İZLENİMLERSeçimler zamanında yapılacak nutukları dinlerken, birden bire nereden çıktığını anlamadan jet hızıyla sandığa gidiyoruz.İktidar cephesi seçmen nazarında erime olacağını mı gördü ki; böyle hızlı bir karar aldı soruları ilk günlerde soruldu.Erime olabilir. Öyle de gözüküyor zaten.Böyle bir endişenin iktidarda olduğu net bir biçimde görülüyor.Bu tedirginlik olmasa 16 yıldır iktidarda olan bir parti, üç yüzü aşkın vekili varken, yanı sıra bir muhalefet partisinin kayıtsız şartsız desteği de sürerken, durduk yere neden seçime gitsin ki ?Neden böylesi bir hızla seçime gidildiği soruları artık geride kaldı.Bu saatten sonra seçimlerden sonra nasıl bir Türkiye olmalı sorusuna odaklanmak gerekli.24 Haziran seçimleri için karar alan meclis, parlamenter sistemin uygulandığı bir ülkenin meclisi.Ancak seçimler sonrası oluşacak meclis, başkanlık sisteminin uygulandığı bir meclis olacak.Cumhurbaşkanı, şimdi yürürlükte olmasa da, fiili olarak uygulanan geniş yetkilere, yasal olarak da sahip olacak .Yüzyıla yakın geçmişi olan cumhuriyetimiz, demokratik parlamenter sistemden bize özgü başkanlık sistemi ile tanışacak.24 Haziran seçimlerinde seçmenin bakışlarının biri de bu konu olmalı.Cumhur ittifakı dışında kalan tüm partiler ideolojik olarak birbirlerine yakın partiler değil.Ancak hepsi de demokrasi paydasında buluştuklarını net bir biçimde ifade ediyorlar.Bu partilerin başka bir iddiaları daha var.16 Nisan 2017’de yapılan halk oylamasıyla değişen sistemden geriye dönüş için mücadeleyi seçmene sunuyorlar .24 Haziran seçimlerine, yasamanın yeniden etkinleştirilmesi, yani bu ülkeye demokratik parlamenter sistemin geri getirilmesi noktasından bakmak lazım .Bu ülkede yasama, yürütme ve yargı erklerinin denge içinde birbirini denetleyen yapısına yeniden dönmeliyiz.Bu olmalı ki; demokrasi, özgürlükler ve de hukukun üstünlüğünün yaşandığı bir ülke özlemimiz dinsin.
SANDIĞIN GETİRECEKLERİ
.