Seçim sonuçları ve yeni dönem

.
Seçimden önceki yazımızda “Ya Büyük İnsanlık Ya Diktatörlük” demiştik. “Büyük İnsanlık” kazandı.Kimse ufkumuzun seçimle/parlamentoyla sınırlı olduğunu düşünmesin, ancak seçimlerin de mücadelenin bir yanı olduğu unutulmamalıdır. Bu anlamıyla durumu anlamak ve tartışmakta yarar var.Birincisi; HDP’nin barajı yıkarak demokratik hareketin seçimlerden zaferle çıkması, Erdoğan diktatörlüğünü ve AKP’nin tek başına hükümet olmasını engellemekle kalmadı, demokratik halk hareketini daha da güçlendirdi. Tablo halklarımıza nefes aldırdı; birikimlerimizi daha da görünür kıldı.İkincisi; bu sonuç, diğer burjuva düzen partilerini ‘etkisizlikten’ ve AKP esaretinden kurtarmış oldu.Yani HDP’nin barajı aşıp, AKP’ye “dur” demesi ve Erdoğan’ın hesaplarını bozması, CHP ile MHP’yi de burjuva politik arenada ‘etki’ sahibi yaptı.Zira HDP barajı aşamasaydı, onların seçimde aldığı sonuç, hiçbir etki yaratmayacaktı.Hayat böyledir; toplumsal gelişmeler bazen enteresan sonuçlar yaratıyor.CHP ve MHP’yi AKP esaretinden kurtaranın HDP olması gibi! Yanlış diyenler, lütfen bir dakika düşünsün!HDP barajı aşmasaydı; MHP, konumunu korumuş olmakla ya da birkaç puan artışla bozkurt işareti yapıp, gaz vermekten başka ne yapabilirdi!Bu sonuçlarla CHP’nin, daha ilk akşamdan kazan gibi fokurdayarak kaynayacağını öngörmek hiç de zor değil.CHP’nin, genel başkanlıktan tutun diğer birçok kurula kadar ciddi bir kriz içine girmesi kaçınılmaz olmaz mıydı?HDP, barajı 13.1 ile aşmayıp, Kürt illerinde AKP’yi bitirmemiş, Türkiye genelinde geriletmemiş olsaydı,CHP kurmayları, öyle seçim akşamından çıkıp, Kılıçdaroğlu’nun başbakanlığını ve CHP’nin Hükümet kuracak parti olduğunu ilan edebilir miydi? Hayır!HDP halk güçlerini önemli oranda bir araya getirip, barajı geçmeseydi, bunların hiç biri olmayacaktı.Dolayısıyla onlar, halkın oyu ve iradesine ipotek koyan “emanet oy” laflarını bir yana bıraksınlar. Dahası,  HDP’ye, Türkiye’nin her dilden ve inançtan emek, barış ve demokrasi güçlerinin taktiğine ve mücadelesine çok şey borçlu olduklarını da unutmasınlar!HDP barajı geçip, Erdoğan’ın hesaplarını tümden bozmasaydı; başta Bahçeli olmak üzere her iki partinin genel başkanı böyle konuşamaz, AKP karşısında yeni kombinasyonlar kuramaz, afra tafra yapma gücü ve ortamı bulamazdı.MHP’ye oy vermiş olanların, onun geçmişini ve sürdürdüğü politikalarını bilenlerin, Bahçeli’nin ve MHP kurmaylarının tekçi, inkarcı ve şoven söylemine kanmayıp, bir de buradan düşünmelerinde yarar var.Dolayısıyla HDP’nin başarısı Erdoğan’ın başkanlık hesaplarını, onun yeni despot anayasa planını, tek parti diktatörlüğü hesaplarını yerle bir etmekle kalmamış; AKP’nin yeniden hükümet olmasını engellemiş, içeride ve dışarıda savaş politikalarına “dur” demiş  ve aynı zamanda diğer partilerin AKP karşısındaki pozisyonlarını da başka bir noktaya çekmiştir. Onlar kalksın otursun, kendilerini AKP zulmünden kurtardığı için, ortamı AKP teröründen kurtardığı  için HDP’ye, ona oy veren milyonlara teşekkür etsinler. Ve ‘tekçi’likten, inkardan vazgeçip, buradan doğru bir sonuç çıkarsınlar! HDP’nin barajı aşamaması halinde, AKP, HDP’nin 80 vekilinin neredeyse hepsini gasbedecek, tek başına her şeyi belirleyen parti olmaya devam edecekti.HDP’nin aldığı sonuç tüm halklarımızı, tüm dünya halklarını sevindirmiştir. Bu sevinç, bu başarı emek, barış ve demokrasi güçlerinindir, hepimizindir.HDP’nin aldığı sonuç, halktan, emekten, özgürlükten yana bolca laf edenlere, böylesi bir niyet içinde olanlara, hiç değilse seçim öncesi söylediklerinin bir bölümüne sadık kalmayı başarabilecekleri yeni bir olanak sunmuştur.Bunu iyi anlasınlar ve gereği için çaba içinde olsunlar.Yani HDP’ye oy vererek demokratik halk hareketini bir üst boyuta taşıyarak, demokratik halk iktidarı mücadelesi için moral ve motivasyon koşulları yaratan milyonlar, bu tutumla CHP’ye de “geçici” nefes aldırmışlardır. MHP de bu atmosferden yaralanmıştır. Bu “geçici” halin neye dönüşeceğini ise koalisyon hesap ve pazarlıklarının sürdüğü önümüzdeki süreç gösterecektir. Dolayısıyla HDP’nin yüzde 13.1 oyu sadece demokratik halk hareketinin güç kazanmasıyla kalmamış, Erdoğan tipi başkanlığı, iç ve dış politikadaki fütursuzluğu engellemiş, henüz halk iktidarı koşulları olmadığından, diğer düzen partileri için de “geçici/dönemsel bir kurtuluş” olmuştur.Üçüncü olarak; HDP’ye gelince…Kürt demokratik hareketi esas belirleyici olmakla birlikte, HDP sadece Kürt sorunu eksenli, ulusal bir parti de değil.HDP bir düzen partisi de değil. O kulvara çekilmek isteniyor ama HDP oraya girmeyecektir!HDP; TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB ve uluslararası sermayenin ve egemen güç odaklarının hesaplarına ve onların koalisyon seçeneklerine itibar etmeden, mücadelenin geliştirilip, daha da güçlenmesi için her şeyi göze almalıdır. Zaten atılacak olan demokratik her türlü adıma engel olmayacak olan HDP, kurulacak hükümet/ler üzerinde demokratik ve emek eksenli mücadeleyi etkili kılma çabasından geri durmamalıdır. Hiçbir koalisyona ortak olmadan ve onu desteklemeden hareket etmelidir. HDP, işçi ve emekçilerin, halkların demokratik iktidarı için kendi bağımsız yolunda kararlıca yürümeli; herhangi bir koalisyonda dolgu maddesi olmadan kendi özgün çizgisini derinleştirmeli, emek, barış, özgürlük ve demokratik Türkiye mücadelesinin de katalizörü olmalıdır. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri