Belki de bu sorunun yanıtını bulmadan önce, insanların dinle nasıl tanıştıklarını irdelemek gerekir diye düşünüyorum. Her şeyden önce insanlar doğarken hiç bir inanca ve dine sahip değildir. İnsan doğduktan sonra önce ailesinin sonra da çevresinin kültürünü alır ve onunla yoğrulur. Müslüman bir ailede yetişen müslüman; Hristiyan ailede yetişen hristiyan; Musevi ailede yetişen de Musevi olur. Tabi bu örnekleri verirken çeşitli nedenlerden dolayı din değişen istisnaları saymıyorum... Yani insanların doğuştan bir din tercihi ile gelmiş olmaları mümkün değil. Bunu daha iyi anlatmak için şöyle bir örnekle açıklayalım: Diyelimki doğuşunuzdan itibaren sizi alıp, yetişkin olduğunuz bir yaşa kadar din ve mistik inançları olmayan bir topluma bıraktılar. Burada hiç bir dini kavram olmadığı gibi, ateistlikte olmasın. 18 yaşına geldiğiniz zaman size bir din seçmenizi önerdiler! Ne yaparsınız? Tabi ki ilk kez duyduğunuz ve ne anlama geldiğini bilmediğiniz bu öneri karşısında şaşıracaksınız. Önce bilgi sahibi olmak isteyeceksiniz ve size önerilen dinlerin kitaplarını okuyacaksınız. Bunları okuyup araştırdıktan sonra da size uygun gelen birini tercih edeceksiniz, ya da tamamını reddedeceksiniz... Peki burada karar vermenizi etkileyecek olan nedir? Tabi ki içinde yetişmiş olduğunuz toplumun eğitim kültür ve yaşam biçimi karar vermenizde en etkin rolü oynayacaktır. Çünkü din; ilk insan topluluklarından bu yana oluşmuş olan gelenek, görenek, örf ve adetlerinin sistemli bir hale getirilmiş halidir. Toplumlar evrildiği sürece uygarlaşacak, kendisi ile birlikte dinide reforme edecektir.KÜRTLERİN İSLAM ÖNCESİ DİNLERİBu gün her hangi bir dine mensup olan her ulusun geçmişte yaşamış olduğu eski bir dini vardı. Bazı uluslar (çok tanrılı) Politeist, bazıları da (monoteist) tek tanrılı dine inanırdı. Zengin bir mitolojiye sahip ulusların her zaman için kendilerine özgü bir dini ve uygarlığı olmuştur. Günümüz uluslarının dinleri de, kendi mitolojileri üzerinden şekillenmiştir. Bu açıdan baktığımız zaman belli başlı kürt mitolojisi olarak Kawa efsanesini ve Ezidi dinini görüyoruz. Van gölü çevresinde yaşamış olan Urartular'ın Kürt olduğunu iddia edenler olsa da, bilimsel olarak kanıtlanmış değildir. Kürtlerin bilinen en güçlü devleti olarak Medleri görüyoruz. Medler ilk olarak M.Ö. 858 yılında Zerdüşt olarak tarih sahnesinde yerlerini alıyorlar. Bu tarihten önce hangi isimle varlardı ya da ne zamandan beri zerdüşt oldukları konusunda bilgi sahibi değiliz.Zerdüşt dininde 3 ayrı peygamber vardır. Bunların birincisi M.Ö. üç bin yıllarında bu günkü İran topraklarında yaşadı ve Zerdüşt dininin kurdu. İkinci Zerdüşt M.Ö. 2040 yıllarında; son Zerdüşt ise M.Ö. VI. yüzyılda İran'da ortaya çıktı. Kurucusunun adı Zerdüşt olduğu için bu isimle anılır. III. Zerdüşt zamanında din, belli kurallara bağlandı ve sistematik hale getirildi. Zerdüşt dininde iyilik Tanrısı Ahura Mazda ve Kötülük Tanrısı Ehriman olmak üzere iki tanrı vardır. Bu dinde Ahura Mazda'ya ibadet ve meleklere saygı esastır. Ateş kutsaldır ve Güneş ateşin kaynağı olduğu için Kıble kabul edilir.Kürtlerin kendilerine uyarladıkları ve en eski dinleri "Ezıdi" dinidir. Bir söylenceye göre Ezidilerin kökenleri Zerdüştlüğe dayanmaktadır ve Fars şehri Yazd´an gelmektedirler. Buna göre Ezidi kelimesi farsçadaki "yazdan“ kelimesinden türemiştir ve bu kelime Avesta´da yaradanın ismi olarak verilmektedir. Bazı Hristiyan yazarlar Ezidilerin kökenlerinin Şemsanilere dayandığını tahmin etmektedirler. Ermeni bir tarihçi olan Mohamed Ahmed Dahman ise „…Bunlar güneşe tapan, kökenleri Farslara dayanan zerdüşt bir gruptur; burada Şemsaniler olarak tanınırlar. Kuzey-batı bölgesinde çok sayıda yaşamaktadırlar.“ diye söz eder. XI. yüzyılda Şeyh Adi'nin sistemleştirdiği Ezidilik yeni bir din olmaktan ziyade, eski Ezidi'liğin reformdan geçirilmiş halidir... Tanrıya, meleklere ve havarilere, Tausi Melek´e inan başta gelir. Tausi melek, tavuz kuşu formunda sembolize edilir. Bu doktrine göre ayrıca her Ezidi, ´Izid´in (Tanrı) şerefine yılda üç gün oruç tutmalıdır. Laleş ise Ezidilerin kutsal mekanı olmuştur. Her ezidi hayatında en az bir kere bu kutsal mekanı ziyaret etmelidir. Diğer inançlardan olanlar ile evlenmek yasaklandı, ayrıca mürid, pir ve şeyh sınıflarından olanların da birbirleri ile evlenmeleri yasaklanmıştır. Bu reforma rağmen bazı eski inanç ve gelenekler korunmuştur. Ateşin kutsallığı eskiden ve Zerdüşt inancında olduğu gibi korunmuş ve güneşe dönerek dua etme geleneği sürdürülmüştür. Bu gün müslüman olan kürtler, araplardan sonra islama ilk geçen ulus olmalarına rağman, Ezidi kürtler islamiyeti hiç bir zaman kabul etmeyerek direnmişlerdir. Şeyh Adi tarafından kurulan Ezidilik, belkide o dönemde islam ordularının yoğunlaşan baskılarına karşı alınmış bir tedbirdi... SÜRECEK
Kürtler nasıl Müslüman oldular?.. -1-
.