Seçmen tümüyle çaresiz mi?
HAKKI DEMİR
Merhaba herkese;
Uzun yazıların çok okunmadığı yaygın bir kanı. Her bakımdan eşitsiz koşullarda girilen seçim konusunda bir iki kelam etmeye çalıştım.
Bu yazıyı, seçmenlerin yerel seçimlerde oy verme kararını, demokrasi lehine etkilemek, bugüne kadar seçmenlerin algılarını yöneten tüm pazarlama stratejilerini, psikolojik, sosyolojik araştırmaların sonuçlarını, seçmeni kandırmak için kullanan şirketleri boşa çıkarmak, seçmenin bir tüketiciden çok daha fazlası olduğunu ifade etmek için yazmaya çalıştım.
Çok hızlı değişen siyaset ve aynı hıza uyum sağlamak için saat başı dili, ilkeleri değiştiren, her gün yeni bir kandırmacayla kapıları çalan siyasetçilerin türlü türlü etik dışı davranışları seçmeni yormaktadır.
Halkımız, sadece belirli dönem halkı hatırlayan, onların oyunu almak için her yolu mubah sayan, sosyal yardım adı altında insanları sadaka kültürüne alıştıran, üstenci ve samimiyetsiz siyasetçilerden usandı.
Bütün kirlenmeye karşın siyasal alanda gözlemlenen bu ilkesiz, kirli rekabet anlayışının dışında kalan, halkın yaşadığı sosyal ve ekonomik koşulların farkında olan, seçimleri kazanılması gereken çirkin rekabet gibi görmeyen siyasetçiler, partiler de var. Bu partilerin ve siyasetçilerin kendilerini ifade edecekleri alanlar ve iletişim kanalları eşit olmadığı için belki her seçmene ulaşmakta zorlanabilirler. Yerel yönetim anlayışlarını nasıl bir yönetim olacağını anlatmak için olanaklar sınırlı olabilir.
Seçime günler kala seçmenin, oy vermeden önce bir kez değil birkaç kez daha düşünmesi gerektiğini vurguluyorum. Çünkü değişim ve dönüşüm demokratik vatandaşların artmasıyla mümkündür. Demokratik vatandaş kimdir?
Demokratik vatandaş hak ve özgürlüklerini bilen, görev ve sorumluluklarını yerine getiren, katılımcı, özgür ve bağımsız davranabilen seçmendir. Aynı zamanda demokratik vatandaş, demokrasinin ilke ve değerini önemseyen, onları yaşam tarzı hâline getiren, bu ilke ve değerleri koruyan, seçim dönemlerinde tüm bu ilkeler ışığında oy verme iradesini gösterendir. Nitelikli seçmen, içinde yaşadığı kent ya da ülke sorunlarını belirleme, bunlarla mücadele etme ve yaşam kalitesini artırma doğrultusunda katılım olanağını gösterendir.
Aylardır kentimizde (Mersin) yoğun kampanyalarla sürdürülen ve birçok insanı canından bezdiren seçim süreci nihayet bu hafta sonu sona erecek. Şehrimizi, ilçelerimizi beş yıllığına yönetecek yerel iktidarlar seçilmiş olacak.
Peki, gerçekten bu seçme işlemini biz seçmenler mi belirlemiş olacağız?
Kısmen evet, kısmen hayır…
Kim ya da kimleri seçeceğimizi biz belirlemedik, adayların belirlenme sürecine, seçmenler olarak müdahale edemedik.
Çoğu partide seçilecek kişiler demokratik olmayan yollarla belirlenip önümüze kondu.
DEM PARTİ dışında önseçim yapan bir parti yok, DEM PARTİ bazı yerlerde ön seçim yapamadı, önseçimin koşullarını diğer partilere göre kısmen yapabildi. Diğer partilere göre parti işleyişleri düşünüldüğünde daha demokratik bir aday belirleme süreci yaşandı diyebiliriz.
Bu yazıda en çok üzerinde durduğum seçmenin niteliği konusuna dönecek olursak, hangi parti olursa olsun aday belirleme sürecine dâhil olmayan, iradesini sadece sandığa gitmek gibi gören, partiye yıllarca emek veren fakat düşüncesini ifade etmeyen seçmenlerin sessizliği de ilkesizliği besleyen yanlışlardır.
Partilerin tepesine binmiş, yıllarca kendinden başkasını görmeyen, anti demokratik yöntemleri, ilkesizlikleri işine geldiği gibi kullanan siyasetçiler, seçmenlerin bilinçli ve doğru aday belirleme süreçlerine müdahalelerini isterler mi? Tabiki istemezler…
Parti içi ve parti dışı demokrasiyi katleder bunlar…
Böyle siyasete prim vermiş partiler ve siyasetçiler; keyiflerine göre hesap vermeden ülke ekonomisini istedikleri gibi yönetmek, kendilerine yakın olanlara haksız rant sağlamak, ekolojik dengeleri alt üst etmek, ülke doğasını uluslararası şirketlere peşkeş çekmek; farklı düşünenleri baskı altına alarak susturmak, susmayanlar hapsetmek; demokratik ve aktif vatandaşlık bilincine erişmiş bireylerden kurtulmak isterler.
Özetleyecek olursak bu pazar erkenden uyanın, bayrama gider gibi giyinin, özgür ve demokratik bir vatandaş olmanın özgüveniyle sandığa gidin. Oyunuzu kullanmadan önce bir kez daha neyi, kimi seçtiğinizi çok iyi düşünün.
Seçmenin seçim çaresizliğini değil onurlu ve bilinçli bir seçmen olmanın gururunu taşıyın sandığa. Sizi gören, demokratik seçmen niteliklerine saygı duyan, kadından, ekolojiden, dayanışmadan, birlikte yönetme anlayışına sahip, yerelin kaynaklarını şirketlere peşkeş çekmeyen, sizden içinizden biri olan adayları seçin.
Toroslar’dan Akdeniz’e değişiminin ve alternatif yönetim anlayışının gelmesi için oy verin. Bu sefer kazanan halklar olsun.
Birleşe birleşe kazanalım. www.yenicizgihaber.com