Kadına şiddet.Sağlıkta şiddet.Bu iki başlık bu ülkenin gündeminden hiç düşmez.Her yıl yüzlerce kadın öldürülür.Şanslısı dayakla kurtulur!Birkaç günde bir şiddete uğrayan hekim, hemşire, eczacı ya da sağlık görevlisi haberi gelir.Sağlıkçıların uğradığı şiddetin görselliği çoktur.Hastanede, sağlık ocağında, eczanede kamera vardır .Olan her şey gözler önündedir .Ne yazık ki, kadına ya da sağlıkçıya şiddet artık bu ülkede kanıksanmıştır .Acı ama artık ikisi de gündelik olaydır, hangisi şiddete uğrarsa uğrasın !Bu kadar sık olursa sıradanlaşması da normaldir.Belki de en acısı budur.Zayıf ve narin kadınların durmaksızın şiddetle karşılaşması .İnsan sağlığı için çaba gösterenlere, görevdeyken sürekli saldırılması, toplumun içinde bulunduğu ruh halini nasıl açıklar?Cevap verilmesi hem zor, hem de çok uzun bir soru.Şiddete yalnızca kadın ve sağlıkçı açısından bakmak yanıltıcı olabilir .Toplumun taşıdığı gerilimi de görmek lazım .Araba kullanırken trafikte tahammülsüzlük .Sıra beklerken bankada sabırsızlık.Maç seyrederken tribünde öfke .Evde eşimize, çocuklarımıza anlayışsızlık,Bunların çoğu bize has özellikler .Siyasetin, ülke yönetiminin, gerginlikler üzerinden yapıldığı, toplumun kutuplaştırıldığı, ayrıştırıldığı bir yerde, kuşkusuz bunların yaşanması da çok anormal değildir.Bu yaşadığımız şiddet çılgınlığının sorumlusu tek başına siyaset değildir elbette.Bizi buradan çıkaracak çabada eğitimciler, bilim insanları ve sivil toplum örgütleri kadar, bizi yönetenler de gayret göstermeli .
ŞİDDET
.