.
Tarsus-Mersin arasında bir minibüsle evine ulaşmak isterken insanlık dışı bir şekilde tecavüze uğrayan ve ardından katledilen Özgecan, hepimizi üzüntüye boğdu. Ülkemizde öteden beri kadınlara tecavüz var. Tecavüzlerin temelinde, adını ikinci sınıf, gören ve onu eve kapatan, kadını cinsel nesne olarak görme anlayışı yatmaktadır. Kadına karşı oluşan bu durum son on iki yıl içinde gittikçe büyük boyut kazanmaya başlamıştır. Dünya tecavüz haritasında tecavüzlerin en çok, gelişmekte olan ülkeler denilen, emperyalistlerce geri bıraktırılan ülkelerde, olduğunu görürüz. Gelişmiş batılı ülke halkları arasında bu tip olaylara çok az rastlanmaktadır. Bunun temel nedeni emperyalist ülkelerin bizim gibi ülkelere Ortaçağ düzenini dayatmalarıdır. Onlar bizim gibi ülkelerde, en gerici, ortaçağcı, dini siyasete alet eden sınıflarla işbirliği yaparlar. Ülkemizde de yüzyıllardan beri halkın iliğini, kemiğini sömüren asalak sınıf olan Tefeci-Bezirgân sınıfın ideolojisi, bunlar eliyle ayağa kaldırılmıştır. Halkımıza yeni bir Müslümanlık tarif edilerek bu yol gidilmesi öğütlenmeye başlanmıştır. Vatandaşların dinsel ayrılıkları körüklenmeye başlanmış. İnanç grupları arasında ayrımlar yapılmaya başlanmıştır. Bu yapılırken de II. Meşrutiyet (Jöntürk devrimi), Kurtuluş savaşımız ve Cumhuriyet ile kazandığımız laik düzen ortadan kaldırılmaktadır. Bu gidişe dur diyen “Gezi direnişine” tüm Türkiye katılmıştır. Halkımız laik düzene sahip çıkmıştır. Ancak laik düzen içinde insan hak ve özgürlükleri anlam kazanır. Demokrasi, ancak laik bir düzen üzerinde gelişebilir. Eğitimde medrese düzeni, kadını evin içine hapsetmek AKP iktidarının halkımıza dayattığı, laiklik karşıtı uygulamalardır. Son yıllarda, hızla kadın cinayetlerinin ve tecavüzlerin artması tüm bunların sonucudur. Kadını erkekten ayıran, okullarda kız erkek ayrımını sonuna kadar giden uygulamalar, erkek ve kadını birbirine yabancılaştırır. Bu düzende daha egemen bir durumda olan erkekler de bunu kullanarak kadını ezmeye çalışır. Özgecan’ın hunharca katli, toplumumuza tutulan bir aynadır. İnsanları bir canavar haline getiren bu, gidişe dur demeliyiz. Laik bir düzende, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı bir yaşam, hepimizin hakkıdır. Bizim bu hakkımızın gasp edilmesine karşı durmalıyız. Anamız, bacımız, eşimiz, kızımız olan kadınlarımızı ezen bu Ortaçağcı düzene hep birlikte son verebiliriz.