Okullu olduk
ARİF NACAROĞLU
Yerleştirme sonuçları açıklandı. Tüm kontenjanlar neredeyse doldu. İlkokula başlarken söylerdik bir zamanlar;
“Şimdi okullu olduk
Sınıfları doldurduk.”
Şimdi üniversite kapısındayız. Hemşeriler için şimdilik sorun yok ama dışarıdan gelenler girişlere kurulan “yurt başvuru” masalarının arasından bir tarikata avlanmadan sağ salim geçebilirse öğrenci işlerine ulaşıp kayıt yaptıracaklar.
Nereye?
Bölümlerine.
Sonra?
Dersler başlayacak. Kıdemli öğrenciler ders notlarının, çıkmış sınav sorunlarının hangi kırtasiyeciden alınacağının, hangi hocanın devamsızlığa önem verdiğinin, hangi dersi kantinde geçirmenin daha hayırlı olduğunun bilgisini verecekler. Heyecanla başlayan öğrencilik sona doğru iş bulma, KPSS, YDS, hamili kart kaygısıyla heyecansız bir hal alacak. Bu arada yukarıda, hoca katında, kontenjanı 2 ile çarpılarak doldurulmuş ama dolmayan sınıflarda matematik, fizik, kimya gibi lüzumsuz (?) şeyler anlatmaya çalışan hocaların atanma, yükselme, maaş, ek ders, döner sermaye gibi can alıcı konuları konuşulacak. Bizden olanlar diğerlerini ufalayıp odalarına kilitlemenin, mümkünse kapı önüne koymanın hesaplarını yapacaklar. Bizden olmayan hiç kimseyi hoca yapmayan, her makama kendini atayan yöneticiler Reis ile Bay Kemal korkusu arasına sıkışmış iradeleriyle ne yapacaklarını şaşıracaklar.
Münafıklar çıkıp, “Arkadaşlar, ortada milyonlarca ev genci var. Üniversiteye giriş değil, üniversiteden çıkıp işe giriş kontenjanlarının dolması daha önemli” diyecekler ve der demez susturulacaklar.
Ve ilkokula başlayan küçük kardeş heyecanla bağıracak;
“Sevinçliyiz hepimiz
Yaşasın okulumuz.”