Nefret insana ait bir duygu. İnsan beyni geliştikçe, sanatla, edebiyatla, bilimle şekillendikçe, insana yakışır bir dünya görüşü ve davranışıyla donandıkça beynin kıvrımları arasında azalıyor. İnsan dışındaki canlılarda nefret duygusu yok. Korkma var. Kızma var. Saldırma var. Öldürme var. Ama nefret yok.Nefret menfaat ile doğrudan ilişkili. Maddi ya da manevi, iyi ya da kötü bir ilişki içinde olmadığı birisinden nefret etmiyor insan.Nefretin ete, kemiğe bürünmesi, eyleme geçmesi insanın sahip olduğunu sandığı gücüyle ilgili. Nefretini güçsüzlüğünün altında saklamaya mahkum insan yalakalaşıyor, gününü beklerken alttan alıyor, susuyor ve bekliyor. Edilgen nefret duygusunu bastırmayı, görmezden gelmeyi beceremeyen az evrimleşmiş insan ise gücü oranında saldırıyor, yok ediyor.Nefret kıskançlıktan, elde edememiş olmaktan, çaresizlikten kaynaklanıyorsa sadece saldırmak yetmiyor. Bilinç altında nefretle yoğurulmuş yok etme duygusu hayvanlarda ve bitkilerde olmayan sebepsiz tepkilerle, gücü yetiyorsa düşman gördüğüne, gücü yetmiyorsa onun sevdiğine öldüresiye saldırıyor.Nefret duygusunun sarmalına dolaşmış insan, yaşamın felsefesini, varlık nedenini, canlı sevgisini ve ulaşamayacağı tüm insani değerleri küçümsüyor. Yalancı dünya görüşünün haksız sebepleri ile kendi küçük ve az kıvrımlı beynini sadece kendine inandırarak korunduğunu sanıyor. Olmayan vicdanının son kırıntılarını törpüleyen nefret duygusu etrafına verdiği zararla birlikte aslında kendisini öldürüyor.
Nefret
.