.
Her şey 7 Haziran sonrası kurgulandığı gibi oldu. Milli irade bir ‘ yanlışlık ’ yaptı. Mecliste 276 sı olmayan bir AKP olamaz. Yüzde 47 yi sonra 49 u sonra yüzde 52 yi veren bu millet AKP nin elinden gücü almaz. Yeniden seçime gitmek lazım, tekrardan oynayacağız. Milli irade kararını gözden geçirecek ve de hayırlı sonucu alacağız. Zaten biz ‘azia milletimizin verdiği mesajı ’ aldık. İktidar cephesi baştan beri böyle düşündü. 1 Kasım’ı hesapladı ve planını uygulamaya koydu. Koalisyon hiç kafasında yoktu. Şimdi kazanmak için ne gerekiyorsa yapılacak. Zaten 7 Haziran sonuçlarına göre gereksinim olan sandalye sayısı 18 değil mi? Bunun çaba harcanacak. Görüyoruz ki el altından ittifak görüşmeleri başlamış bile. Liderler bunu doğruluyor. Benzer atakları AKP geçmişte de yapmıştı. Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş bu durumun AKP açısından başarılı örnekleridir. Görünen o ki geçen seçim ittifakı elinin tersiyle iten MHP’de bu kez öyle kolayca ‘yok kardeşim ‘ demeyecek. HDP ‘nin içine baktığımızda sol-sosyalist kesimlerden İslami kesimlere kadar farklı koalisyonlar ya da ittifaklar görebiliyoruz. İttifak, işbirliği, ortaklaşarak gücü artırmak siyasetin doğasında vardır. Yeter ki bu durum savunduğunuz ideolojilere, ortaya koyduğunuz söylemlerinize ve etik değerlere ters düşmesin. CHP ‘ye gelince bu tarz işleri yapmadı mı? Yaptı hem çok defa. CHP bu durumdan yeterince yararlanamadı. Hep sağ tarafa baktı. Kimler gelmedi ki sağ yandan kimler. Haksız da değildi bu konuda Genel Başkan Kılıçdaroğlu, sağdan sola oy getirmek çok zor bir şey. Bunu başarmak istedi. Bu kadar sağa bakan CHP biraz da unuttuğu sol yanına bakmalı değil mi? Sol yanına bakmalı ki bu ülkede orantısız bir biçimde gelir dağılımının altında kalan ve gelecek umutlarını yitiren yoksullara umut olabilmeli. Sol –sosyal demokrat bir parti kitlelerden bu yanını öne çıkartarak oy isterken, katmak gerekliyse ‘ sol kanattan da ’ siyasetçi kazanmalı.