Laik Eğitim ve Emeğe Saygı’ya Saldırı…

.
Geçen Cumartesi günü, Eğitim-İş üyesi emekçiler Ankara Tandoğan’da toplanıp, Kızılay Güven parkta basın açıklaması yapmak istediler.  Eğitim emekçileri daha yolda yürüyüşe geçmeden, herkesin duyacağı bir uyarı yapılmadan, meydanın dört yanından TOMA’larla saldırıya uğradılar. Polisin,  basınçlı biber gazı, su, plastik mermileri kullandığı ve coplarla yapılan saldırıda çok sayıda eğitim emekçisi darp edilerek gözaltına alındı.  Orada bulunan herkes az ya da çok biber gazından etkilendi.Anayasal hakkını kullanarak, yürüyüş ve açıklama yapmak isteyen öğretmenlere niye saldırılıyor? Emekçiler, laik eğitime sahip çıktıkları için saldırıya uğradılar. Emeğe saygı dedikleri için saldırıya uğradılar. Çünkü bu yıl iş cinayetleri tavan yaptı. Soma ve Ermenek’te Maden cinayetlerinde yüzlerce işçimiz hayatını kaybetti. Her gün ortalama 3–4 dört işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. İşçi sağlığı ve güvenliği, için daha az harcama yapılıyor. İş yerleri bağımsızca denetlenmiyor. Böyle olunca da iş cinayetleri önlenemiyor. Ayrıca, İşçi sınıfını örgütsüz bırakmak için, AKP iktidarı yeni düzenlemeler yapıyor. Daha da yetmedi, İşçi sınıfı örgütlenmek için direnişler yaptığında, polis gücü devreye giriyor. Bir avuç parababası, daha çok kar etsin diye tüm bunlar yapılıyor.Laik Eğitim, 4+4+4 medrese düzeniyle bitirilme noktasına getirildi. Son Milli Eğitim şurasında alınan kararlarla, dini eğitimin anaokullarına kadar yaygınlaştırılmasına karar verildi. Karma Eğitim ortadan kaldırılmak isteniyor. Latin harfleri kaldıralım, Arapça alfabeye tekrar dönelim deniyor.  Oysa Laik düzen, demokratik yaşamın en temel ilkesidir. Ancak laik bir düzende, vatandaşlar birbirlerinin inançlarına saygı içinde yaşarlar. Birbirlerinin haklarına saygı gösterirler. Laik olmayan düzenler, Ortaçağ rejimleridir.  Laiklik karşıtı medreselerden yetişen Talibanlar, Pakistan ve Afganistan’ı yıllardır kana boğuyorlar. Ortaçağ rejimini sürdüren Suudi Arabistan’da her yıl birkaç Türk vatandaşı sudan sebeplerle asılıyor.Ülkemizde Laik düzen, Osmanlı döneminde hayata geçmeye başlamıştır. Birinci Meşrutiyet, II Meşrutiyet (JönTürk) devrimi, laik düzenin oluşturulmasının önemli aşamalarıdır. Kurtuluş savaşımız, saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte hayatın her alanına nüfuz etmiştir. Ülkemizde gericiliğin sosyal tabanı olan Tefeci-Bezirgânlık, tam olarak tasfiye edilemediği için, gericilik bir gerçeklik olarak var olmuştur. Emperyalizm, ülkemizdeki gericiliğin en önemli destekçisi olmuşlardır. 12 Eylül 1980 darbesi, 1961 anayasasıyla hayatımıza giren demokratik, laik uygulamaları ortadan kaldırmak için de yapılmıştır. Şu an Ortadoğu’da yaşadığımız, mezhep savaşları görüntüsüyle gördüğümüz savaşlar, ABD-AB emperyalizminin, dini kullanarak halkları birbirine kırdırmasıdır. Emperyalizmin, tezgâhına gelmemek için de halk olarak laikliğe sahip çıkmak zorundayız. Bu uyanıklığı gösteren Eğitim İş sendikası ve Birleşik Kamu-İş konfederasyonuna bağlı Tüm Yerel Sen, Büro-İş,  Genel Sağlık-İş  laikliği savunma anlamında Yatağandan, Ankara’ya bu yürüyüşü gerçekleştirmiş ve kamuoyunda önemli bir duyarlılık oluşturmuştur. Yürüyüşün son günündeki bu saldırı, Kamu emekçilerinin laik düzeni savunma konusundaki kararlılıklarını daha da perçinleyecektir. Önemli olan diğer nokta, halk olarak da laikliğin hepimiz için çok yaşamsal olduğu görüp, bu mücadeleye katılmamızdır.ercankosmanoglu@hotmail.com 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri