MÜLAKAT MI, MUĞALATA MI

.

Hilenin türlüsü hilekârdadır

Hakka nahak bakan gözü tanırız

İstismar nerdeyse, gasp da ordadır

Aldatan riyakar sözü tanırız

Sevgili okurlarım;

Yüce Rabbimizin ve O'nun, indirdiği kutsal kitabı Kur'an-ı Azim Şan'ın  ve İslam inancımızın özünde yer alan hususun

 "kul hakkına riayet"in olduğunu, akıl baliğ olan herkes bilir ve uyulması gerektiğine inanır...

İnanır da; her nedense, bu hak, bilhassa siyasi ve dinci istismarcılar tarafından, her fırsatta haksızlığa feda edilir..??!!

"Kul hakkının istismar edilmesine" bilhassa, Anayasal hak doğrultusunda tepki gösteren duyarlı toplumun mesuliyet duygusunu ortaya koymasını, "terörist faaliyet" şeklinde yorumlayıp, sindirme ve susturma hamleleri yapan iktidar yanlılarını vicdanlarıyla, ahlâk ve inanç anlayışlarıyla baş başa bırakarak, "mülakatın ve muğalatanın" açılımına bakalım...

*

Sevgili okurlarım;

MÜLAKAT; herhangi bir sosyal konu ya da sorunun üzerinde, uzman kişi ya da kişilerle yapılmış konuşmaları yansıtan yazı türüdür. Toplumun tamamını ya da bir kısmını ilgilendiren alanlarda "mülakat" yapılabilir. Gazete ve dergilerde yayımlamak üzere yapılan mülakatlar için daha çok röportaj sözcüğü kullanılır.

MUĞALATA;

"Ğalat”tan türemiştir. Nutukta ve sözde yanılmak” demektir. Bir başka ifadeyle; “doğruya benzeyen yanlışlardır; veya yanlış olan vehmi öncüllerden oluşan mukayasedir”

*

Bu iki kavrama değinme nedenim; 20 yıldır usülsüzlükte ve liyakatsizlikte sınır tanımayan; istismarıyla sosyal, hukuk devletinin çivisini çıkaran "AKP sultanizm" anlayışının pervasızlıklarını; riyaya bulanmış  halde "Bismillah, ya Allah, Allahü Ekber!" nidalarıyla sürdürmesidir..??!!

Bu istismar şekli; AKP'nin; 15 Temmuz öncesi "iki mabad bir tuman" halindeyken; verilen fırsattan (?!) istifade ederek, liyakat, kural, kaide, hak, hukuk, vicdan tanımadan ülkeyi ele geçirmeye yeltenen ve milletin karşı duruşuyla püskürtülen FETÖ lanetinden kalan tortuyu çağrıştırmakta..??!!

Bu hususta; yüzlerle, binlerle, hatta milyonla

ifade edilen istismar örneklerini sıralamak işten değildir..??!!

İmamlar alınırken dahi (?!) AKP'li milletvekillerince, Diyanete hitaben hamiline kartların yazıldığına...

KPSS sınav sonuçlarına göre öğretmen alımında; yazılı sınavda ilk 100'ün içinde yer almış olmalarına rağmen; AKP'ye yakın olmayan adayları mülakatta başarısız sayılıp haklarının yenildiğine...

Liyakatten ziyade sadakate göre istihdam yolu izlenerek kadrolaşmaya gidildiğine dair aşağıdaki örneklere birlikte bakalım:

(A.A'nın yayından çıktığı, ekranın karartıldığı ve Anamuhalet lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun hazır bulunduğu toplantıdan) konuşan mağdurlar:

1) İngilizce öğretmenliği 303’üncüsü Salihcan Büyükaydın, KPSS sınavından 79,72 puanla İngilizce öğretmenliği alanında 303’üncü olarak “Sözleşmeli öğretmenlik için sözlü sınavlara girdim. Sözlü sınav sonucumun 56’ya düşürüldüğünü gördüm. Tercih dışı bırakıldım. Bunun sonucunda da iki gündür uyku uyuyamıyorum. İki gündür yollardayım. Kurum kurum geziyorum. Çalmadık kapı bırakmadım. Büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. İnşallah hakkımız bize geri verilir" dedi.

2) Lise matematikte Türkiye 68’incisi olan Fuat Korkmaz; Lise matematikte Türkiye 68’incisi... 733 kontenjan arasından bu dereceyi yapan Fuat Korkmaz; “Ailemden, çocuğumdan feragat edip, ders çalışmakla geçirerek, bu başarıyı elde ettim. Ama sözlü mülakatım da çok iyi geçmesine, mülakattaki hocalarımın beni tebriklerle uğramasına rağmen mülakatta 55 puan aldığımı öğrendim. Benim gibi bir, 10, 100 değil bin kişiye yakın böyle arkadaşımız var. Çok mağduruz. Adaletin tecellisini ve hakkımızın teslim edilmesini istiyoruz” dedi.

3) İlk 100'deki Hatice Ulubay; felsefe grubu öğretmeni...Alanında kontenjanın 149 kişi bulunduğunu aktararak, “Ben ilk 100’ün içindeydim. Puanım 87,75. Ben de elendim. Bu benim ikinci mülakatımdı. İlk mülakata üç ay önce girdiğimde puanım aynı verildi. 81,5’ti. 82’ye yuvarlandı. Fakat şimdiki mülakat puanım 54. Ben hala neden elendiğimi bilmiyorum. Sadece bunu öğrenmek istiyorum.” sözleriyle durumunu anlattı.

4) Özel eğitim öğretmeni Ahmet Yılmaz; "özel eğitim öğretmeni olduğunu ve babasının kendisini okutmak için bel fıtığı hastalığına yakalandığını; mülakat mağduru olduğunu" söylüyor.

Say say bitmiyor...?!

Hangisine dokunsanız bin ah işitiyorsunuz..!!

*

Umudunu yitiren diplomalı gençliğin; istikbalini yurt dışında aramaya yönelmesi; bu ülkeye yapılacak en büyük ihanet ve kötülük değil de ya nedir..??!!

Nitekim; hakkın yenilmesinin vesikası haline dönüşen mülakat garabeti, muğalatanın da ötesine geçmiş durumda:))?!...

 Vah benim memleketim..!! Vah benim gençliğim..!! Vah benim geleceğim..!!

 Vah ki, vah..!!

 *

Muğalata ile olmaz müminlik

Hakkı teslim etmez şeytanlık, cinlik

Harama götürür hin oğlu hinlik

Utanmaz, kızarmaz yüzü tanırız 

www.yenicizgihaber.com YENİ ÇİZGİ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri