.
Ekonomik kriz her sektörde etkisini artırarak sürdürüyor. Şu sıralar en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm işletmelerden yaşanan nakit krizi, alış-verişleri olumsuz etkilemeye devam ederken, bu durumda para satan bankalar da payına düşeni alıyor.Yaşanan belirsizlik nedeniyle bankalar bir yandan verdiği krediyi tahsil etmenin kaygısını taşırken, diğer yandan da para verebilecek müşteriyi iğneyle kuyu kazar gibi arayarak seçmeye çalışıyor. Bankalar şu sıra yoğurdu üfleyerek yiyor dersek yerinde olur.Piyasalar bankaları da düşündürdüğüne göre esnafın yani küçük işletmelerin vay haline...Hal böyle olunca bankalara en çok ihtiyaç duyan sanayici, iş adamı yani yatırımcılar önlerini göremediklerinden bankaların kapısını çalamıyor, bankacılardan gelen çağrıya da olumsuz yanıtlar vermek zorunda kalıyor. Onun için şu sıra çoğu işletme krediye pekte sıcak bakmıyor. Çünkü yarın piyasaların ne olacağı, nerde duracağını kimse bilmiyor.Örneğin küçük bir işletme olan gazetemizde şu sıralar aynı soruna karşı adeta direniyor. Ancak okuyucuların desteği ve sahiplenmesi ile bu günleri kolayca atlatacağımıza inanıyoruz. Zor koşulara rağmen mesleğin etik ilkelerine bağlı kalarak, emekten yana duruşumuzdan taviz vermeden, demokrasi ve özgürlüklerin savunucusu olmaya devam edeceğiz, mağdurun da sesi ve soluğu olmaya yolunda kararlı duruşumuzu sürdüreceğiz. Ne şantajcı, ne sahteci, ne yandaş, nede yalaka bir gazetecilik yapmadık, bundan sonrada yapmayacağız. Bu şekilde mesleği kirletenlerin yanında da yer almadık. Burada okuyuculara da önemli görev düşüyor, daha temiz bir basın için ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Gaziantep basınında yaşanan kirlilik nedeniyle mesleğini dürüstçe yapan etik kurallara bağlı gazetecilere de sahip çıkma zamanıdır.Evet kısaca bizden bahsettikten sonra geçtiğimiz günlerde tv kanallarında Türkiye'de son 12 yıldaki işsizlik rakamları açıklandı. CHP'nin verdiği soru önergesine karşılık açıklama yapmak zorunda kalan iş cinayetlerinin birinci derece sorumlularından Çalışmayan Bakanlığa göre, Türkiye'de 12 yılda meydana gelen iş kazalarında 13510 kişi hayatını kaybetmiş. Kazaların başını ise tarım, inşaatlar ve maden ocaklarındaki iş kazaları çekiyor. Halen bir maden ocağında 16 işçi yerin metrelerce altında kurtarılmayı bekliyor. Günümüz çağında böyle bir teknoloji yoksunluğu var mı. Analar maden ocağının dışında çaresiz bekliyor, içerde kurtarılmayı bekleyen kurumuş cesetler... Cumhuriyet tarihinde hiç bu kadar iş kazası yaşanmadı.Böyle bir olay acaba şu özenti duyulan gavur memleketlerin Avrupa'sında olsaydı, bugün o bakan ve bağlı olduğu iktidar, kaç saat yerinde kalabilirdi. O zaman vicdanların sesine bu kadar sağır olan bir anlayış, halen koltukta nasıl oturabiliyor dersiniz...Düşünün siz, biat toplumu yaratılmasaydı sorumlular bu kadar rahat olabilir miydi.CHP'nin önergesi üzerine açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in ifadeleri böyle.Unutmadan yine son bir habere göre Türkiye'de işsizlik oranı yüzde 10,1 olarak belirlendi. Buna göre 2 Milyon 950 kişi bu ülkede işsiz. Evet bir yandan ekonomik kriz, diğer yandan işsizlik, nerde o büyüyen ekonomi. Büyüyen ekonomide işsizlik artmaz azalır, peki o zaman işsizlik niye artıyor. Üstelik bunu muhalefet açıklamıyor, devletin istatistik verileri. Zaten böyle veriler nedeniyle yakında o kurum da kapatılırsa şaşmayın.Türkiye'de 3 milyona yakın işsiz insan varken, devletin en tepesindekinin bin odalı saray yaptırması ne kadar doğru.AKP hükümeti döneminde daha çok şeylere tanık olacağız. Hele şu Alevi açılımı dedikleri uyutma, uydurma politikalarına bir bakın. Kendilerinden başka kim inanıyor bu saçmalığa. Uzağa gitmeye gerek yok, Milli Eğitimdeki politikalarına bir bakın Hanefi mezhebine uygun din dersi ve Kuran-ı Kerimi okulda zorunlu kılarak Alevi çocuklarına dikta edeceksiniz, sonrada kalkıp Alevi Açılımından söz edeceksiniz, size kim inanır ki...
