Mehmet Ali Demir’in Gaziantep’e armağanları

.
GAZİANTEPLİ 100 TÜRK BÜYÜĞÜMehmet Ali Demir’in Gaziantep’e armağanları Mehmet Ali Demir, çok aktif bir insandı. Genç bir öğretmen olarak kentimize ataması yapıldığından, kabına sığamayan yapısıyla, bu kente pek çok hizmetlerde bulunma hevesiyle dolu olarak işe başlamak üzere Milli Eğitim Müdürlüğüne gitti.Kendisine daha ilk adımında Erkek Sanat Enstitüsü Müdürlüğü gibi önemli bir paye verilmişti. Atamasını yapan Milli Eğitim Müdürüne teşekkür ettikten sonra “Görev üstleneceği E.S.E.’nün nerede olduğunu” sordu.Doğrusu bunu müdür de bilmiyordu. Müdür, yardımcısını çağırıp sordu. O da bilmiyordu. Memurlara tek tek soruldu. Sonunda birinin okulun nerede olduğunu bildiği anlaşıldı.Okul, İnönü Caddesinin Saçaklı tepesine doğru çıkılırken sağda bulunan geniş bir arazi üzerindeydi.Mehmet Ali bey adresi öğrenince sevinçle okuluna koştu. Koştu ama gördüğü manzara kendisini düş kırıklığına uğrattı. Şimdi karşısında kapıya yakın bir yerde lojman adı altında tek odalı bir evcik vardı. Daha ötede ise köylerin üç sınıflı okullarını andıran salaş bir bina.Uğradığı düş kırıklığını hemen unutan Mehmet Ali Demir, kolları sıvadı. Buraya 6 sınıflı, 3 atölyeli, müdür, müdür yardıcısı, öğretmen odalı, yemekhaneli bir okul yaptırılması için kentin önemli mimarlarınden birisine, hayrına plan çizdirdi.Sonra plana göre okulun inşaatına başlandı. İnşaatın ilerleyebilmesi için gerekli malzemeleri, eşraftan, iş adamlarından, esnaftan tatlı diliyle sağlamayı bildi. Herkesin onun bu gayretkeşliğine gülüp geçmesine, yapmaya çalıştığı işin bir hayal olduğunu böylemesine rağmen 9 ay içinde okul yapılıp çatılmıştı bile.Girişkenliği sayesinde bir kısmını Gaziantep Milli Eğitim Müdürlüğünce, bir kısmını bakanlıkça atama yaptırarak öğretmen kadrosunu sağladı.O zamanlar okulda sabahtan öğlene kadar genel kültür dersleri, öğleden sonraları ise atölye dersleri veriliyordu.Okulun geniş olan arazisi üzerinde teneffüs alanı dışında futbol, basketbol ve voleybol sahaları oluşturuldu.Üç atölyeden birisinde demircilik, ikincisinde marangozluk, üçüncüsünde torna-tesviye işleri öğretiliyordu. Rahmi Türkben adındaki futbolcu bir Beden öğretmeninin yanı sıra, Talat isimli Şehreküstüspor’dan Galatasaray’a transfer edilen milli oyuncularımızdan Talat da bu okulun çatısı altında yer alanlardan olmuştu.Benim de bu güzel okulda bir yıl öğrencilik yapma şansım oldu. Gaziantep Erkek Sanat Enstitüsü’’nün yanı sıra kentimizin Kavaklık semtinde, yüzlerce öğretmeni bahçeli ev sahibi yapmıştı.  Erkek Sanat Enstitüsünü, tatlı dili, güler yüzüyle devlet katkısı olmadan yoktan var eden büyük insandı o.Kentimize verdiği armağan sadece E.S.E değildi. Bugün içinde oturanların adını bile anımsayamadığı Mehmet Ali Demir, Kavaklık civarındaki boş arsaların zerinde bir Öğretmen Evleri sitesi oluşturan insandı.Kurduğu Öğretmen Kooperatifiyle, pek çok dar gelirli öğretmeni şık birer ev sahibi yapmakla kalmamış, bu güzel sitenin her sokağına, milli eğitimimize emeği geçmiş olan öğretmenlerin adllarını verdirtmişti.O bu jesti yapabilmişti ama ne yazık ki Milli Eğitim camiası, kendisinin adını bir bulvara, bir caddeye değil, bir sokağa vermeyi bile akıl edememişti.Onda bu memlekete hizmet aşkı adeta hırsa dönüşmüştü. Gaziantep’e yeni eserler kazandırmak için durmadan uğraş veriyordu. Bu uğraşlardan meyve veren bir eseri de Çocuk Esirgeme Kurumunun Gaziantep Çocuk Yuvası oldu. Türkiye’nin en büyük Çocuk yuvalarından birisi kentimizde onun sayesinde kuruldu. Böylece bu yuvada kimsesiz yüzlerce çocuk baba evi sıcaklığını buldu, sokaklarda yok olmaktan kurtuldu.Mehmet Ali Demir’in Gaziantep’e hizmetleri saymakla bitmez. Binalardan biri de Kamil Ocak Stadının karşısındaki Kızılay binası oldu.Bir başka hizmeti belediyenin de katkılarını sağlayarak kurmayı sağladığı Düşkünler eviydi.Demir, bu arada kendi geleceğine yönelik çalışmalar de yapıyordu. Niyeti memleketi olan Tunceli’den milletvekili seçilmekti. O amaçla her bayramda Elazığlı bürokratlara, esnafa, muhtarlara vb. matbaada basılmış mektuplar, bayram tebrikleri, yılbaşı tebrikleri gönderiyordu.Gönderdiği bu mektup ve tebrikler ne yazık ki etkili olamadı. Emekliye ayrılınca CHP’den adaylığını koydu ama 50’li yıllarda ülkenin her yerinde olduğu gibi Elazığ’da da seçimleri Demokrat Parti kazandı. Milletvekili seçimlerindeki başarısızlığı onun başka bir biçimde ödüllendirilmesine neden oldu. 1960 devrimi sonrası oluşturulan Kurucu Meclise Tunceli Senatörü olarak gönderildi.Gülünce altın dişleri görünen, yüzü çopur, kara yağız bir adam¬dı. Babamın iyi arkadaşıydı. Sık sık bizim dükkânımıza gelir, yapmak istediği yeni işleri anlatırdı. Ben çocuk halimde bile onu can kulağıyla dinler, hayallerine hayran kalırdım.Cumhuriyet ve Ulus Gazetelerinin Gaziantep muhabiriydi aynı zamanda Mehmet Ali Demir. Demokrat Partinin iktidara geçmesiyle bu görevi babamın omuzlarına yüklemişti.Onun bu çalışkanlığı, kentimize sağladığı hizmetleri düşündükçe, bir insanın Gaziantepli olabilmesi için Gaziantep’te doğmuş olmasının şart olmadığını anlamıştım. O Tunceli’de doğmuştu ama sanki kökten sürme bir Gaziantepliydi. Işıklar içinde uyusun.      

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri