülkenin barış yalnızca bir yöresi için değil her yanı için gerekli artık.Ayrıca yalnızca tek başına barışın gelmesine mi ihtiyaç var?En az barış kadar demokrasiye, özgürlüklere, insanca yaşamaya hemen bu günden varmak gerekli.Bunun içinde iç güvenlik paketleri değil farklı mutabakatlar yazılmalı, eller sıkılmalı.Nitelikli ve çağdaş demokrasi barışı, barış özgürlükleri ve kardeşliği doğuracaktır.Bu topraklarda barışı, demokrasiyi, özgürlükleri herkes istiyor.Silahlara Veda olacaksa toplum tüm kesimleri o masada olmalı.Yoksa yine fırtına ile meltemi, karla güneşi peş peşe görmeye devam ederiz.Yine de umutlu olalım Özgecan vahşetinde bile aynı biçimde üzülüp yan yana duramadık. Bunu bile beceremedik.Öte yandan her şeye rağmen Yaşar Kemal’in kaybında ilk kez birlikte olduk.Umudumuzu yitirmeyelim. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri